1.
en enteresan duygu, bilinmeyeni öğrenme isteği. insan yaşamanın böylesine çetrefilli ve sancılı bir süreç haline gelme sebebi.
devamını gör...
2.
başkalarının hayatına bu kadar meraklıysanız açın roman okuyun.
devamını gör...
3.
insanın özü.
devamını gör...
4.
her şeyin başı merak. öğrenmenin, aşkın, yaşamın. ölümün bile bazen başı merak olabilir.
devamını gör...
5.
güzel ve utanç verici bir hikaye. arkanıza yaslanın ve otobüste geçen bu hikayeyi dinleyin. bir akşam üstü iki kuzen ve anneleri otobüse binerler. kuzenler yan yana otururlar arkalarında iki beyefendi(!) vardır ve onun arkasına da anneler yan yana oturur. iki küçük kuzenin biri ortaokul biri lise çağlarında) aklına bir söz takılmıştır. insanın başına ne gelirse .. diye başlayan sözün devamının ne olduğunu bir türlü hatırlayamazlar. akıllarına gelen tüm argo kelimeleri yerine koysalarda bir türlü kafiyeyi yakalayamazlar. bu çocukların ellerinde telefonları olsa da kuşaklarının sorunu olan araştırma ve öğrenme özrü onları ellerindeki internet kaynağını kullanma olanağından yoksun kılar.
ama yine de derler ya insanın başına ne gelirse meraktan .. ileri zeki olan büyük kuzen en son dayanamaz ve arkasına döner ve sorar -ki onun aynı zamanda allah vergisi gür bir sesi de vardır- ' anne insanın başına ne gelirse ya meraktan ya neyden gelirdi?'
merak iyidir lakin doğru zamanda doğru yerde ve doğru kaynaktan yararlanıp öğrenmesini bilene. ne derler bilirsiniz ağzınızdan çıkan laf sizi vezir de yapabilir rezil de edebilir. bu iki kuzeni rezil etti.
saygılarımla büyük olan kuzen
ama yine de derler ya insanın başına ne gelirse meraktan .. ileri zeki olan büyük kuzen en son dayanamaz ve arkasına döner ve sorar -ki onun aynı zamanda allah vergisi gür bir sesi de vardır- ' anne insanın başına ne gelirse ya meraktan ya neyden gelirdi?'
merak iyidir lakin doğru zamanda doğru yerde ve doğru kaynaktan yararlanıp öğrenmesini bilene. ne derler bilirsiniz ağzınızdan çıkan laf sizi vezir de yapabilir rezil de edebilir. bu iki kuzeni rezil etti.
saygılarımla büyük olan kuzen
devamını gör...
6.
bazı şeylerin başlangıcı olurken bazen de sonu olur. merakla başlar güzel şeyler öğrenir umutlanırsın ya da hayal ettiğin gibi gitmez. tıpkı hayatın kendisi gibi...
devamını gör...
7.
dokuz canlı kediyi bile öldürür.
devamını gör...
8.
az buçuk bilinip de, görülüp tadına tam anlamıyla varamadığın şeydeki eksik puzzle parçası.
eli örneğin, parmakları.
sonra saçı mesela, kirpiği.
ille de kirpiği.
gözkapağındaki bilmem kaç tane incecik kıl. kirpik bu çoğuna göre. bana göre az ötesi, su değdiğinde parlar mı mesela? yere düştüğünde acır mı? çok şanslı olmalı senin kirpiklerin, düşünsene gözünü günde milyon kez görebiliyor, benim bir kere bile göremediğim gözünü.
çok merak ediyorum gerçekten, kirpiğin koptuğunda hissediyor musun?
ben hissediyorum, senin orada kirpiğin kopup yere düşüyor, burada benim canım yanıyor.
eli örneğin, parmakları.
sonra saçı mesela, kirpiği.
ille de kirpiği.
gözkapağındaki bilmem kaç tane incecik kıl. kirpik bu çoğuna göre. bana göre az ötesi, su değdiğinde parlar mı mesela? yere düştüğünde acır mı? çok şanslı olmalı senin kirpiklerin, düşünsene gözünü günde milyon kez görebiliyor, benim bir kere bile göremediğim gözünü.
