münevver karabulut

cinayetinin aklıma kazınıp unutamadığım güzeller güzeli kız.
8 yaşındayken haberlerini, nasıl öldürüldüğünü, katiline sarıldığın gözlerinin içinin güldüğü fotoğrafları gördüğümü hatırlıyorum.
her şey seninle başlamış gibi hissediyorum..
keşke bir şeyler o zamandan bu zamana değişseydi münevver. ışıklar içinde uyu.

paranın gücünün nasıl etkiliği olduğunu adaletin ne kadar durum karşısın'da aciz kaldığını bize gösteren cinayet olayıdır.

cem garipoğlu tarafından katledilmiş kızcağız.

bizzat baro başkanı olan kişi tarafından katilin avukatlığının yapılmış olması da beni ayrıca üzen bir olaydır.

küçükken izleyip hala da aklımdan çıkaramadığım vahşi ve sapkın cinayete giden gencecik bir kadındır.
ondan sonra bir daha olmasın diye dualar edilse de anitsayaca yeni cinayetler eklenmiştir ve eklenmeye devam ediyordur.
çok yazık.

lisede hocam bir teori sunmuştu :münevver görmemesi gereken bazı şeyler gördü ve cem garipoğlunun babası tarafından öldürüldü.

mekanı cennet olsun. o günden bu güne herşey aynı. sürekli cinayet haberleri, insan hayvan herşeyi öldürüp tecavüz ediyorlar.

fatih altaylı'yı günahım kadar sevmem. lakin o dönemleri çok net hatırlıyorum. altaylı'nın israrlı yazıları olmasaydı hâlâ faili meçhul bir cinayet olarak kalacaktı.

günde bunun gibi bir çok, faili hiç bir zaman bulunamayacak olan cinayet işleniyor.

işte bu hâl, hepimizin büyük dramıdır.

kafası kesilip sevgilisinden dinlemeyi çok sevdiği melodileri çıkaran gitarın kutusuna konulan 12 yıl önce canice katledilen bir çiçek.

3 mart 2009 tarihinde alçakça işlenmiş bir cinayetin 17 yaşındaki kurbanı, merhum kızımız.
hemşehrim olması sebebiyle daha yakından takip ettiğim, yaşandığı dönemde ve halen içimi acıtan bir olaydır.
mustafa şekeroğlu isimli yazar, salı'nın sırrı -vahşetin şifreleri isimli kitabın da olayın tüm yönlerini inceleyerek yazılmıştır.

bunca yıl geçti ama nedense o cem garipoğlu isimli alçağın intihar ettiğine bir türlü inanasım gelmiyor.
bir yerlerde ailesinin serveti ve nüfuzuyla gününü gün ettiğini düşünüyorum.

yaşasaydı 3 gün sonra 29 yaşında olacaktı, sevmiş, sevilmiş olacaktı, belki evlenip çocuk sahibi olacaktı, işinde kariyer yapacaktı, gitar çalacaktı belki.

oysa münevver hep 17sinde kaldı hiç büyüyemedi.

türkiye'deki ilk (bkz: kadın cinayeti) öncesinde töre namus adı altında işlenen cinayetler münevver karabulut cinayetiyle birlikte ilk kadın cinayeti olarak anılan vaka olmuştur

katili salaktı galiba. bu kızcağızın kimliğini kızın naaşının parçalarını attığı konteynırın hemen ilerisindeki ikinci bir konteynıra atmıştı! buradan



ya da biri bizi salak yerine koydu... şu videoda görülüyor ki çantası hemen bitişikteki konteynırın üstünde buradan çok ilginç datlum. birini canice öldüren kişi, merhumun kimliğini ya da çantasını neden cesedin dibine bıraksın ki? katillerin polise yardım etmek gibi bir vazifesi mi var da ben bilmiyorum!

sahi o kağıt toplayıcısı kimdi? 25 yaşlarındaki kadın ile 40 yaşlarındaki erkek kimdi?

canice katledilmiş genç kız.
2009 yılında münevver katledilirken evden yükselen sesler dışarıdan çok fazla duyulmuş.
sanıyorum o ev bir sitedeydi.
kimse de onca gürültüye rağmen kılını kıpırdatmamış.
okul zamanı aynı yurtta kaldığım oda arkadaşım anlatmıştı.
o sitede yaşıyordu ya da yaşayan yakınlarından duymuştu. tam hatırlamıyorum.
bu yüzden bu cinayetle ilgili ne zaman bir haber duysam çok etkileniyorum ve çok üzülüyorum.

cemle bu nasıl liseliymiş anlamadım eski nesil bayağı hormonlu galiba. evet.