1.
ulu erenlerin, 1996 senesinde çıkardığı bir ömürlük misafir albümünden muhteşem bir eserdir.
devamını gör...
2.
memati'nin oğlu öldüğünde çalan şarkıydı. o bölüm herkesin içinden bir parça şeyler eksiltti.
devamını gör...
3.
kim açtı bu başlığı be kardeşim. gece gece ciğer paramparça oldu. ne gerek vardı be kardeşim. *
devamını gör...
4.
yaşarken kimseden hiç bir şey istemedim. öülnce tek dileğim sene de bir de olsa dostlarımın beni bu türküyle anmasıdır.
devamını gör...
5.
bu elazığ - harput türküsü bir aldatılma ve aşk hikayesinin hazin sonuna yakılan ağıttır.
elazığ'da yaşayan bekir hoca adlı bir beyefendinin genç ve güzel bir eşi vardır.
aynı zamanda yakışıklılığı ve zamparalığıyla ün salmış mamoş adlı bir delikanlı da bu ahir zaman içinde aynı şehirde yaşamaktadır.
gel zaman git zaman bekir hoca'nın güzel eşi ile mamoş tanışmış ve zevk-i sefaya dalmaya başlamışlardır.
söylentiler günden güne yayılınca bekir hoca bir gün eşine elazığ'dan harput'a bir iş için gideceğini söyleyip pusuya yatmıştır.
bekir hoca'nın evden çıkmasıyla eşi mamoş'u içeriye almış, çilingir sofrasını kurmuş ve aşıklar şehvetin ateşli girdabında savrulmaya başlamıştır.
bir müddet evin dışında bekleyen bekir hoca ansızın eve girmiş, çift revolveri ile aşıkları oracıkta öldürmüştür.
bu olayın ardından mamoş'a yakılan ağıtlar nesilden nesile söylenegelmiştir.
türkü hüseyni makamında olup kaynak kişi mehmet akar'dır.
türküyü repertuara kazandıran fikret memişoğlu'dur.
dünya tekin'den dinlenmesi tavsiye edilir.
eserin orjinal icrası yörenin karakteristik çalgısı olan gırnata'nın nefesini ve hüznünü yansıtmaktadır.
pencere’den bir taş geldi,
ben zannettim mamoş geldi.
uyan mamoş, uyan uyan,
başımıza ne iş geldi.
eyvah mamoş, eyvah eyvah
tabip getir yarama bak.
penceresi yeşil yaprak,
mamoş giyer kara kalpak.
kör olasın bekir hoca,
yatağımız kara toprak.
eyvah mamoş, eyvah eyvah
tabip getir yarama bak.
pencere’nin önü çardak,
rakı içtik bardak bardak.
körolasın bekir hoca
koymadın ki murat alak.
eyvah mamoş, eyvah eyvah
tabip getir yarama bak.
evlerinin ardı kavak,
yağmur yağar ufak ufak.
kör olasın bekir hoca,
ağzımdaki kurşuna bak.
di kalk mamoş di kalk, di kalk
başımıza yığıldı halk.
ben kapıyı araladım,
ah bahtımı karaladım.
kör olasın bekir hoca,
mamoşumu yaraladın.
di kalk mamoş di kalk, di kalk
başımıza yığıldı halk.
mamoş paltonu tutayım mı?
hayrın için satayım mı?
mezarında boş yer var mı?
ben de gidip yatayım mı?
eyvah mamoş, eyvah mamoş
tabib getir imdada koş.
elazığ'da yaşayan bekir hoca adlı bir beyefendinin genç ve güzel bir eşi vardır.
aynı zamanda yakışıklılığı ve zamparalığıyla ün salmış mamoş adlı bir delikanlı da bu ahir zaman içinde aynı şehirde yaşamaktadır.
gel zaman git zaman bekir hoca'nın güzel eşi ile mamoş tanışmış ve zevk-i sefaya dalmaya başlamışlardır.
söylentiler günden güne yayılınca bekir hoca bir gün eşine elazığ'dan harput'a bir iş için gideceğini söyleyip pusuya yatmıştır.
bekir hoca'nın evden çıkmasıyla eşi mamoş'u içeriye almış, çilingir sofrasını kurmuş ve aşıklar şehvetin ateşli girdabında savrulmaya başlamıştır.
bir müddet evin dışında bekleyen bekir hoca ansızın eve girmiş, çift revolveri ile aşıkları oracıkta öldürmüştür.
bu olayın ardından mamoş'a yakılan ağıtlar nesilden nesile söylenegelmiştir.
türkü hüseyni makamında olup kaynak kişi mehmet akar'dır.
türküyü repertuara kazandıran fikret memişoğlu'dur.
dünya tekin'den dinlenmesi tavsiye edilir.
eserin orjinal icrası yörenin karakteristik çalgısı olan gırnata'nın nefesini ve hüznünü yansıtmaktadır.
pencere’den bir taş geldi,
ben zannettim mamoş geldi.
uyan mamoş, uyan uyan,
başımıza ne iş geldi.
eyvah mamoş, eyvah eyvah
tabip getir yarama bak.
penceresi yeşil yaprak,
mamoş giyer kara kalpak.
kör olasın bekir hoca,
yatağımız kara toprak.
eyvah mamoş, eyvah eyvah
tabip getir yarama bak.
pencere’nin önü çardak,
rakı içtik bardak bardak.
körolasın bekir hoca
koymadın ki murat alak.
eyvah mamoş, eyvah eyvah
tabip getir yarama bak.
evlerinin ardı kavak,
yağmur yağar ufak ufak.
kör olasın bekir hoca,
ağzımdaki kurşuna bak.
di kalk mamoş di kalk, di kalk
başımıza yığıldı halk.
ben kapıyı araladım,
ah bahtımı karaladım.
kör olasın bekir hoca,
mamoşumu yaraladın.
di kalk mamoş di kalk, di kalk
başımıza yığıldı halk.
mamoş paltonu tutayım mı?
hayrın için satayım mı?
mezarında boş yer var mı?
ben de gidip yatayım mı?
eyvah mamoş, eyvah mamoş
tabib getir imdada koş.
devamını gör...