1.
bir dinazorun anıları - gezileri, isimli kitabı efsanedir. kendiyle hiç korkmadan alay edebilen bir kadın. anılarını öyle güzel anlatmış ki, her cümlesi hâlâ aklımda. kırgın çiçekler dizisindeki hediye( hedoş) nin de öz be annesidir ayrıca. okunmalı. okutulmalı. çevirileri de öyle.
devamını gör...
2.
kitabı öyle akıcıdır ki, bir günde bitirmiştim. aklımda kalan 2 şey var, çantasında çok küçük bir makas taşıyormuş, sigaranın tamamını içmemek ve yanık yerinden devam etmemek için yanan yerini makasla kesiyormuş, birde her akşam muhakkak bir duble rakı.
devamını gör...
3.
"ben sahip olduklarımın tadını çıkarmayı öğrendim hayatta. sahip olamadıklarımın ve olamayacaklarımın acısına ise ayıracak zamanım yok. hayat çok kısa..." mısralarını her okuduğumda beni şöyle bir silkeleyip, kendime getiren yazar.
devamını gör...
4.
hayatıma dokunmuş olan nadir yazarlardan biridir.
aklımın bir köşesinde bir mina var ancak, detaylı hatırlamıyorum.
apolitik düşüncelerimin şekil almasını sağlamıştı, hayatı nasıl dolu dizgin yaşayabileceğim konusunda çok büyük yardımları dokunmuştu cümleleriyle.
ah mina teyzeciğim, yaşasaydın da tanışabilseydik seninle ya da ben senin yaşadığın o güzel türkiye'yi görebilseydim. bir yandan bu yılları iyi ki görmedin diyebiliyorum yalnızca.
kitaplarıma ulaşabildikten sonra düzenleyeceğim bu tanımı.
aklımın bir köşesinde bir mina var ancak, detaylı hatırlamıyorum.
apolitik düşüncelerimin şekil almasını sağlamıştı, hayatı nasıl dolu dizgin yaşayabileceğim konusunda çok büyük yardımları dokunmuştu cümleleriyle.
ah mina teyzeciğim, yaşasaydın da tanışabilseydik seninle ya da ben senin yaşadığın o güzel türkiye'yi görebilseydim. bir yandan bu yılları iyi ki görmedin diyebiliyorum yalnızca.
kitaplarıma ulaşabildikten sonra düzenleyeceğim bu tanımı.
devamını gör...
5.
bu çağda yetişiyor, bu çağda nefes alıyor, bu çağda yaşamak için çabalıyorum fakat bu çağa ait değilim, bu çağa ayak uyduramıyorum.sözlerinin sahibidir.
devamını gör...
6.
...
çünkü bizi derinden yaralayan olayları hiç anmamak, tümüyle unutmak, daha doğrusu unutmuş gibi davranmak zorundayız yaşamaya devam edebilmek için.
çünkü bizi derinden yaralayan olayları hiç anmamak, tümüyle unutmak, daha doğrusu unutmuş gibi davranmak zorundayız yaşamaya devam edebilmek için.
devamını gör...
7.
her şey bir yana, sineklerin tanrısı çevirisi ve ona yazmış olduğu şahane sonsöz için dahi büyük bir saygı duyduğum çevirmen.
devamını gör...
8.
mina, savaşçı ve dolu dolu yaşamış bir kadın.
anneannem kuşağından bir bireyle aynı kırgınlık ve kızgınlıklara sahip olduğumu anladım hayatını okurken.
bir noktada, oğlunu çok merak ettiğim için tek kitabını ısmarladım.
bir noktada da sahilde yürürken, suya atlayıp yüzebileceğim eski istanbul'u geri istedim.
anneannem kuşağından bir bireyle aynı kırgınlık ve kızgınlıklara sahip olduğumu anladım hayatını okurken.
bir noktada, oğlunu çok merak ettiğim için tek kitabını ısmarladım.
bir noktada da sahilde yürürken, suya atlayıp yüzebileceğim eski istanbul'u geri istedim.
devamını gör...
9.
halide edip'e tepkilidir.
devamını gör...
10.
bir dinazorun anıları kitabı o kadar güzeldi ki şıp diye bitmişti benim için. herkesin mutlaka okuması gereken kitaplardan biridir bana göre.
devamını gör...
11.
kendisiyle oturup bir kahve içmek istediğim yazar ve çevirmendir.
devamını gör...
