yazar: reşat nuri güntekin
yayım yılı : 1946
iyi bir aileye mensup ve iyi bir eğitim almış kahramanımızın gözünden çalışmadan para kazanmayı alışkanlık haline getirmiş olan dilencilerin yaşamını anlatan eserdir. roman 2. meşrutiyet döneminden başlayarak, osmanlı imparatorluğu'nun yıkılışı ve cumhuriyetin ilk yıllarını kapsayan yılları da arka planda anlatır.
yayım yılı : 1946
iyi bir aileye mensup ve iyi bir eğitim almış kahramanımızın gözünden çalışmadan para kazanmayı alışkanlık haline getirmiş olan dilencilerin yaşamını anlatan eserdir. roman 2. meşrutiyet döneminden başlayarak, osmanlı imparatorluğu'nun yıkılışı ve cumhuriyetin ilk yıllarını kapsayan yılları da arka planda anlatır.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "mihmandar" tarafından 25.04.2023 20:45 tarihinde açılmıştır.
1.
reşat nuri güntekin' nin yazdığı çok güzel bir eser. roman 1946 senesinde yayımlanmıştır. aslında dönem romanı da denebilir.* çünkü romanın barındırdığı o zaman ki sosyo-politik şartlar gayet iyi anlatılmış.
kitap kocabaş kazasker şemsettin molla' nın torununun ağızından anlatılır. otobiyografik türde olan romanda, kocabaş ailesinin son torununun hayatı isimsiz olarak anlatılır. baş kahramanımız, ailsenin ismine uyacak şekilde kafası büyüktür. insanların artık ona garip garip bakmasına alışmıştır ve onları umursamamaya başlamıştır.
konakta yaşayan baş kahramanımızın, çocukken oynadığı "dilencilik oyunu" vardır. diğer çocukların gazabından kurtulmak için kendisini acındıracak halde gösterir ve çocukların kendisinin istediklerini yapmasını sağlayarak onları bir nevi hizmetçi gibi kullanır. bu oyunu gerçekten çok iyi oynar. taşınıncaya kadar hiç büyük kafasını dert etmemişti. fakat taşınıp da karşı komşularının kızı olan mesure' ye aşık olunca koca kafasıyla kendisini nasıl kıza beğendiriceğini düşünüp çeşitli yollar dener. bunlar; ud kurslarına gidip bahçede ud çalmak, kızın şiir sever babasının gözüne girebilmek için şiir ezberlemektir. nitekim istediklerinde başarılı olamaz. osmanlı' nın son zamanlarına tekabül eden yaşamında gerçekten de büyüyünce, değişen politika, yunanlılar' ın izmir' i işgali ve babaannesinin ölümünden sonra paralarının kalmaması sebebiyle dilenci olur.
kitap bir çok güzel şeyi içinde barındırmaktadır. herkesin okumasını tavsiye edebilirim. sonu beni çok etkilemişti.
kitap kocabaş kazasker şemsettin molla' nın torununun ağızından anlatılır. otobiyografik türde olan romanda, kocabaş ailesinin son torununun hayatı isimsiz olarak anlatılır. baş kahramanımız, ailsenin ismine uyacak şekilde kafası büyüktür. insanların artık ona garip garip bakmasına alışmıştır ve onları umursamamaya başlamıştır.
konakta yaşayan baş kahramanımızın, çocukken oynadığı "dilencilik oyunu" vardır. diğer çocukların gazabından kurtulmak için kendisini acındıracak halde gösterir ve çocukların kendisinin istediklerini yapmasını sağlayarak onları bir nevi hizmetçi gibi kullanır. bu oyunu gerçekten çok iyi oynar. taşınıncaya kadar hiç büyük kafasını dert etmemişti. fakat taşınıp da karşı komşularının kızı olan mesure' ye aşık olunca koca kafasıyla kendisini nasıl kıza beğendiriceğini düşünüp çeşitli yollar dener. bunlar; ud kurslarına gidip bahçede ud çalmak, kızın şiir sever babasının gözüne girebilmek için şiir ezberlemektir. nitekim istediklerinde başarılı olamaz. osmanlı' nın son zamanlarına tekabül eden yaşamında gerçekten de büyüyünce, değişen politika, yunanlılar' ın izmir' i işgali ve babaannesinin ölümünden sonra paralarının kalmaması sebebiyle dilenci olur.
kitap bir çok güzel şeyi içinde barındırmaktadır. herkesin okumasını tavsiye edebilirim. sonu beni çok etkilemişti.
devamını gör...