çok merak ediyorum gerçekten, kirpiğin koptuğunda hissediyor musun?
ben hissediyorum, senin orada kirpiğin kopup yere düşüyor, burada benim canım yanıyor.
devamını gör...
9.
iyi ki var olan.
insanın hayata karşı yükselmesinde, hayatı ciddiye alıp hayatı kurgulama, hayat için bir şeyler yapma, çeşitli oluşumlara dahil olma arzusunda büyük önemi olan güdü. merak olmasaydı çerden çöpten bir farkımız olmazdı.
akllı olarak niteleyebileceğimiz her canlı bir şekilde merak eder hayatı. bir çok canlının ortak özelliğidir merak. köpeğimin mesela avucuma sakladığım şeyi görmek için minik partileriyle avucumu ısrarla açmaya çalışması, onunla aynı güdü altında buluşuyor olmak müthiş bir duygu. acayip eğlenceli.
insanın hayata karşı yükselmesinde, hayatı ciddiye alıp hayatı kurgulama, hayat için bir şeyler yapma, çeşitli oluşumlara dahil olma arzusunda büyük önemi olan güdü. merak olmasaydı çerden çöpten bir farkımız olmazdı.
akllı olarak niteleyebileceğimiz her canlı bir şekilde merak eder hayatı. bir çok canlının ortak özelliğidir merak. köpeğimin mesela avucuma sakladığım şeyi görmek için minik partileriyle avucumu ısrarla açmaya çalışması, onunla aynı güdü altında buluşuyor olmak müthiş bir duygu. acayip eğlenceli.
devamını gör...
10.
gecenin ışığı odanı aydınlatır
o ışıkta kaybolursun
ama bir ses böler geceyi
ister istemez kulak kabartırsın
ve o an kendine hayret edersin
cinayetin sesi kulaklarında yankılanır
ölmek için ne güzel bir saat
gecenin aydınlığı örter günahı
üç harfli bir uğursuz fısıldamaya devam eder.
o ışıkta kaybolursun
ama bir ses böler geceyi
ister istemez kulak kabartırsın
ve o an kendine hayret edersin
cinayetin sesi kulaklarında yankılanır
ölmek için ne güzel bir saat
gecenin aydınlığı örter günahı
üç harfli bir uğursuz fısıldamaya devam eder.
devamını gör...
11.
sormuyorum, konuşmuyorum , susuyorum, bağırmıyorum diye merak etmiyor muyum? en tatlı merak sessiz olandır. sadece ilerlersin. çalılar, hendek'ler titizlikle aşılır. merak biraz susatır. mataradan bir yudum su alıp yoluna devam edersin.
devamını gör...
12.
hiç bir "merak ederim insanı" ile tanıştınız mı? tanıştınız ve sonra yaşadınız mı o insanı?
söylemleri ile eylemleri genel itibariyle çelişmeyen insanlarla yaşamak kolaydır. kolay ve keyifli. önünü ardını düşünmenize gerek kalmaz. konu hakkında yeterli düzeyde tutarlı bir imaj çizmiş kişi yormaz. aldığınızı olduğu halde kabul eder ve yolunuza devam edersiniz. başka bir şey yapmak zorunda kalmazsınız. etmek istediğiniz ya da şartların olur verdiği süre boyunca devam ederken huzurunuz yerindedir. ben bir merak ederim insanı ile tanıştım. onunla yaşadım. hayatımda çok karşılaştığım bir profil değildi öncesinde. o yüzden başta farklı geldiğini itiraf etmem gerekiyor. buraya döneceğim.
