1.
türk sinemasının usta aktörlerinden biriydi. allah rahmet eylesin.
devamını gör...
2.
onu hep ya mahmut hoca veya yaşar usta olarak hatırlayıp güzel insanlardan biri diye anacağız.
devamını gör...
3.
bugün vefatının yıldönümü'dür. allah rahmet eylesin.
devamını gör...
4.
allah rahmet eylesin. öldü ölüyor ölecek diyene kadar ölmüştür. oynadığı roller, attığı tiradlar unutulmazdır. mahmut hoca, turşucu, define arayanların akrabası, baba yaşar gibi unutulmaz rollere imza atmıştır. çocukluğumuzun baş köşesinde adile sultan ile büyük bir yeri vardır. alkolle epey mücadele etmiş olması bana hep ters gelmiştir. nası yani dedim hep. hiç öyle bir durumu var gibi görünmezdi. günahıyla sevabıyla iyi ki vardın mahmut hoca.
devamını gör...
5.
güzel insan diye bir tabir vardır işte onun ete kemiğe bürünmüş halidir.
büyük emekçi büyük ustadır.
huzur içinde uyusun.
büyük emekçi büyük ustadır.
huzur içinde uyusun.
devamını gör...
6.
1970 yılında abdi ipekçi ile bir röportajı var, ordan bir alıntı bırakıyorum aşağıya. o burda anlattığını şizofreni olarak yorumlamış, bana çok tanıdık bir hikaye olarak geldiği için ben daha farklı düşündüm. o "ses" daha sonra kafasını kazıtmasını da istiyor münir özkul'dan, kendi ifadesiyle "gurur ve nefsini kırmak için".
"münir özkul: karım ben bu ‘açlık’ halinde iken ‘münir’ dedi ‘feci bir açlık geliyor. yani çok işsiz kalacağız. sen bu durumdasın. ben yarından itibaren, yazıhanelere film için tiyatrolara iş için gideceğim. bana kalırsa sana da aynı şeyi tavsiye ederim.’
‘peki’ dedim. odama çekildim, başladım ağlamaya. kendi kendime ‘yahu koskoca münir özkul oldun. böyle yazıhane köşelerinde yazıhane yazıhane gezip iş arayacak hale mi gelecektin?’ dedim. ağlayarak kendi kendime konuşmaya başladım. ve bir kahkaha duydum. fırladım odadan dışarı. suna’yı çağırdım odasından. ‘ben’ dedim ‘bir kahkaha duydum. sen duydun mu?’ hayır, dedi. başladım titremeye. garip bir kahkaha idi dedim. ben de bir anormallik var mı? korkuyorum da…
açlık maçlık falan çıldırma korkusu da var… tekrar girdim odaya. gene bir kahkaha duydum. titredim mitredim ama bu sefer o kadar korkmadım.
ve şöyle bir istikamet şavullar gibi oldum. istikamet yok, çok kötü, ekolu bir ses. nerden geldiğini anlayamıyorsunuz. ve garip bir konuşma oldu. şimdi, o zamanlar çok tesir altındaydım, bir takım şeyler gibi unutuluyor… hikaye imiş gibi geliyor, ölüm gibi. tam inanılmıyor. ‘nasıl?’ dedi, ‘ne demek o?’ dedi ‘koskoca münir özkul… bir defa bu laf ne demek koskoca münir özkul? sen değil miydin?’ dedi, ‘yahu ufacığın ufacığı bir rolüm olsa da mesela bir şehir tiyatrosu’na girebilsem, bir filmde oynayabilsem diyen insan? nasıl şimdi koskoca münir özkul olmuşsun? demek o zamanki sevgini kaybettin sen. o zaman ayıp mıydı senin ufacık bir rol için bir yere müracaat etmen? eh, demek şimdi sen o işini değil, kendini sevmeye başlamışsın. böyle koca bir münir özkul yaratmışsın. hisset o sevgini.’ dedi. ‘o zamanki heyecanın ne demekti?’ dedi, ‘bir rol oynayabilmek. küçüğü büyüğü olur mu? üstelik para da verecekler, avantajlısın.’ dedi ‘ismin de var. o zaman imkansızdı, yüzüne kapı kapanabilirdi. şimdi kapanmaz. içkiyi bırakacağım der, bugünden sonra bir yola girebilirsen, yeniden başlıyor gibi bir yola çıkabilirsen daha avantajlısın. yeniden başla’ dedi. ben de o yaşlar falan durdu, bu sefer kahkahalar atarak, ‘suna’cığım’ dedim. ‘yarın ben de gidiyorum.’ dedim. ‘ne oldu?’ dedi. dedim, böyle böyle. ben çok seviyordum bu işi dedim, ayıp mı iş aramak? dedim. ‘sen söyleyince gittim içerde ağladım, bu büyük bir aşama oldu’ dedim.
