meselenin hala imamoğlu olduğunu sanmak

çok dar bir bakış acısıdır. mesela yalnızca ekrem imamoğlu'nun hakkının gasp edilmesi değildir. 23 yıldır iktidarda bulunanların gücü ellerine alınca her şeyi yapabileceklerini ve her olayda haklı olabileceklerini zannetmeleridir. hukukun, hakkın, adaletin, eşitliğin ayaklar altına alınmasıdır. 2013'teki gezi direnişinden sonra ilk kez malum parti iktidarına gerçek demokratik bir tepki gösterilmektedir. bu da genci yaşlısı ile yapılmıştır.

demokratik ve anayasal yöntemler ile hakkımızı savunduğumuz her eylem bizler için yaşama gücüdür.

tek korkum inandığımız bu davanın bizlere ihanet etme ihtimalidir. çünkü insanın içinde olduğu her eylemde iyi olduğu kadar kötü de barınmaktadır.

umarım tarih tekerrür etmez.

aslına bakarsanız mesele daima iktidar meselesidir. şimdi de öyle.. siyasal iktidar genel ekonomi, dış politika ve kitlelerin sorunlarına yeterli çözüm üretemediğini ve konjonktür açısından da kısa vadede üretemeyeceğini görmektedir. iktidarını tehlikede gördüğü için de, kendince iktidarına tehdit unsuru olarak gördüğü her hedefi yok etmeye, sindirmeye çalışacaktır.
imamoğlu belirgin bir simgedir. istanbul belirgin ve güçlü bir simgedir. demokratik süreçte kaybettiği ve kendisi için ciddi kan ve prestij kaybı yaratan istanbul'u "alarak" kadrolarına bir umut ışığı ve güç gösterisi yapmak istemektedir..
bu aynı zamanda, bozulan ekonomi ve çözülemeyen sorunların konuşulmasını da erteletip gündemi saptıracak bir adımdır. gerçek gündemde zaten kaybettiğini/kaybedeceğini bildiği içinde, bu davranışı kendisi açısından çok riskli olmasına rağmen göze almak zorunda kalmıştır. karşısındaki cephenin gücünü test etmeye çalışmaktadır. pkk ve apo tutumu da bu nedenle aniden değişmiş yeni bir çözüm süreci söylemi geliştirilmiştir. bu yolla kürt kitlenin muhalif direncinin kırılacağı düşünülmektedir.
ancak, chp.nin beklenmeyen cesur karşı çıkışı ve deyim yerindeyse resti görmesi, dem partinin muhalif kimliğini en azından söylemde tekrarı, ve diğer muhalif kesimlerin de iktidar karşıtlığında tavır almaları, iktidarı ya daha da sertleşmeye veya geri adıma zorlayacak. bu saatten sonra iktidarca bir geri adımı -kendi adıma- mümkün görmüyorum. çünkü bu, iktidara olan güven ve beklentiyi, kendi tabanında da yok eder ve iç çözülmeleri hızlanır. nevruz açıklaması ve apo mesajı da bu karmaşada güme gitmiş, kürt tabanın beklentisi karşılanamamıştır. (bu adımın böyle bırakılması kürt oyların artarak ve kemikleşerek muhalefete eklenmesi demektir.)
kısaca siyasi iktidar, bilerek veya istemeden pandoranın kutusunu erken açmıştır. dış konjoktürel koşullarda, iktidarın sertleşmesinin kendilerine bir fayda sağlamayacağını bilmekte ve görmektedir. yaşanacak süreç tartışmasız biçimde iktidar açısından da, kitleler ve muhalefet açısından da zor geçecektir.
şapkadan tavşan çıkarabilecek bir yol icat edilmedikçe bu süreç akp aleyhine işleyecektir.
bekleyip, yaşayıp hep birlikte göreceğiz..
yazık ki, ülkemiz ve milletimiz de maalesef bize iyimser düşünme umudu vermiyor..

aslında olayın kısa özeti;

28 şubatı başlatan paşaların haklı çıkması bu kadar.

hep söylüyorum 28 şubat zulüm değil gerekliliktir. 28 şubat artıklarının ülkeyi getirdiği yer belli.

