orijinal adı: the violets of march
yazar: sarah jio
yayım yılı: 2011
ünlü yazar sarah jio'nun ilk kitabı mart menekşeleri, aldatılan bir kadının çıktığı tatille başlar. emily, eşinin onu aldatması sonrası bir tatile çıkar ve gittiği yerde bulduğu günlük; onu yeni bir dünyaya sürükler.
yazar: sarah jio
yayım yılı: 2011
ünlü yazar sarah jio'nun ilk kitabı mart menekşeleri, aldatılan bir kadının çıktığı tatille başlar. emily, eşinin onu aldatması sonrası bir tatile çıkar ve gittiği yerde bulduğu günlük; onu yeni bir dünyaya sürükler.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "gulmekicinyaratilmis" tarafından 05.02.2025 09:28 tarihinde açılmıştır.
1.
zorla nazilere katılmak zorunda kalanlara mart menekseleri denirdi.
adını buradan alan kitap sarah jio nün liberty journal ödülünü de alan ilk kitabı.
geçmişle şimdiki zamanın iç içe geçtiği harika bir kurgu.
esas kahraminimizi kocası başka bir kadına aşık oldum diye terkeder. bosanirlar.
esas kadınınız büyük teyzesinin olduğu bir adaya kafasını dinlemek için gider.
orada anneannesi bir günlüğünü bulur ve okumaya başlar.
bir taraftan adada jack ile aşk yaşamaya başlarlar.
anneanne bir adamla büyük aşk yaşamaktadır ama yersiz bir kiskaclikla nişanı atar. başkasıyla evlenir. sonra bu başkasını aşık olduğu adamla aldatıp hamile kalır. herkesi terk edip sırra kalem basar ve dünyayı gezmeye başlar.
-buyuk aşklar zamana, kalp ağrısına ve mesafelere meydan okur. her şey kaybedilmiş gibi gözükse de gerçek aşklar yaşamaya devam eder.
anneannemin hikayesi doğruyu yanlışı sorgulatir okuyucuya:
-ask zorla tomurcuk vermesini istediğin bir sera çiçeği değil. aşk yol kenarında beklenmedik şekilde açan çiçek.
velhasi esas kadinimizi başka kadın için terk eden koca da geri döner. barışmak ister.
esas kadın der ki öyle her istediğini kafana göre yapamazsın, barismiyorum.
jackle yoluna devam eder.
çok sürükleyici, keyifli bir kitap.
adını buradan alan kitap sarah jio nün liberty journal ödülünü de alan ilk kitabı.
geçmişle şimdiki zamanın iç içe geçtiği harika bir kurgu.
esas kahraminimizi kocası başka bir kadına aşık oldum diye terkeder. bosanirlar.
esas kadınınız büyük teyzesinin olduğu bir adaya kafasını dinlemek için gider.
orada anneannesi bir günlüğünü bulur ve okumaya başlar.
bir taraftan adada jack ile aşk yaşamaya başlarlar.
anneanne bir adamla büyük aşk yaşamaktadır ama yersiz bir kiskaclikla nişanı atar. başkasıyla evlenir. sonra bu başkasını aşık olduğu adamla aldatıp hamile kalır. herkesi terk edip sırra kalem basar ve dünyayı gezmeye başlar.
-buyuk aşklar zamana, kalp ağrısına ve mesafelere meydan okur. her şey kaybedilmiş gibi gözükse de gerçek aşklar yaşamaya devam eder.
anneannemin hikayesi doğruyu yanlışı sorgulatir okuyucuya:
-ask zorla tomurcuk vermesini istediğin bir sera çiçeği değil. aşk yol kenarında beklenmedik şekilde açan çiçek.
velhasi esas kadinimizi başka kadın için terk eden koca da geri döner. barışmak ister.
esas kadın der ki öyle her istediğini kafana göre yapamazsın, barismiyorum.
jackle yoluna devam eder.
çok sürükleyici, keyifli bir kitap.
devamını gör...
2.
naziler gibi bir oluşuma zorla katılıp sonra çıkar sağlayarak yaşamını sürdürenlerin "mağdur" olması ile, "kandırıldık" meselesinin hiçbir farkı yok bana göre. kitabı okumadım, edebi bir kritik yapamayacağım. dönemin ahmet hakan'ları olarak nitelendiriyorum bu menekşeleri. gerçekten naziler döneminde zorla bir yere katılmak deyince akla gelen ilk kavramlardan birisi (bkz: lebensborn).
17 yaşında kızların, delinin biri (goebbels) "aryan bebek lazım bize" dedi diye "hamile kalma kampı" gibi yerlerde nazi askerlerine peşkeş çekilmesi, sonradan doğan çocuklarını insanların "nazi çocuğu" diyerek dışlaması, çocuklarını bırakan aklı havada kızlar, ya da o acı ile kaçarak yaşayanlar ile, bir grup menekşenin nazi partisine katılıp voleyi vurması aynı olmamalı. tabi burada genelleme yaptım. böyle dik dik genelleme yapınca çok gıcık duruyor insan uzaktan. belki kafaya silahı dayayıp "nazi olacağğn artık" denilenler de olmuştur. genellemeler gerçeği yansıtmaz. uzaktan konuşması da kolaydır. belki ben o dönem yaşasam, dokunmasınlar diye hitler'e bayılırım diyecek ve hitler bıyığı bırakacaktım. o dönemin alman halkının psikolojisi, aşırı derecede incelenmeye değen bir olgu. bu şekilde kitlesel delirmeleri okumak çok zevkli.
17 yaşında kızların, delinin biri (goebbels) "aryan bebek lazım bize" dedi diye "hamile kalma kampı" gibi yerlerde nazi askerlerine peşkeş çekilmesi, sonradan doğan çocuklarını insanların "nazi çocuğu" diyerek dışlaması, çocuklarını bırakan aklı havada kızlar, ya da o acı ile kaçarak yaşayanlar ile, bir grup menekşenin nazi partisine katılıp voleyi vurması aynı olmamalı. tabi burada genelleme yaptım. böyle dik dik genelleme yapınca çok gıcık duruyor insan uzaktan. belki kafaya silahı dayayıp "nazi olacağğn artık" denilenler de olmuştur. genellemeler gerçeği yansıtmaz. uzaktan konuşması da kolaydır. belki ben o dönem yaşasam, dokunmasınlar diye hitler'e bayılırım diyecek ve hitler bıyığı bırakacaktım. o dönemin alman halkının psikolojisi, aşırı derecede incelenmeye değen bir olgu. bu şekilde kitlesel delirmeleri okumak çok zevkli.
devamını gör...
"mart menekşeleri" ile benzer başlıklar
mart
46