sınırları olan biriyim ben. aile ilişkilerim; anne/babamla kurduğum diyaloglar üniversiteye kadar ve hatta sonrasındaki sürece de bir miktar sarkarak, problemli oldu ilk gençliğimde bu yüzden. hesap vermeyi sevmem. sorgulanmayı, yargılanmayı ve yadırganmayı da. tabi ki sorumluluklarımı gözetirim. alt soyum yok, dolayısıyla sorumluluğum da ama benden sorumlu olduklarını bildiğim üst soyuma karşı görevlerini bilmeyen biri olmadım hiç. kendi değer yargılarıma, sınırlarıma kadar en azından. ancak benim verdiğimden ötesi istendiğinde direnç gösterdiğim oldu. problemler de tam bu noktada yaşanıyordu. şimdi düşünüyorum, bugün olsa yine aynını yapar mıydım diye, muhtemelen içimden yapmak gelir ancak dizginlerdim tepkilerimi. yaşayacakları kadar yaşamayacaklardı sonuçta. eylesem ne olurdu onları? duymak istedikleri cevapları versem?
yaşamadı da. neyse kapıyorum konuyu. girmeyeceğim, dolayısıyla da dönmeyeceğim buraya.
bunla başladım çünkü sınırlarımı ihlal etmek konusunda doğal yoldan ehliyet sahibi olduğunu düşünen insanlardan söz etmeden, bu kümenin dışında kalan kişilerle kurduğum ilişkilerdeki mezkur yönü ifade edemezdim. seçici geçirgenliğimde aradığım ilk ve en önemli özelliklerden biri yine bu benim. dolayısıyla merak ederim insanlarını yekten elemiş olabilirim hayatım boyunca. elemek falan deyince çok çirkin oldu gerçi ama anladınız işte, hayatıma sokmamak, benim insanlarım olmamaları, tanıdık kategorisinden öteye geçememeleri falan. belki de yanlış yaptım bilemiyorum. yani her merak ederim insanı, her olmasa da ekseriyeti, tanıdığım, yaşadığım kişi gibiyse kesin yanlış yaptım. aman hof önemli mi? her neyse.
tamam tamam geliyorum konuya. dönüyorum yani. şimdi bu insanlar öyle ki, evet her şeyi merak ediyorlar. başta garip geliyor bu süreklilikli soru hali. soru, sorgu değil. ama işte sırrı buralarda bir yerlerde galiba. merak ederim insanının neyi, neden merak ettiği, merakını giderdiğinde bununla ne yaptığı. benim gibi bir insanın, her şeyim merak edilirken bundan bir an bile rahatsız hissetmemesini kişisel bir dönüşüm hikayesiyle bağdaştırmamız söz konusu olamaz. yani ben yapamam, kusura bakmayın siz de yapamazsınız. "o zamanlar rahatsız oluyormuşsun, şimdi olmuyorsun yani, ne var, herkes değişir?" yok annem, öyle değil o iş. nasıl? şöyle; ben döngümü takip eden adam tarafından "her zaman mı böyle oluyor, aldığım his farklı şu an" denerek, vajinal sıvısı merak edilen bir deneyim yaşamamdan söz ediyorum şu an. neredesin, ne yapıyorsun, yarım ağızlı bir günün nasıl geçti, ee o ne cevap verdi gibi bir şeyden değil.
sıkışık hissettiğimde, kafamda bir şeyler varken, çözemediğim sorunların üzerindeyken, soru cevaplamaktan baya dümdüz nefret eden biri olduğumdan söz etmiş miydim peki?* nefret kelimesini de öyle sık sık kullanmam. bilmeyenlere bilgi. ama işte benim deneyimimde merak ederim insanının cevap almak istediği hiçbir soru beni irrite etmedi. öyle zamanlarımda sorduğu sorular bile. evet çok seviyordum* ama konu bununla ilgili değil. daha önce de sevdim. yine seveceğim. bu deneyimi farklı kılan özelliğe sahip birey değil özelliğin kendisi, özelliğin türü. daha doğrusu bireyin özelliği dönüştürdüğü hali. dediğim gibi, merak ediyor, cevabı alıyor ve konu en ufak bir negatif yöne evrilmeden, hatta ana, duruma göre pozitif çıktılar üreterek nihayete eriyor. yahu böylesi olacaksa merakı geçtim, direkt negatif çağrışımları olan durumlar bile tolere edilebilir sanki. kıskançlık? hoff o çok zor ama imkansızı mümkün kılan insanlar var işte. çok acayip. demem o ki bir merak ederim insanıysanız çalışın o duygu üzerinde. daha iyi bir versiyonunu olabilir, olabiliyor. muş.