mesele imamoglu zaten. evet.

evet yannış bir bakış açısı. mesele sizinki yemesin bizimki yesindir.

zamanında da iki ağaç sanıyorlardı.

bir sürü seçimde ortaya usulsüzlük videoları çıktı. kiminde geçersiz oylar sayılıyordu, kiminde iktidara basılmış yüzlerce pusula çıkmıştı. hiçbirinde seçim tekrar edilmedi. ne zamana kadar, iktidar kaybedene kadar. halk yine bu adamı seçti. şimdi yaptıklarıysa, milyonlarca insanın tercihi umrumuzda değil bizim dediğimiz olur gösterisi. mevzu imamoğlu falan değil.

pkk yola mayın döşerken üç maymunu oynamış belediye var. 750 milyona dinozor dikeni var. 4 liraya aldığı fidanı 4 bin liradan göstereni var. bizzat aynı partiden arkadaşının söylemine göre devlet arazisini peşkeş çekmiş olanı var. bunların hepsini gördük. iktidarın kontrolündeki nerede kayyum oldu, hangisi tutuklandı. yolsuzluk, usulsüzlük sadece muhalefetin olduğu belediyelerde mi. çeyrek asır boyunca bu parti yönetti bu ülkeyi. neredeyse her şehri her belediyeyi aldığı, haritanın sapsarı olduğu yılları gördük. var mı hatırlayan onlardan herhangi birinin yargılandığını.

koltuğu bırakmayız diyorlar. güç gösterisi yapıyorlar. sen benim rakibim değilsin devlet benim, istediğim an seni bitiririm operasyonu çekiyorlar. benim gördüğüm bu.
bana göre mevzu imamoğlu falan değil. bin kere söyledim lafımı saklamam, oy verdim ama imamoğlu fetişisti değilim. ama bu mesele bana imamoğlu meselesi gelmiyor. ümit özdağ'a yapılanın aynısı gibi geliyor. farklı zamanlarda farklı bahanelerle tek tek kafa koparma moduna girdiler yine. gezi'de de bunun için uğramışlardı, bizim dediğimiz olacak dayatması. diktatörlüğü gösterip halkı sindirme çabası.
unutmayın içinde halk olmadıktan sonra devlet de çok kutsal devlet olmuyor. üstünde yaşayan olmadıktan sonra tek başına toprak parçasının ne anlamı olabilir ki. devlet, üstünde yaşayan halkıyla devlettir.

bastille baskını: #3065863
götünde donu yokken socrates'ten alıntı yapmak: #2989245

mesele asla ne 2 ağaç, ne imamoğlu, ne başkası olmadı.
mesela aslında hazımsızlıktı.
bugün enflasyon %1 olsun, her aile ferdinin 1 ev ve arabaları olsun, türkiye en refah içinde yaşayan ülke olsun yine erdoğan istenmez.
cünkü dertleri huzur, refah, ekonomi değil, dertleri pavlov'un itleri gibi şartlandırıldıkları şeyleri yapmak.

sanmak değil, sanıyor-muş gibi yapmak olarak düzeltilmesini rica edeceğimdir.
yav indirgemeci bir yaklaşım herkesin işini kolaylaştırır, her yerinden bok akan bir ülke çünkü. büyük resmi görenler de bu işi her zaman iktidar antipatisi'ne indirger.
ya bu arada buna muhalefet de ara ara destek atıyor gibime de geliyor, mantıklı da çünkü. 96 bin sorunumuz var, mutlu değiliz gibi bir isyanı kabullenmek ve bununla karşılaşmak, buna çözüm üretme vezifesi olan bir organı zorlar elbette.
zaten bu imkan ve dahası istek içerisinde olunsa idi, 96 bin sorun olmaz ve peyderpey çözülerek yaşanırdı.
bunu ideoloji fanatizmine indirgemek, siyasi figürlerin işine gerçekten yarayabilir yani. niçin yaramasın?
ama rezil perişan yaşayan halk niçin ısrarla bu tufaya düşüyor onu bi türlü anlamış değilim.

evet mesele imamoğlu değil. bence chpliler marsa gitmeyi istiyor. maksat uzay gemisi yapmak.