12.
bir dinozorun anıları
bir dinozorun gezileri kitapları ile tanınan ve çok sayıda eseri türkçe'ye çevirmiş; 1915/2000 yılları arasında yaşamış türk ingiliz edebiyatı profesörü, yazar, filolog ve çevirmendir.
edebiyata ve dile hakimiyeti sayesinde duayen olarak kabul edildi.
profesör oldu ve 85 yaşında hayata gözlerini yumdu.
kırgın çiçekler dizisinde yetim olan kızlara iyi davranan hedoş kendisinin ilk çocuğudur, bir de oğlu vardır.

bir dinozorun gezileri kitapları ile tanınan ve çok sayıda eseri türkçe'ye çevirmiş; 1915/2000 yılları arasında yaşamış türk ingiliz edebiyatı profesörü, yazar, filolog ve çevirmendir.
edebiyata ve dile hakimiyeti sayesinde duayen olarak kabul edildi.
profesör oldu ve 85 yaşında hayata gözlerini yumdu.
kırgın çiçekler dizisinde yetim olan kızlara iyi davranan hedoş kendisinin ilk çocuğudur, bir de oğlu vardır.


devamını gör...
13.
bir dinozorun anıları ve bir dinozorun gezileri kitaplarının yazarı. aynı zamanda sineklerin tanrısı, moby dick, utopia gibi eserlerin de çevirmeni.
urgan soyadını almasına neden olan kişi necip fazıl kısakürek imiş. içinde çok sevdiği u harfi geçen bir soyadı istiyormuş mina urgan. o dönem henüz din iman işlerine bu kadar dalmamış olan necip fazıl ile arkadaşlarmış. necip fazıl kendisine urgan soyadını önermiş. mina hanım, urgan ne anlama geliyor peki diye sorduğunda necip fazıl "ip" anlamına geldiğini söylemiş ve " solculuğundan ötürü nasıl olsa bir gün asılacaksın." diyerek neden bu öneride bulunduğunu açıklamış.
urgan soyadını almasına neden olan kişi necip fazıl kısakürek imiş. içinde çok sevdiği u harfi geçen bir soyadı istiyormuş mina urgan. o dönem henüz din iman işlerine bu kadar dalmamış olan necip fazıl ile arkadaşlarmış. necip fazıl kendisine urgan soyadını önermiş. mina hanım, urgan ne anlama geliyor peki diye sorduğunda necip fazıl "ip" anlamına geldiğini söylemiş ve " solculuğundan ötürü nasıl olsa bir gün asılacaksın." diyerek neden bu öneride bulunduğunu açıklamış.
devamını gör...
14.
bir dinozorun anıları ve bir dinozorun gezileri kitaplarıyla tanıdığım 1915/ 2000 yılları arasında yaşamış türk/ ingiliz edebiyatı profesörü/ yazar/ çevirmen ve akademisyen olarak tanınır.
babası şair olup annesinin kendini geliştirmiş bir insan olduğu söylenebilir.
ingiliz edebiyatının önemli klasiklerini dilimize çevirmiş ve duayen olarak kabul edilmiştir.
2 çocuğu olan yazar 85 yaşında hayatını kaybeder.
bir dinozorun anıları kitabında ise ne kadar kendisiyle korkmadan dalga geçebilen, müthiş zeki ve merhametli bir anne olduğunu görürüz.

babası şair olup annesinin kendini geliştirmiş bir insan olduğu söylenebilir.
ingiliz edebiyatının önemli klasiklerini dilimize çevirmiş ve duayen olarak kabul edilmiştir.
2 çocuğu olan yazar 85 yaşında hayatını kaybeder.
bir dinozorun anıları kitabında ise ne kadar kendisiyle korkmadan dalga geçebilen, müthiş zeki ve merhametli bir anne olduğunu görürüz.

devamını gör...
15.
bana hep sevgili annemi hatırlatan kitap. (ne zaman vakit bulup uğrasam, son yıllarında hep elinde 'bir dinozorun anıları' ve burnunda düşecekmişçesine duran gözlükleriyle bulurdum onu balkonunda. "yine mi duymamamışım telefonu, zili falan.." derdi, kitabı işaret ederek.. " yok birşeyim yavrucum." derdi, "sen aksatma işlerini bak." o yok artık.. sanki yüzyıllar oldu.. kitap duruyor. ve zarif gözlüğü de.. ve artık bir kitap değil o.. ne zaman baksam annemin yüzü..
bakabilirsem tabii...)
bakabilirsem tabii...)
devamını gör...
