öğrenince çok şaşırılan bilgiler

bir ayı yavrusu annesinden çalınır. sonra boş bir arazide bu ayıyı çalan şahıslar ayının kendi çabalarıyla çıkamayacağı derinlikte bir çukur kazar. bu çukurda bir ateş yakarlar ve ateşin üstüne de bir sac koyarlar. ardından ayı yavrusunu bu sacın üstüne bırakırlar. tabi sacın kızgınlığından yanan ayı yavrusu iki ayağının üstüne kalkar, bir sağ ayağını çeker, bir sol ayağını. bu sırada onu oraya bırakan şahıs başında çalgı çalmaya başlar. bu durum uzun bir süre tekrarlanır. ve sonra ne olur?

sonra bu şahıs bu ayıya bir zincir bağlar. onu sokaklarda, caddelerde gezdirir. ne zaman ki kalabalığı görür, çalgı çalmaya başlar, ayının aklına o çukurda yaşadıkları gelir ve o acıyı hisseder. sonra kalkar iki ayağının üzerine ve bir sağ ayağını kaldırır, bir sol ayağını. etraftaki insanlar da ayı terbiyecisinin çaldığı müzik ile ayıyı oynattığını düşünürler, gülerler, eğlenirler, alkış tutarlar. oysa o an ayının canı yanıyordur. insanlar da onun acılarıyla eğleniyordur. ne garip amk ?

varın insanlar üstüne uyarlamasını da siz yapın veya düşünün.

salebin kilosunun 2700 tl olması.

kedinin bıyıkları dengesini sağlıyormuş. ayni zamanda da radar görevi görüyormuş. ne kadar doğru bilmiyorum lakin ilginç gelmişti.

insanların gözleri, doğumlarından ölümlerine kadar büyümeyen tek organlarıdır. bir bebeğe bakıldığında gözlerinin yüzüne oranla büyük görünmesinin de sebebi budur.

k9 köpeklerine k9 denmesinin sebebi ingilizce köpekgil demek olan "canine" kelimesinin okunuşu olan "ke-nayn"'ın kısaltmasıymış, tövbe bismillah.

striptizcinin değil de direğinin dönmesi... senelerdir aşamadım.

eğitimde “olgunlaşma” diye bir kavram vardır. olgunlaşma bireyin bir kazanımı ya da bir beceriyi kazanabilmesi için yeterli donanıma sahip olması olarak tanımlanabilir. mesela bir bebeğin tuvalet eğitimini kazanabilmesi için yeterli olgunluğa ulaşmış olması gerekmektedir. ve olgunlaşma tamamen genetiğin üründür ve çok ağır çevresel şartlar dışından hiçbir şekilde yaşamsal faaliyetlerden etkilenmez.
yani bir bebeğin ne zaman tuvalet eğitimini kazanabileceği genetiği tarafından belirlenmiştir. eğer genetik dizilim çocuk tuvalet eğitimini 3 yaşında kazanabilir diyorsa siz çocuk 3 yaşına gelene kadar ne kadar eğitim verirseniz verin genetik diziliminin izin verdiği zaman aralığı gelene kadar çocuğa bunu öğretemezsiniz.
yani sizin çocuğunuza vermiş olduğunuz genetik sayesinde çocukların neyi ne zaman öğrenebileceği bellidir. eğer çocuğunuz bir şeyi öğrenemiyorsa yeterli olgunluğa ulaşamamıştır. ve bu kesinlikle onun suçu değil.
yani çocuğunuza travma yaratıp “komşunun kızı merve çoktan yazmaya başladı sen neden yazamıyorsun?” demeden önce çocuğunuzun ince motor becerilerinin gelişmemiş olabileceğini ve çocuğunuzun bu yüzden kalemi düzgün tutamıyor olduğunu düşünmelisiniz.
ben öğrendiğimde çok şaşırmıştım umarım sizin için de şaşırtıcı fakat aynı zamanda da bilgilendirici olmuştur.

dünyanın en kurak yeri antarktika kıtasıdır.
buzla kaplı olunca kurak olması fikri baya enteresan da geliyor insana, bu sebeple de çöller dururken buranın dünyanın en kurak yeri olduğu pek bilinmiyor.

bunu biliyor olmamın anısını anlatmazsam olmaz; çok sevdiğim, canım ciğerim bir arkadaşıma "beni şaşırtacak bir şey söylesene" demiştim, o da bunu söylemişti.
o gün bugündür unutmam bunu, antarktika ile ilgili bir konu da geçerse hemen anarım kendisini. buradan alınacak ders; size eşsiz bilgiler sunan arkadaşlar da edinin, iyi oluyor.

roma imparatorluğunda eşcinsel ilişkiyi kabul etmeyenler toplumdan dislaniyorlarmiş. öyle ki bir senatör bu yüzden sürgüne gönderilmiş.

erkek karıncaların çiftleştikten sonra ölmeleri. çiftleştikten sonra ölen erkek hayvanlar olduğunu biliyorudum veya dişisi tarafından yenileni ama karınca nedense bende bi hayret uyandırdı. yani doğan her karınca yetim doğuyor sözlükçü kardeşlerim.