ipekçi: o sıralarda daha içkiyi bırakmamıştınız?
münir özkul: hayır. ama tabii müthiş korkular başladı. çünkü o sesi sık sık duymaya başladım.
içki hususunda kesin bırakmam gerektiğini söyledi. çocuklarımın üzüldüğünü, çok üzüldüğünü bana belli etmeden bana güvenlerini kaybettiklerini söyledi.
ayrıca o sırada iki aylık da çocuğum vardı. ‘bir damla alkol çocuğunun ağzına koy’ dedi. gittim, koydum, bir hal aldı ki o surat… ve içmemeye karar verdim."
"münir özkul: karım ben bu ‘açlık’ halinde iken ‘münir’ dedi ‘feci bir açlık geliyor. yani çok işsiz kalacağız. sen bu durumdasın. ben yarından itibaren, yazıhanelere film için tiyatrolara iş için gideceğim. bana kalırsa sana da aynı şeyi tavsiye ederim.’
‘peki’ dedim. odama çekildim, başladım ağlamaya. kendi kendime ‘yahu koskoca münir özkul oldun. böyle yazıhane köşelerinde yazıhane yazıhane gezip iş arayacak hale mi gelecektin?’ dedim. ağlayarak kendi kendime konuşmaya başladım. ve bir kahkaha duydum. fırladım odadan dışarı. suna’yı çağırdım odasından. ‘ben’ dedim ‘bir kahkaha duydum. sen duydun mu?’ hayır, dedi. başladım titremeye. garip bir kahkaha idi dedim. ben de bir anormallik var mı? korkuyorum da…
açlık maçlık falan çıldırma korkusu da var… tekrar girdim odaya. gene bir kahkaha duydum. titredim mitredim ama bu sefer o kadar korkmadım.
ve şöyle bir istikamet şavullar gibi oldum. istikamet yok, çok kötü, ekolu bir ses. nerden geldiğini anlayamıyorsunuz. ve garip bir konuşma oldu. şimdi, o zamanlar çok tesir altındaydım, bir takım şeyler gibi unutuluyor… hikaye imiş gibi geliyor, ölüm gibi. tam inanılmıyor. ‘nasıl?’ dedi, ‘ne demek o?’ dedi ‘koskoca münir özkul… bir defa bu laf ne demek koskoca münir özkul? sen değil miydin?’ dedi, ‘yahu ufacığın ufacığı bir rolüm olsa da mesela bir şehir tiyatrosu’na girebilsem, bir filmde oynayabilsem diyen insan? nasıl şimdi koskoca münir özkul olmuşsun? demek o zamanki sevgini kaybettin sen. o zaman ayıp mıydı senin ufacık bir rol için bir yere müracaat etmen? eh, demek şimdi sen o işini değil, kendini sevmeye başlamışsın. böyle koca bir münir özkul yaratmışsın. hisset o sevgini.’ dedi. ‘o zamanki heyecanın ne demekti?’ dedi, ‘bir rol oynayabilmek. küçüğü büyüğü olur mu? üstelik para da verecekler, avantajlısın.’ dedi ‘ismin de var. o zaman imkansızdı, yüzüne kapı kapanabilirdi. şimdi kapanmaz. içkiyi bırakacağım der, bugünden sonra bir yola girebilirsen, yeniden başlıyor gibi bir yola çıkabilirsen daha avantajlısın. yeniden başla’ dedi. ben de o yaşlar falan durdu, bu sefer kahkahalar atarak, ‘suna’cığım’ dedim. ‘yarın ben de gidiyorum.’ dedim. ‘ne oldu?’ dedi. dedim, böyle böyle. ben çok seviyordum bu işi dedim, ayıp mı iş aramak? dedim. ‘sen söyleyince gittim içerde ağladım, bu büyük bir aşama oldu’ dedim.
ipekçi: o sıralarda daha içkiyi bırakmamıştınız?
münir özkul: hayır. ama tabii müthiş korkular başladı. çünkü o sesi sık sık duymaya başladım.
içki hususunda kesin bırakmam gerektiğini söyledi. çocuklarımın üzüldüğünü, çok üzüldüğünü bana belli etmeden bana güvenlerini kaybettiklerini söyledi.
ayrıca o sırada iki aylık da çocuğum vardı. ‘bir damla alkol çocuğunun ağzına koy’ dedi. gittim, koydum, bir hal aldı ki o surat… ve içmemeye karar verdim."
devamını gör...
