1.
miras adlı eserin türkçeye çevrilmemiş hali yani asıl adı arv og miljodur.
eser norverçli yazar vigdis hjorth’a aitdir.
309 sayfadan oluşan, gerçek hayat hikayelerine dayalı, yazarın ilk defa türkçeye çevrilmiş eseridir.
bu kitap ile geniş kitlelere ulaşan sevgili yazar aynı zamanda bir çok ödülünde sahibi olmuştur.
kitap yayınlandığı ilk günden bu zamana kadar yayınlanan her yerde oldukça ses getirmiştir. özellikle yazarın aile içerisinde büyük bir kargaşaya neden olmuştur. kitabı okuyan bir çok insan bu eseri yazarın kendi anıları mı ,yaşantılarımı yoksa kurgu mu gibi sorular sormaya başlar. çünkü yazarın kitapta anlattığı bu konu kendi hayat hikayesiyle oldukça benzer durumda. vigdis’ın ailesiyle uzun zamandır iletişim kurmamasından tutunda, yine kitap içerisinde bulunan anne ve kız kardeş astrid karakterinin yazar ile olan kavgalarının benzerliğine hatta ve hatta kitapta geçen astrid karakterinin mesleği olan insan hakları aktivistliği konusu bile gerçek hayatta yazarın kız kardeşi olan helga’nın mesleğidir. bu tartışmaların bir örneğide helga’nın ablasının yayınladığı miras adlı kitaba cevap niteliğinde bir eser çıkarmış ancak ablasının eserleri kadar ilgi görmemiştir.
kitabın konusuna gelecek olursak. anne baba ve 4 çocuktan oluşan bir aile ele alınır. anne ve babası hayatta olmasına rağmen kardeşler arasında oluşan bir kulübenin aile ile konuşan ve aileden dışlanan çocuklar olarak bölünen kardeşlere haksız paylaştırılan miras kavgası temel alınır. anlatıcı konumunda olan en büyük kardeşin aileden uzun zaman önce uzaklaşma sebebinin babasının tacizi olduğunu ve bu durumu annesine anlattığı halde ne annesi ona inanmıştır ne de baba kızına yaptıklarını itiraf edip kabul etmiştir. ancak bu konu yıllarca halı altına süpürülse de bir gün babanın ölmesiyle aile tekrar bir araya gelmek zorunda kalır, böylece halının altına saklanan konular tekrar gün yüzüne çıkarılır.
kitap oldukça güzel ancak bol dram barındırıyor ve hatta belirli bir süreden sonra kendini tekrara düşürüyor. kitabın sonu ise hala bir sonuca ya da açıklığa kavuşulmadan bitiyor. kitap hakkında olumsuz bir eleştiri yapacaksam tek sorun bu olurdu.
keyifli okumalar dilerim.
eser norverçli yazar vigdis hjorth’a aitdir.
309 sayfadan oluşan, gerçek hayat hikayelerine dayalı, yazarın ilk defa türkçeye çevrilmiş eseridir.
bu kitap ile geniş kitlelere ulaşan sevgili yazar aynı zamanda bir çok ödülünde sahibi olmuştur.
kitap yayınlandığı ilk günden bu zamana kadar yayınlanan her yerde oldukça ses getirmiştir. özellikle yazarın aile içerisinde büyük bir kargaşaya neden olmuştur. kitabı okuyan bir çok insan bu eseri yazarın kendi anıları mı ,yaşantılarımı yoksa kurgu mu gibi sorular sormaya başlar. çünkü yazarın kitapta anlattığı bu konu kendi hayat hikayesiyle oldukça benzer durumda. vigdis’ın ailesiyle uzun zamandır iletişim kurmamasından tutunda, yine kitap içerisinde bulunan anne ve kız kardeş astrid karakterinin yazar ile olan kavgalarının benzerliğine hatta ve hatta kitapta geçen astrid karakterinin mesleği olan insan hakları aktivistliği konusu bile gerçek hayatta yazarın kız kardeşi olan helga’nın mesleğidir. bu tartışmaların bir örneğide helga’nın ablasının yayınladığı miras adlı kitaba cevap niteliğinde bir eser çıkarmış ancak ablasının eserleri kadar ilgi görmemiştir.
kitabın konusuna gelecek olursak. anne baba ve 4 çocuktan oluşan bir aile ele alınır. anne ve babası hayatta olmasına rağmen kardeşler arasında oluşan bir kulübenin aile ile konuşan ve aileden dışlanan çocuklar olarak bölünen kardeşlere haksız paylaştırılan miras kavgası temel alınır. anlatıcı konumunda olan en büyük kardeşin aileden uzun zaman önce uzaklaşma sebebinin babasının tacizi olduğunu ve bu durumu annesine anlattığı halde ne annesi ona inanmıştır ne de baba kızına yaptıklarını itiraf edip kabul etmiştir. ancak bu konu yıllarca halı altına süpürülse de bir gün babanın ölmesiyle aile tekrar bir araya gelmek zorunda kalır, böylece halının altına saklanan konular tekrar gün yüzüne çıkarılır.
kitap oldukça güzel ancak bol dram barındırıyor ve hatta belirli bir süreden sonra kendini tekrara düşürüyor. kitabın sonu ise hala bir sonuca ya da açıklığa kavuşulmadan bitiyor. kitap hakkında olumsuz bir eleştiri yapacaksam tek sorun bu olurdu.
keyifli okumalar dilerim.
devamını gör...