matematiğe kafası basmamak

ayağıyla bassın.

bazı sözlecilerin ve dilcilerin özelliği

sınıflar ayrılmadan önce "sözelde de iyi bölümler var kanka" diyerek ikna etmeye çalışan sınıf arkadaşının asıl derdi.

mat1'de iyiydim. mat2 de fena gitmiyordu. ta ki trigonometri ve alan formülleri gelene kadar. eşit ağırlık okuyup, sözelde ilk 10bin koyan eşrefoğlunun matematikle öyküsü bu şekilde.

hangi matematiğe, ne kadar matematiğe..?
(türkiye ekonomisine yön verenlerdeki kadar matematikse eyvah ki eyvah..çünkü onunda sonu memleketinki gibi olur diyeceğim ama 'yok yok, onlar aslında çokta iyi bilirler, ama sadece kendi servetlerini ilgilendiriyorsa' diyenlere de katılırım.)

sen bana 5 lira ben sana 100 lira vereyim şeklindeki hesaplamalarda
mala dönüyorum ben.
peki bu gerçekte hayatta ne işimize yarayacak derken
kendimizi hesaba katmadık tabi.
dolandırılıcam diye çok korkuyorum.

eğitim sisteminin pohluğundan kaynaklanan durum.

sen ilkokul talebesine ortaokul, ortaokul talebesine lise matematiği öğretmeye kalkarsan başarı gelmez zaten. .sadece inekleyen talebeler başarır, onların da genelde matematiğin felefesine yetileri gelişmez.

yağni ne hoş! seni daha ileri götürme bahanesiyle sunulan bu sistem, toplumun dibine dinamit koymaktadır..

sayısal zekası gelişmemiş kişiler doğru düşünemez, önermeleri ve kıyasları bile bir silke benzemez. köle düzeninin devamı için de bu lazım değil mi?