1.
iki gözüm ankara’da, üniversite hayatımının neredeyse tamamını geçirdiğim konur sokak’ta tam köşede bir yerde yanlış hatırlamıyorsam küçük imge kitabevinin karşısında bulunan leman kültürde bir duvarda yukarıdan aşağı boylu boyunca çizilmiş olan bir karikatürde rast geldiğim günlüktür.
şöyle bir günlüktü duvara çizilmiş olan;
1.gün: odun geldi doğradım.
2.gün: odun geldi doğradım.
3.gün: odun geldi doğradım.
4.gün: odun geldi doğradım.
5.gün: odun geldi doğradım.
6.gün: odun geldi doğradım.
7.gün: odun gelmedi.
8.gün: odun geldi doğradım.
bu günlük otuz gün boyunca böyle devam ediyordu. o andan beri de aklımdadır o günlük. bol biralı bir gün olduğu için kimin çizdiğini ve başka detayları tam olarak aklımda kalmamış ama genel olarak oduncunun günlüğü aklımdan hiç çıkmadı.
ben o zamanlar insanların böyle hayatları olduğuna imkan vermezdim. yani insanlar büyüdükçe daha heyecanlı hayatlar yaşarlar diye düşünürdüm. en azından istedikleri her şeyi yapacak bir özgürlüğe sahip olmalılar diye bir fikir vardı aklımda o zamanlar. her şeyle dolu, her şeyle renklendirilmiş hayatlarla zenginleşmiş bir toplum düşüncesi vardı aklımda. hem genç hem sarhoştum elbette.
sonra öğrendim ve belki büyüdükçe ya da sarhoşluğum geçti. oduncunun günlüğü bir karikatür değil benim için oraya çizilmiş bir uyarıydı.
şöyle bir günlüktü duvara çizilmiş olan;
1.gün: odun geldi doğradım.
2.gün: odun geldi doğradım.
3.gün: odun geldi doğradım.
4.gün: odun geldi doğradım.
5.gün: odun geldi doğradım.
6.gün: odun geldi doğradım.
7.gün: odun gelmedi.
8.gün: odun geldi doğradım.
bu günlük otuz gün boyunca böyle devam ediyordu. o andan beri de aklımdadır o günlük. bol biralı bir gün olduğu için kimin çizdiğini ve başka detayları tam olarak aklımda kalmamış ama genel olarak oduncunun günlüğü aklımdan hiç çıkmadı.
ben o zamanlar insanların böyle hayatları olduğuna imkan vermezdim. yani insanlar büyüdükçe daha heyecanlı hayatlar yaşarlar diye düşünürdüm. en azından istedikleri her şeyi yapacak bir özgürlüğe sahip olmalılar diye bir fikir vardı aklımda o zamanlar. her şeyle dolu, her şeyle renklendirilmiş hayatlarla zenginleşmiş bir toplum düşüncesi vardı aklımda. hem genç hem sarhoştum elbette.
sonra öğrendim ve belki büyüdükçe ya da sarhoşluğum geçti. oduncunun günlüğü bir karikatür değil benim için oraya çizilmiş bir uyarıydı.
devamını gör...