bu konuda benim yorumum şudur insanlar birden fazla sebeple lakap takıyorlar 1 sebep sempati yakınlık duydukları kişiye onu onurlandırıcı hoşuna giden sevimli bir isimle seslenme isteği ikinci sebep insanların maalesef kırıcı olan bir yönü olan zayıf noktasına vurgu yapan lakaplar seçmesi kel kör topal gibi üçüncüsü sevilmeyen bir özelliğinden dolayı pek hoşlanılmayan kişiye takılan negatif lakaplar tabii bunlar da iyi bir şey değil dördüncüsü bir kişiyi benzerlerinden ayırt etmek için onun reel bir özelliğini ortaya koyacak şekilde verilen lakaplar bu genelde meslek memleket ya da kişiye incitici bir özelliğine vurgu yapmayan sadece nu isim benzerliği olan kişilerden ayırmak için kullanılan lakaptır ayakkabıcı ali istinyeli ali bahriyeli mustafa gibi
devamını gör...
boş kaldıkları için.
devamını gör...
bir sebebi olduğunu düşünmüyorum. yani aşağılayıcılıktan vs uzak bir lakapsa şayet sevdiği içindir. ben bazen takıyorum ama hep kullanmak için değil.
devamını gör...
çok sevmekten yahut sevmemekten.

(bkz: sen süleyman mısın bee)

(bkz: hayırdır koçum isa mısın geriliyorsun durup dururken?)
devamını gör...
isimle seslenmek sıradan çünkü. sevdiğim insanları özelleştirmek isterim ve onlara göre koyarım. asla bir tane ile yetinmem. bazıları sinir bozucu da olabilir ama amacım zaten uğraşmak olduğundan sıkıntı olmuyor. ve üzecek şekilde değil şakadan sinir etme gibi. sevdiklerime kıyamam ama çok uğraşırım. (: içimde siyah hayatlarında beyaz ve yumuşak renklerim.

damgalama tarzı takmam zaten dedim ya sevdiklerim için yaparım. bu tarz hoş kullanımı varken basit kullanımı benlik değil.
bir de insanlar kuzu psikolojisinde. biri dedi mi o da önünü arkasını bilmeden demeye başlıyor. çevrenizde bu tarz damgalanmış insanlar varsa sebeplerini ne kadar biliyorlar/biliyorsunuz?
o insanlar gerçekten damgalandıkları gibi mi? ne kadar gördünüz veya ne kadar duydunuz?..

daha dün bizim mahallede birinin damgalandığının konusu açıldı. adamın dış görünüşünden onu "serseri/içici" tarzı damgalamışlar. babam ise diyor ki" ben bu çocuğu tanıyorum bu hem dürüst hem de mert biri asla denildiği gibi değil." sadece kaşlarına faça atmış diye çocuğu kötüleyip kendi kusurlarını/şerefsizliklerini o kişinin üstüne yıkıyorlarmış. deprem olduğunda onu kötüleyen sözde ahlak ve insanlık sahibi olanlar karılarını ve çocuklarını içeride bırakıp sadece kendi canlarının derdine düşmüş. birinin 2-3 küçük çocuğu var öbürünün ki daha 1-2 yaşındadır. üstüne eşleri için hiç bağırmamışlar bile. hadi tamam anladık adam değilsin bari en azından "koşun, karım ve çocuklarım içeride kaldı." de hani bir kork, o durum seni bir korkutsun ama o p.cler eğer onları ölüme terk edip bu yüzden ağızlarını açmamışlarsa bir şey bilmiyorum.
neyse, bunların aile apartında olan (kocaların) anne ve babaları sıkışmış. zarar görmemişler ama yamulan başka bir bina ile yolları tıkanmış ve bu sözde serseri/adi insan bunlar çıksın diye onlara sandalye vermiş. o zamanda kötülük ettikleri insanın iyiliğinden bile utanç duymuyorlar. adam kız kardeşini depremde kaybetmiş. kız kardeşini alıyor tek gömüyor. üstüne o kurtardığı akrabaları olayı bilse bile ne evlerine onu davet etmişler ne de bir tabak yemek göndermişler. taziyeye bile gitmemişler, bu kadar aşağılık insan olabilir mi?
yaptıkları adiliklerden sonra o kişi onlara sandalye vermemiş olsa bile o kişinin acısına ortak olunur. bu tarz acılı günlerde düşmanlık olsa bile kesilmeli. neyse ben duyunca çok şaşırdım.
bu depremde çoğu insan kendini belli etti. "kadınlar umarım onlardan boşanır. böyle aile anlayışı mı olur?" dedim. ama birisinin boşanma olayında güçlük olabilir. niye biliyor musunuz çünkü kızı ondan baya yaş büyük birine zengin diye vermişlerdi. kız güzeldi ama ailesi yoksul ve fırsat bir daha kapıma gelmez diye 18 yaşında nişanlandı. ben şok. ben o kızı ilk dedemlerin bayramında görmüştüm. içimden"ne hoş ne güzel bir kız bu." demiştim sonra annem içeriği anlatmıştı. kıza üzüldüm 13-15 yaş farkına rağmen o kıza göz koyup isteyebilmiş balgamlı sümüğe de sövmüştüm. annemin kuzeni oluyor. "kızın parası için kabul ettiğini söylüyorsun ama kuzenin de yeğeni veya kardeşi sayacağı yerde göz koyacak kadar gevşek biriymiş. bir de yok kızı ikna etmeler. kız diyememiş mi "amca kendine takma diş hazırlığı yapacağın yerde neden kapıma çiçek yolluyorsun?" olay ahlaksız kuzeninle başlamış sonuçta. ve kaynanası olacak kişiye bak. 3-4 ailenin içinden geçmiş burada. o minik geline de dünyayı dar edecek bence. parayı seçerek hayatının hatasını yaptı. genç ve güzel illa gerçekten aşık olabileceği biri çıkardı. -_-"

