musluk suyundan korkmak

90larda suların içine klor karıştırma nedeniyle meydana gelen koku ve renk değişiminin insanları korkutması ile başlamış olan korku türü. çok enteresandır çoğu insan musluktan su içmez ama o su ile çay kahve yapar, yemek yapar, sebze meyve yikar ama içmez. damacana öncesi dönemde su istasyonları ve temizlikleri konusunda akıllanmayıp bunun üzerine o mavi sevdaya düşmüş insan eylemidir. çeşmeden içemiyorum, tepkisi ile gönlümün sultanidir hepsi. içmeyin kuzum. zehir akıyor sulardan.

özellikle istanbul'da yaşayanlar için bir korkuya sebep olmuştur. istanbul'u yöneten belediye başkanları ve belediye kademelerinde bulunan kişiler, musluk suyunun içilebilir olduğunu söyleseler de halk ikna olmamış. sudan klor tadı geldiği için içmeyen var, damacanaya alıştığı için içmeyen var. dünyanın diğer büyük kentlerinde şebeke suyu kullanan insanlar, bu şebeke suyundan bardağını, şişesini, matarasını doldurabiliyorken istanbul için hâlâ bu konuda bir problem var. doğal kaynak suları, en yalın haliyle tüketime sunuluyor. musluk suyu da, doğada yüzey sularından besleniyor. önceleri, su ve kanalizasyon hizmetlerinde çok ciddi aksamalar olmuştu. 80'lerin sonu 90'ların başlarında kuraklık yaşanmıştı. yağış oranının düşüklüğü, nüfusun artışı, su kaynaklarında azalma ile ciddi bir su krizi yaşanmıştı. o dönem çare olarak, insanlar pet şişe suları tanıştılar ve bu ambalajlı sular ile musluk sularının yolları ayrıldı. eskiye nazaran şebeke suları arıtma tesislerinden geçse ve içilebilir durumda olsa bile öyle bir algı ve alışkanlık oldu ki özellikle sıcak havalarda herkesin elinde küçük pet şişe suları var.

aman diyim...

ben içiyorum hatta şu (bir dakika içeyim) içtim.
2015'ten beri içiyorum,şu var böbreklere ve üreye etkisi olayı,haftada 4 adet de 1,5 litre assu pet alıyorum.
hatta 2015 2017 falan brita sürahi kullanıyordum ,şuan evde en az20-30 brita filtre var hatta kahve makinem var ecam-650 .85 , filtresiz kullanıyorum (filtrem olduğu halde) , brita filtre kullandığımsa kullanmasam da 60-75 günde bir kireç temizleme yapıyorum.
bana göre suyun temiz< olduğunun en iyi göstergesi kahve makinem.

kadir topbaş'ı son döneminde de iyiydi ,şu son 5 senedir gayet güzel şu var anadolu yakası suyu avrupa yakasına göre daha iyiymiş ..
yalnız şu var büyük site ve avm gibi yerlerde kendi depolarından geliyor su ,bana göre içilmemesi gerekir.
örneğin moda'da ki evde teyzemler oturuyor ,onların suyu depodan çok fark ediyor.

son 8-9 senedir musluk suyundan memnumum.

doğru bir korku aslında. dönemimizde aşırı çevre kirliliği bunun sebeplerindendir. eskiden içilen musluk suyu az da olsa faydalıydı ancak şu dönemde aldığımız nefesten bile korkmalıyız, sağlıklı hiç bir şey kalmadı.

bilmeyenler için arıtma denen bir şey çıktı bilin istedim..

ama kirli damacanadan korkmamak.

bu neyin kafası olmak?

bilmem hangi şehirde anti-depresan katıyorlar şebeke suyuna falan demişlerdi. bu sebepten dolayı korkulduğuna tanık oldum. tam aksine lıkır lıkır içmemiz gerekiyor bence korkmak yerine.

su içme alışkanlığı çok gelişmemiş biri olduğum için beni kapsayan bir durum değildir.
susayınca bulduğumu içerim, özel olarak belirtilmiş bir içmeme durumu yoksa tabii.

korkmaktan ziyade hazır suyu seviyorum galiba. yaklaşık 10 yıldır en azından böyle.

korkmaktan ziyade su içilmiyor kokudan. yok yani başka şehirlerle kıyas edince aşırı kokuyor. belki damacana suyundan daha temizdir ama çok klorlu arıtılmadan içilmiyor. soğutunca biraz daha azalıyor kokusu, çay için falan kullanılır ama öyle bardağa doldurulup içilmez. pet şişede kullanmıyorum damacana da, arıtma sürahisi işimi görüyor.

adana için geçerli olmayan durumdur. bildiğin lık lık içiliyor orada musluk suyu.