son bir şey daha söylemem lazım. bu konunun öznesi insana iadeli taahhütlü.* tamam her şey ve iyi ki. tamam evet, tabi ki öyle. ama dönüştürdüğün kavramlarımla ilgili bir miktar bozuğum sana. sen anlarsın o tür kızgınlığı. sende de vardır muhakkak. replikasına razı gelemeyeceğimiz, karşılığını bulamayacağımız şeyler hani. onları halletmek zor.
çok.
zor.
evet. noktalı.
söylemleri ile eylemleri genel itibariyle çelişmeyen insanlarla yaşamak kolaydır. kolay ve keyifli. önünü ardını düşünmenize gerek kalmaz. konu hakkında yeterli düzeyde tutarlı bir imaj çizmiş kişi yormaz. aldığınızı olduğu halde kabul eder ve yolunuza devam edersiniz. başka bir şey yapmak zorunda kalmazsınız. etmek istediğiniz ya da şartların olur verdiği süre boyunca devam ederken huzurunuz yerindedir. ben bir merak ederim insanı ile tanıştım. onunla yaşadım. hayatımda çok karşılaştığım bir profil değildi öncesinde. o yüzden başta farklı geldiğini itiraf etmem gerekiyor. buraya döneceğim.
sınırları olan biriyim ben. aile ilişkilerim; anne/babamla kurduğum diyaloglar üniversiteye kadar ve hatta sonrasındaki sürece de bir miktar sarkarak, problemli oldu ilk gençliğimde bu yüzden. hesap vermeyi sevmem. sorgulanmayı, yargılanmayı ve yadırganmayı da. tabi ki sorumluluklarımı gözetirim. alt soyum yok, dolayısıyla sorumluluğum da ama benden sorumlu olduklarını bildiğim üst soyuma karşı görevlerini bilmeyen biri olmadım hiç. kendi değer yargılarıma, sınırlarıma kadar en azından. ancak benim verdiğimden ötesi istendiğinde direnç gösterdiğim oldu. problemler de tam bu noktada yaşanıyordu. şimdi düşünüyorum, bugün olsa yine aynını yapar mıydım diye, muhtemelen içimden yapmak gelir ancak dizginlerdim tepkilerimi. yaşayacakları kadar yaşamayacaklardı sonuçta. eylesem ne olurdu onları? duymak istedikleri cevapları versem?
yaşamadı da. neyse kapıyorum konuyu. girmeyeceğim, dolayısıyla da dönmeyeceğim buraya.
bunla başladım çünkü sınırlarımı ihlal etmek konusunda doğal yoldan ehliyet sahibi olduğunu düşünen insanlardan söz etmeden, bu kümenin dışında kalan kişilerle kurduğum ilişkilerdeki mezkur yönü ifade edemezdim. seçici geçirgenliğimde aradığım ilk ve en önemli özelliklerden biri yine bu benim. dolayısıyla merak ederim insanlarını yekten elemiş olabilirim hayatım boyunca. elemek falan deyince çok çirkin oldu gerçi ama anladınız işte, hayatıma sokmamak, benim insanlarım olmamaları, tanıdık kategorisinden öteye geçememeleri falan. belki de yanlış yaptım bilemiyorum. yani her merak ederim insanı, her olmasa da ekseriyeti, tanıdığım, yaşadığım kişi gibiyse kesin yanlış yaptım. aman hof önemli mi? her neyse.