depremde o pis kaynananın veletleri karılarını yarı yolda bıraktı. bu çok ağır ya. bunu öz saygısına nasıl yedirebilir, bilemiyorum ama şu an zorunda kaldı. çünkü deprem ve ekonominin içine edilmiş.
bunu biraz ayrıntılı anlatma sebebim böyle istek veya düşünceleriniz varsa vazgeçin. para mutluluk değil. kadını sadece doğurganlık gözüyle gören aşağılık kaynanalara da gelin gitmeyin. evlilik iki kişi arasında oluyorsa öyle kalmalı. aptalca çocuk baskısı yapabilecekleri o kadından/erkekten çekmek zorundasınız.
ayrıca ben o kıza biraz çıtlatmıştım kız kıza kaldığımızda. onu tanımıyorum ama çeken saflığı ve masumluğu var gibiydi. "birbirimizi yeni gördük ama nişanlandığını duydum. evlilik için çok gençsin. daha ayakların üzerinde durmamışsın. ayrıca evlenirsen aile apartında yaşayacaksın. kaynanan olacak kişi başlarda iyi gelebilir ama sonralarda pek nefes aldıracak birine benzemiyor. ve bizim burada evlilik hâlâ ortaçağa benzer şekilde yapılıyor. evliliğe erken yaşta bile güzel bakan gözler, boşanma olayına ne kadar büyümüş olursan ol hiçbir zaman iyi bakmayacak. ne karar verirsen ver senin hayatın. ama pişman olma. evlenip 1-3 yıl sonra "keşke aile evinde kalsaydım, bir odam olmasa da olur bana bir yatak yeter vs." deme. küçüksün ve çevremizde cahillerle dolu. eminim en yakınların bile sana bunları söylememiştir. onlar evliliği gözlerinde büyütmediği gibi senin mutsuzluğunu da büyütmeyecekler. "o senin kocan idare et." diyecekler. okulunu devam etme şansın var. meslek sahibi olupta ailene bakabilirsin. şu an evli değilsin, şansın hâlâ var..." deyip bıraktım ama gördüğünüz üzere evlendi. ve başka bir bayramda hamileydi. ve sonra bana karşı bilenmiş davrandı. bayramdan bayrama denk geliyoruz ne yapmış olabilirim yani? aptal kaynanasına anlatıp bana karşı dolduruldu mu bilmiyorum umrumda da değil. ben üstüme düşeni yaptım mı evet. başka umursadığım bir şey yok.

kulaktan dolma olaylarla damgalığa inanıp o kişinin hakkına da girmeyin. bu da çok ağır.
devamını gör...
soyadı kanunundan öncelerinden beri olan bir nevi gelenektir bu. kaldı ki ben istanbullu olduğum halde bile bizim bile lakâbımız vardır sksjs
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"neden insanlar birbirlerine lakap takarlar sorusu" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim