öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "insan olun biraz" tarafından 03.05.2021 13:25 tarihinde açılmıştır.
1.
“ bu geceye nereden binersen bin
yokluğuna varmak bir duraktır yalnızca.”
bir gün her şeyden vaz geçip bir otobüse bineceğim ve arkamda ne bıraktığıma bakmadan “ nokta durağı”na kadar hiç durmadan, durmayı aklımdan bile geçirmeden gideceğim. belki özge ile karşılaşırım orda.
“ gidince çürümeyeceğim bilsem,
ellerimizi değiştirelim derdim. “
otobüste ellerimi hiç çıkartmayacağım cebimden, soğumasınlar, üşümesinler. inmem gereken o durağa vardığımda ellerim ceplerimde otobüsten inip özge’yle değiş tokuş edeceğim ellerimi. hala sıcaktır onunkiler de biliyorum.
“ ki en kötüsüdür
ölümden sonra da istemek.”
özge’yi ölümden sonra da göreceğim ve önce ben anlatacağım hepimizin o en kötüye meyal olduğumuz. onun kadar sıkışıp kalmışlığımızı anlatacağım hayatla ölüm arasında.
“benden firar eden dünyadan,
son isteklerimi taşırken bana,
dikkat et; aynı olmasın torbanın rengi,
ayağına giydiğin galoşla.”
ellerimi cebimden çıkartmamak için koluma astığım torbanın içindekileri bir bir dökeceğim özge’nin avuçlarına. ayaklarıma takılacak gözleri elbette ama ben özge’yi üzmeyeceğim, hayatın aksine. torbada bir kitap olacak sadece. vasiyetidir.
«abaküs, adisyon yazıları, an tıbben ölü, anestezi, ania’ya savaş sırları, ben deniz, bursa ve siz, çift sıfır, çorak, doğurgan senfoni, düş-tü, ekmekarası patates, fakir uyak, içimdeki müzik, ikigen, kamaşma, papatya, akasyalar kaçarken, mesajınız var, replik, ruh rulet, sarkaç, sidorta kadar gözü kara, striptiz, tinsel nafaka, vasiyet, yağmurun saplandığı yer, yoktan çok telaşı, özge, ben»
vasiyetimdir
bu 30 parça kitaplaşsın. bir tanesini de mezarıma gömün. öpücük sesi.
özge dirik
18.03.2003
imza “
“ çocukluğunu camii avlusuna bırakacaksın bir akşam...”
torbayı özge’ye verip çocukluğumuzu bıraktığım camii avlusunu atamaya koşacağım. özge’yi de yanıma alırım belki, birlikte ararız.
“ bense hayallerime kaldığım yerden devam ediyorum’
başka kuşların yuvalarında.”
belki de gelmek istemez özge benimle, belki olduğu yerde mutludur. o zaman bırakırım onu başka kuşların yuvalarında. bize yeni şiiler yazsın diye. başka türlü dinmeyecek bu özlem.
ondan ayrılırken iki dize alacağım yanıma sadece, hiç unutmadığım özge’yi hatırlatsın diye:
"suratın sırat olsa; geçemezdim gözlerinden"
"konaklaması bir ipte iki cambazın, sevişerek mümkün ancak"
yokluğuna varmak bir duraktır yalnızca.”
bir gün her şeyden vaz geçip bir otobüse bineceğim ve arkamda ne bıraktığıma bakmadan “ nokta durağı”na kadar hiç durmadan, durmayı aklımdan bile geçirmeden gideceğim. belki özge ile karşılaşırım orda.
“ gidince çürümeyeceğim bilsem,
ellerimizi değiştirelim derdim. “
otobüste ellerimi hiç çıkartmayacağım cebimden, soğumasınlar, üşümesinler. inmem gereken o durağa vardığımda ellerim ceplerimde otobüsten inip özge’yle değiş tokuş edeceğim ellerimi. hala sıcaktır onunkiler de biliyorum.
“ ki en kötüsüdür
ölümden sonra da istemek.”
özge’yi ölümden sonra da göreceğim ve önce ben anlatacağım hepimizin o en kötüye meyal olduğumuz. onun kadar sıkışıp kalmışlığımızı anlatacağım hayatla ölüm arasında.
“benden firar eden dünyadan,
son isteklerimi taşırken bana,
dikkat et; aynı olmasın torbanın rengi,
ayağına giydiğin galoşla.”
ellerimi cebimden çıkartmamak için koluma astığım torbanın içindekileri bir bir dökeceğim özge’nin avuçlarına. ayaklarıma takılacak gözleri elbette ama ben özge’yi üzmeyeceğim, hayatın aksine. torbada bir kitap olacak sadece. vasiyetidir.
«abaküs, adisyon yazıları, an tıbben ölü, anestezi, ania’ya savaş sırları, ben deniz, bursa ve siz, çift sıfır, çorak, doğurgan senfoni, düş-tü, ekmekarası patates, fakir uyak, içimdeki müzik, ikigen, kamaşma, papatya, akasyalar kaçarken, mesajınız var, replik, ruh rulet, sarkaç, sidorta kadar gözü kara, striptiz, tinsel nafaka, vasiyet, yağmurun saplandığı yer, yoktan çok telaşı, özge, ben»
vasiyetimdir
bu 30 parça kitaplaşsın. bir tanesini de mezarıma gömün. öpücük sesi.
özge dirik
18.03.2003
imza “
“ çocukluğunu camii avlusuna bırakacaksın bir akşam...”
torbayı özge’ye verip çocukluğumuzu bıraktığım camii avlusunu atamaya koşacağım. özge’yi de yanıma alırım belki, birlikte ararız.
“ bense hayallerime kaldığım yerden devam ediyorum’
başka kuşların yuvalarında.”
belki de gelmek istemez özge benimle, belki olduğu yerde mutludur. o zaman bırakırım onu başka kuşların yuvalarında. bize yeni şiiler yazsın diye. başka türlü dinmeyecek bu özlem.
ondan ayrılırken iki dize alacağım yanıma sadece, hiç unutmadığım özge’yi hatırlatsın diye:
"suratın sırat olsa; geçemezdim gözlerinden"
"konaklaması bir ipte iki cambazın, sevişerek mümkün ancak"
devamını gör...