tamam tamam geliyorum konuya. dönüyorum yani. şimdi bu insanlar öyle ki, evet her şeyi merak ediyorlar. başta garip geliyor bu süreklilikli soru hali. soru, sorgu değil. ama işte sırrı buralarda bir yerlerde galiba. merak ederim insanının neyi, neden merak ettiği, merakını giderdiğinde bununla ne yaptığı. benim gibi bir insanın, her şeyim merak edilirken bundan bir an bile rahatsız hissetmemesini kişisel bir dönüşüm hikayesiyle bağdaştırmamız söz konusu olamaz. yani ben yapamam, kusura bakmayın siz de yapamazsınız. "o zamanlar rahatsız oluyormuşsun, şimdi olmuyorsun yani, ne var, herkes değişir?" yok annem, öyle değil o iş. nasıl? şöyle; ben döngümü takip eden adam tarafından "her zaman mı böyle oluyor, aldığım his farklı şu an" denerek, vajinal sıvısı merak edilen bir deneyim yaşamamdan söz ediyorum şu an. neredesin, ne yapıyorsun, yarım ağızlı bir günün nasıl geçti, ee o ne cevap verdi gibi bir şeyden değil.
sıkışık hissettiğimde, kafamda bir şeyler varken, çözemediğim sorunların üzerindeyken, soru cevaplamaktan baya dümdüz nefret eden biri olduğumdan söz etmiş miydim peki?* nefret kelimesini de öyle sık sık kullanmam. bilmeyenlere bilgi. ama işte benim deneyimimde merak ederim insanının cevap almak istediği hiçbir soru beni irrite etmedi. öyle zamanlarımda sorduğu sorular bile. evet çok seviyordum* ama konu bununla ilgili değil. daha önce de sevdim. yine seveceğim. bu deneyimi farklı kılan özelliğe sahip birey değil özelliğin kendisi, özelliğin türü. daha doğrusu bireyin özelliği dönüştürdüğü hali. dediğim gibi, merak ediyor, cevabı alıyor ve konu en ufak bir negatif yöne evrilmeden, hatta ana, duruma göre pozitif çıktılar üreterek nihayete eriyor. yahu böylesi olacaksa merakı geçtim, direkt negatif çağrışımları olan durumlar bile tolere edilebilir sanki. kıskançlık? hoff o çok zor ama imkansızı mümkün kılan insanlar var işte. çok acayip. demem o ki bir merak ederim insanıysanız çalışın o duygu üzerinde. daha iyi bir versiyonunu olabilir, olabiliyor. muş.
son bir şey daha söylemem lazım. bu konunun öznesi insana iadeli taahhütlü.* tamam her şey ve iyi ki. tamam evet, tabi ki öyle. ama dönüştürdüğün kavramlarımla ilgili bir miktar bozuğum sana. sen anlarsın o tür kızgınlığı. sende de vardır muhakkak. replikasına razı gelemeyeceğimiz, karşılığını bulamayacağımız şeyler hani. onları halletmek zor.
çok.
zor.
evet. noktalı.
devamını gör...
13.
...pisiyi öldüren şey...
devamını gör...
14.
çok enteresan bir duygu.
merak olmasa, muhakkak ki bugünkü teknolojik gelişime erişmek mümkün olmazdı.
"bu ne?", "niye böyle?" "nasıl?" vs.
asıl garip olan, insanların başka insanlara dair besledikleri merak duygusu.
yazarların şuyu, buyu, cartı, curtu vb...
sözlükler ilk aklıma geldiği için sözlükten örnek verdim. hayatta, öğrenince hiçbir işimize yaramayacak bilgiyi neden merak ederiz?
merak ede ede, sora sora kara delik diye bir şeyin varlığını öğrendik/kanaat getirdik.
işimize yarayacak mı bilmiyorum ama sanırım öğrenince paylaşamayacağımız iki bilgi var.
1- karadeliğin içinde ne var?
2- ölünce ne olacak?
iki bilgiyi de asla teyit edemeyeceğiz.
belki de ederiz bilemedim şimdi.
merak dediğin şey, enteresan.
kimi merak ile 5nm yarı iletken teknolojisi geliştirir, benim gibi kimisi de "şimdi ne yapar" der rakı doldurur. *
merak olmasa, muhakkak ki bugünkü teknolojik gelişime erişmek mümkün olmazdı.
