narnia günlükleri: şafak yıldızının yolculuğu

serinin 3. filmi, bu sefer 4 kardeşten sadece ikisi ve bir de ufak, baş belası ve yarı kahraman denilebilecek kuzenleri ile narniaya gidiyorlar, severek izledim, tavsiyedir.

denizle başlayıp, denizle biten serinin üçüncü filmi. edmund ve lucy'i tek başlarına gördüğümüz bu filmde, ailenin diğer yarısı amerikaya göçmüş ancak ed ve lucy, savaş devam ettiği için ingilterede amcaları ile kalmaktadır. bu evde bir kuzen vardır ve oldukça huysuz bir tip olması ile ikilinin huzurunu kaçırmaktan başka birşey yapmamaktadır. lucy bu arada büyümenin verdiği etki ile, güzel olmadığı düşüncesindedir. bir gün odalarında bulundukları ve kuzenlerininde onlar ile olduğu bir anda, odalarındaki denizde bir gemiyi gösteren tablosu onlara narnianın kapısını açıveriyor. ikilinin tamda ihtiyaç duyduğu değişiklik bu. kral caspian ve ekibi, narnia evrenindeki tüm adaları keşfetmek ve mümkünse ufuk çizgisine ulaşmak niyeti ile bir gemide seyahat ediyorlar. vardıkları bir adada ise tuhaf birşey olduğunu keşfediyorlar ve bir takım köle tacirlerinin, satamadıkları kadınları denzide yeşil bir gölgeye teslim ettiğini görüyolar. ekibimiz bu seferde bu kötülüğün sebebini araştırmak için yola koyuluyor. bu sırada kendi benlikleri ile, korkuları ile yüzleşmek ve cesaretleri ile tanışmak zorundalar. e birde zenginlikle büyülenme tehlikeleri de var. ama biraz da aslanın yardımı ile yine başarıyorlar. kuzenli sahneler biraz fazla sinirimi bozsa da, ejderha olduğu halini sevdim.