orijinal adı: affäre nina b.
yazar: johannes mario simmel
yayım yılı: 1958
eser, eşini öldürdüğü için hapse giren robert'ın, hapisten çıktıktan sonra yanında şoför olarak işe başladığı julius brummer'ın eşinin intihar denemesiyle birlikte değişen bakış açısını konu alır. brummer'ın eşi, robert'ın öldürdüğü eşine benzemektedir ve robert hislerine engel olamaz.
yazar: johannes mario simmel
yayım yılı: 1958
eser, eşini öldürdüğü için hapse giren robert'ın, hapisten çıktıktan sonra yanında şoför olarak işe başladığı julius brummer'ın eşinin intihar denemesiyle birlikte değişen bakış açısını konu alır. brummer'ın eşi, robert'ın öldürdüğü eşine benzemektedir ve robert hislerine engel olamaz.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "kuş ölür sen klişeyi hatırla" tarafından 17.06.2024 00:57 tarihinde açılmıştır.
1.
johannes mario simmel'ın 90'ların başında harika anlatımıyla yazmasıyla beraber uzun süre en çok satanlarda yer alan romanıdır.
ikinci dünya savaşında alman bir asker olan robert holden'in karısının* onu aldatması sonucunda karısını öldürerek hapse girmiş olmasıyla başlayan romanımız robert'ın hapisten çıkar çıkmaz iş aradığı sırada tesadüfen ukala bir adam olan julius brummerla tanışır ve şoförlüğünü yapmaya başlamasıyla ilerler. işe başladığı gün julius' un karısının intihar denemesinden çok etkilenen kahramanımızın hissettiklerinin asıl sebebi nina brummer'in, öldürdüğü eşine olan benzerliğidir. geçen zaman içerisinde nina'nın duygu dünyasının onu aldatan eşinden çok daha farklı olmasına rağmen kahramanımız hislerinin güçlenmesine engel olamaz. kızımız nina hanımefendi de bu hislerin çabucak farkına varır ve hikayemiz tam olarak bu noktadan sonra başlar. kahramanımız bir taraftan karmaşık duygu dünyasıyla mücadele verirken bir yandan julius brummer'a olan kinini günden güne artırarak kısa vadede gün yüzüne çıkan alt benliğinin onu gaza getirmesiyle intikam planları yapmaya başlar.
betimlemeler tertemiz. kafada soru işareti kalmayacak şekilde yapılıyor ve insanı bunaltmıyor. ilk 20 sayfadan sonra kırmızı cadillac'ın sağ koltuğunda görünmez seyirci olarak yerinizi alıyorsunuz.
ikinci dünya savaşında alman bir asker olan robert holden'in karısının* onu aldatması sonucunda karısını öldürerek hapse girmiş olmasıyla başlayan romanımız robert'ın hapisten çıkar çıkmaz iş aradığı sırada tesadüfen ukala bir adam olan julius brummerla tanışır ve şoförlüğünü yapmaya başlamasıyla ilerler. işe başladığı gün julius' un karısının intihar denemesinden çok etkilenen kahramanımızın hissettiklerinin asıl sebebi nina brummer'in, öldürdüğü eşine olan benzerliğidir. geçen zaman içerisinde nina'nın duygu dünyasının onu aldatan eşinden çok daha farklı olmasına rağmen kahramanımız hislerinin güçlenmesine engel olamaz. kızımız nina hanımefendi de bu hislerin çabucak farkına varır ve hikayemiz tam olarak bu noktadan sonra başlar. kahramanımız bir taraftan karmaşık duygu dünyasıyla mücadele verirken bir yandan julius brummer'a olan kinini günden güne artırarak kısa vadede gün yüzüne çıkan alt benliğinin onu gaza getirmesiyle intikam planları yapmaya başlar.
betimlemeler tertemiz. kafada soru işareti kalmayacak şekilde yapılıyor ve insanı bunaltmıyor. ilk 20 sayfadan sonra kırmızı cadillac'ın sağ koltuğunda görünmez seyirci olarak yerinizi alıyorsunuz.
devamını gör...