"bu ne?", "niye böyle?" "nasıl?" vs.
asıl garip olan, insanların başka insanlara dair besledikleri merak duygusu.
yazarların şuyu, buyu, cartı, curtu vb...
sözlükler ilk aklıma geldiği için sözlükten örnek verdim. hayatta, öğrenince hiçbir işimize yaramayacak bilgiyi neden merak ederiz?
merak ede ede, sora sora kara delik diye bir şeyin varlığını öğrendik/kanaat getirdik.
işimize yarayacak mı bilmiyorum ama sanırım öğrenince paylaşamayacağımız iki bilgi var.
1- karadeliğin içinde ne var?
2- ölünce ne olacak?
iki bilgiyi de asla teyit edemeyeceğiz.
belki de ederiz bilemedim şimdi.
merak dediğin şey, enteresan.
kimi merak ile 5nm yarı iletken teknolojisi geliştirir, benim gibi kimisi de "şimdi ne yapar" der rakı doldurur. *
devamını gör...
15.
vâr oluşumuzun en yadsınamaz nedeni.
birileri sevişmeyi, ana baba olmayı merak ediyor, sonrası hayat. bu kötü bir şey demiyorum. ya merak duyguları olmasaydı insanın, var olur muyduk şimdi ?
tekerleği, resimleri, yazıyı, dilleri merak ediyor, icat ediyor. merak etmese bulunamayacak hiçbiri.
merak, insanın yaşamaya devam etmesinin en güçlü nedeni.
merak, yaşamın şah damarı...
iyiki merak ediyoruz, etmemiz gerekeni ve gerekmeyeni. başımıza hep iyi şeyler getirsin bütün meraklarımız...
birileri sevişmeyi, ana baba olmayı merak ediyor, sonrası hayat. bu kötü bir şey demiyorum. ya merak duyguları olmasaydı insanın, var olur muyduk şimdi ?
tekerleği, resimleri, yazıyı, dilleri merak ediyor, icat ediyor. merak etmese bulunamayacak hiçbiri.
merak, insanın yaşamaya devam etmesinin en güçlü nedeni.
merak, yaşamın şah damarı...
iyiki merak ediyoruz, etmemiz gerekeni ve gerekmeyeni. başımıza hep iyi şeyler getirsin bütün meraklarımız...
devamını gör...
16.
insanın başını belaya sokabilecek duygu.
devamını gör...
17.
18.
sanırım en büyük problemim. zararlı mı yararlı mı bilmiyorum.mesela yanimdan biri yürüyerek geçerken acaba ne düşünüyor. ne derdi var ? aşık mı? şu an ne hissediyor. gibi gibi şeyler düşünürüm.
tanım: çoğu bilim insanın yararlı bulduğu şey.
tanım: çoğu bilim insanın yararlı bulduğu şey.
devamını gör...
19.
insanı yaşatan duyguların başında gelir. bazen sırf ne olacağını merak ettiğin için yaşarsın. acaba bir sonraki level'da ne olacak duygusu.
ve aynı şekilde insan yine merakından ölebilir.
t/ bir şeyi anlamak, görmek için duyulan heyecan ve istek.
ve aynı şekilde insan yine merakından ölebilir.
t/ bir şeyi anlamak, görmek için duyulan heyecan ve istek.
devamını gör...
20.
toprağa gömülü bir tohum gibi içine düşmeye mecbur bırakıldığın bu sahte dünya kimin ayakları altında dönüyordu, bu çizgiler kimin kalemi, kalemi kıran kim, suç kimlerin tekelinde, uçurtmalarım gökyüzünde iplere ihtiyaç duymadan istediğim tüm bulutlarda, çığlık feryat figan, karanlık var, karanlık dinmiyor, neden, neden dilim bir yabancı, dilim bir el ve fakat dokunmuyor da çözülmüyor da, bu renksizliğim, bu kirler, onca güzel kokuya karşın, bu eksikliğim, kim görüyor ki, kim biliyor, kim anlıyor, kim tanıyor ki beni, hakikat nerede, hakikaten kim, kimdir o, göğüs kafesimden öteye geçip ait olduğu yerde, kendi topraklarında, gömülmeyi bekliyor, en derinlerimde, olması gereken ben, sen değilsen eğer…
devamını gör...