7.
yıllarca google'da ismi aratılırken; ''münir özkul öldü mü'' ifadesinin ilk sırada çıkması bende geride bıraktığı en son hatıradır.
devamını gör...
8.
muhteşem bir aktör. adile naşit ile birlikte oyunculuk nedir dersi verdi yıllarca. şener şen, kemal sunal, tarık akan, türkan şoray filan onların yanında hikaye. oyunculuk anlamında aynı ligde bile olamazlar.
bugün ise onların ligine olsa olsa ahmet mümtaz taylan'ı koyarım. o kadar.
bugün ise onların ligine olsa olsa ahmet mümtaz taylan'ı koyarım. o kadar.
devamını gör...
9.
oyunculuğu kemal sunal'dan iyi olabilir ama kemal sunal kadar güldüremez. dolayısıyla karşılaştırmak yanlıştır.
devamını gör...
10.
normalde yeşilçam sevmem. abartı ve gerçekçilikten uzak bulurum.
ancak kendisi bir istisnadır.
karakter oyunculuğu denildiğinde türkiye'de gelmiş geçmiş bir numaradır.
kendisinin ölümü hakkında geyik çeviren ve kızını üzen or....u çocuklarını sallamıyor ve şunu bırakmak istiyorum, yüz ifadesine, titreyen sese, gururlu duruşa ve dolan gözlere bakmak yeterli.
(bkz: ben tüccar değilim, eğitimciyim)
ancak kendisi bir istisnadır.
karakter oyunculuğu denildiğinde türkiye'de gelmiş geçmiş bir numaradır.
kendisinin ölümü hakkında geyik çeviren ve kızını üzen or....u çocuklarını sallamıyor ve şunu bırakmak istiyorum, yüz ifadesine, titreyen sese, gururlu duruşa ve dolan gözlere bakmak yeterli.
(bkz: ben tüccar değilim, eğitimciyim)
devamını gör...
11.
12.
1: her rolün adamı çok usta bir aktördür.
2: hayatın çilesini çekmiş, yorgun, görmüş geçirmiş, olgun karakterleri oynar.
3: kelime vurguları tam, düzgün diksiyon.
4: daha eski filmlerinde filme renk katan, deli veya deli numarası yapan akıllı, evin uşağı iyi arkadaş rollerinde oynar.
5: 70 lerden sonraki dönemde aile babası rollerinde çok başarılı.
6: komedi de güldürebilen ve dramda ağlatabilen eşit derecede kusursuz doğal oyunculuk yeteneği.
7: yeşilçamın en iyi yan rol oyuncusu.
2: hayatın çilesini çekmiş, yorgun, görmüş geçirmiş, olgun karakterleri oynar.
3: kelime vurguları tam, düzgün diksiyon.
4: daha eski filmlerinde filme renk katan, deli veya deli numarası yapan akıllı, evin uşağı iyi arkadaş rollerinde oynar.
5: 70 lerden sonraki dönemde aile babası rollerinde çok başarılı.
6: komedi de güldürebilen ve dramda ağlatabilen eşit derecede kusursuz doğal oyunculuk yeteneği.
7: yeşilçamın en iyi yan rol oyuncusu.
devamını gör...
13.
münir özkul yeşilçam'ın en iyi oyuncusu olabilir. inanılmaz bir yetenek.
devamını gör...
14.
15.
türk tiyatrosunun kavuklularından. kendisini sadece 'yeşilçam' dönemiyle tanımak büyük haksızlıktır.
istanbul'u satıyorum ve soyut padişah gibi oyunlarda gösterdiği performans çoğu film performansını beşe katlar.
istanbul'u satıyorum ve soyut padişah gibi oyunlarda gösterdiği performans çoğu film performansını beşe katlar.
devamını gör...
16.
dün ölüm yıldönümüydü yaşar usta'nin. oynadığı filmlerde hep iyinin, haklının ve zayıfın yanında yer aldı. yok olmaya yüz tutan toplumsal değerleri, geleneksel aile yapısı ve insan ilişkilerine dair tiplemeleriyle türk sinemasına damgasını vurdu ve 2018 senesinde hakka kavuştu. mekanın cennet olsun yaşar usta.
devamını gör...
17.
18.
bir nesil bunların oyunculuğunu izleyerek gençliğini tamamlamıştır. sanki aile fertleri gibi bağrına basmıştır bu millet onları . bütün yeşilçam emkçilerinin ruhu şad olsun
devamını gör...
19.
türkiye'yi türkiye yapan insanlardandı , büyük insan büyük sanatçı..
tüm sanatçıların önünde saygı ile eğiliyorum.
tüm sanatçıların önünde saygı ile eğiliyorum.
devamını gör...
20.