16.
ahir ömründe ölmüş ve cevap hakkı olmayan kişilerin rezilane bir şekilde dedikodusunu yaptığı kitabıyla şöhreti yakalayan cumhuriyetin ilk döneminin imtiyazlı ailelerinden birisinin kızı. onun bunun açıklarını ölümlerinden sonra tek taraflı şekilde faş eden, mina urgan ne hikmetse eski kocası cahit ırgat'ın kendisini aktris cahide sonku için neden ve nasıl terk ettiğinden bahsetmez. aynı dedikodu performansını gösteremediği bir dinozorun gezileri ise yüksek bir satış grafiği yakalayamamıştır.
dar bir çevrede bilinen bir amerikan edebiyatı profesörüyken bilhassa islamiyet aleyhindeki sözlerinden ötürü belli kesimden büyük takdirler almış, hatta perinçek'in partisinden aday gösterilmek istenmiştir.
dar bir çevrede bilinen bir amerikan edebiyatı profesörüyken bilhassa islamiyet aleyhindeki sözlerinden ötürü belli kesimden büyük takdirler almış, hatta perinçek'in partisinden aday gösterilmek istenmiştir.
devamını gör...
17.
18.
#3342959 pek haksız bir eleştiri sayılmaz; fakat bence bu kadar tepki gösterilecek bir dedikodu olayı da yoktur kitabında. benim aklımda nedense yahya kemal hakkında söyledikleri kalmış ve evet epey de ağır laflar etmişti rahmetli hakkında. hoş değil tabii, ama yahya kemal hakkında dönemin edebiyat çevresinden de benzer şeyler söylenmiş. bu elbette, şair olarak yahya kemal hakkındaki düşüncelerimi değiştirmedi; bence bu topraklarda yaşamış en büyük şairlerden birisidir kendisi.
bir edebi eserin adı anı olunca, orada yazılanların hepsinin subjektif bir yorum olduğunu gözden kaçırmadan okumak gerekiyor. en nihayetinde yazan kişi kendi anılarını, kendi görüşlerini yazıyor yani. benim içinse mina urgan, eleştirilecek onca şeyi olmasına rağmen, içlerinde çok önemli isimlerin bulunduğu renkli bir çevreyi resmettiği ve özellikle (üvey babası falih rıfkı'nın da etkisiyle) erken cumhuriyet dönemi sosyolojisine ilişkin önemli veriler sağladığı için dikkate değer bir yazar.
bir edebi eserin adı anı olunca, orada yazılanların hepsinin subjektif bir yorum olduğunu gözden kaçırmadan okumak gerekiyor. en nihayetinde yazan kişi kendi anılarını, kendi görüşlerini yazıyor yani. benim içinse mina urgan, eleştirilecek onca şeyi olmasına rağmen, içlerinde çok önemli isimlerin bulunduğu renkli bir çevreyi resmettiği ve özellikle (üvey babası falih rıfkı'nın da etkisiyle) erken cumhuriyet dönemi sosyolojisine ilişkin önemli veriler sağladığı için dikkate değer bir yazar.
devamını gör...
19.
doçentlik tezi, elizabeth devrinde soytarılardı.
devamını gör...
20.
gerçekten inanmış bir müslüman olarak, annem kimseleri lânetlemezdi. ama birini lânetleyince de, bunu çok ciddiye alır, o adamın akıbetinden kendini sorumlu tutardı: bir sabah, baktım ki, şefika elinde bir gazete, donup kalmış. 'anne ne oldu? kötü bir haber mi var?' diye sordum. hiç yanıt vermeden, gazeteyi bıraktı, gitti odasına kapandı. gazeteyi aldım, ölüm ilânlarını gözden geçirdim. tanıdığımız hiç kimsenin adı yoktu. sonra bir haber dikkatimi çekti: eskiden milli eğitim bakanı olan, faşistliği ile ünlü berbat bir zat, bir trafik kazasında ölmüştü. bu ölüme fazlasıyla üzülmeden, anneme haber vermeye gittim, şefika, suratı beş karış asık beni tersledi, odasından kovdu. bunun nedenini bir süre sonra anladım: trafik kazasına uğrayan zat, benim doçentliğimi onaylamayan, 'ölsem de o karının tayinine imza atmam' diyen bakandı. bunu duyan annem de 'öl öyleyse!' demiş içinden. adam ölünce, annem âhının tuttuğunu sanıp, vicdan azabına kapılmıştı. onu vicdan azabından kurtarmak için çok uğraştım. o zatın nice üniversite öğretim üyesine, nice öğretmene kıydığı için, yalnız şefika'nın değil, birçok başka ananın ve eşin kolektif lânetine uğradığını anlatmaya çalıştım. ama annem, 'gene de lânetlememeliydim onu' deyip duruyordu
mina urgan/bir dinozorun anıları.
sözü edilen faşist milli eğitim bakanı reşat şemsettin sirer'dir. köyenstitülerinin canına okuyan kişi budur. chp'nin bakanıdır.
devamını gör...