1.
alttaki yazının son paragrafı dışındaki yerlere... purity için yazdıklarımı ve 6 seconds past, blackened in my eyes ve in the eyes of my soul'a oradan kopyalayıp yapıştırdıklarımı/yapıştıracaklarımı * buraya da kopyalamakta bir beis görmedim.
danimarkalı progressive metal grubu beyond twilight'ın 3. ve görünene göre mutlak son albümü for the love of art and the making'in 36. parçasıdır.
bu, benim hayatımın albümüdür aslında ama eserden parça paylaşmak... şarkıların geneli bağlamında çok bir anlam ifade etmiyor zira 38 dakika bile sürmeyen ve 43 parçadan oluşan bir albüm hayal edin. işte bu, o. çok kısa yani şarkılar, albümdeki. en uzunu 3 dakika ve birçoğu 1 dakika bile sürmüyor. şaka yapmıyorum gerçekten, hayatımın albümü derken. sözlükte daha önce de yazmıştım. hayatımın 1 numaralı albümüdür bu. binlerce kez dinledim ve hala dinlemeye devam ediyorum.
öncelikle, bu parçanın adı için, discogs dışındaki güvendiğim kaynaklar "organ scientistic formula (1)" yazmışlar ancak albüm kitapçığında net olarak "organ scientific formula (1)" yazıyor. yani, doğru ismi bu olmalı. parça, meşum arı vızıltıları/uğultuları havasındaki yaylılarla (klavye) giriyor ve sonra gerilim/tansiyon yükselmeye başlıyor. gizem zaten var. sanırsın bir alacakaranlık kuşağı bölümü... histerik çığlıklar, groteskliğin müzikte vücut bulmuş hali gibi olan manik kahkahalar da eklenince resmen bir korku filmi/dizisi sahnesi izliyor gibi oluyoruz. fakat sonra ne oluyor?.. gerilim git gide artıyor, artıyor... bu hep böyle sürecek gibi, adeta... ancak... kilise orgu (parça ismindeki "organ", org da hatta kilise orgu da demek) yardıma koşuyor ve müzik birden iyilik/pozitiflik timsali bir forma bürünüyor. aslında bu kilise orgu tonuyla öncesinde, hatta başlarda karşılaşıyoruz ama başta hiç de pozitiflik saçmıyor denebilir. bu "aydınlık hava", kilise orgu tek başına devreye girince başlıyor. progressive power metal ritimleri/riff'leri olaya dahil olduğunda parça sofistike bir hüviyet kazansa da bu pozitiflik de korunuyor ve hatta taşkınlaşıyor. sonra da o tekinsizlik ve karanlık deri dönüyor. dedim ya, adeta bir alacakaranlık kuşağı sekansı... işte 3 dakikalık süresiyle albümün en uzun parçası olan kısım böyle. finn zierler, sen gerçek bir dahisin, adamım!
danimarkalı progressive metal grubu beyond twilight'ın 3. ve görünene göre mutlak son albümü for the love of art and the making'in 36. parçasıdır.
bu, benim hayatımın albümüdür aslında ama eserden parça paylaşmak... şarkıların geneli bağlamında çok bir anlam ifade etmiyor zira 38 dakika bile sürmeyen ve 43 parçadan oluşan bir albüm hayal edin. işte bu, o. çok kısa yani şarkılar, albümdeki. en uzunu 3 dakika ve birçoğu 1 dakika bile sürmüyor. şaka yapmıyorum gerçekten, hayatımın albümü derken. sözlükte daha önce de yazmıştım. hayatımın 1 numaralı albümüdür bu. binlerce kez dinledim ve hala dinlemeye devam ediyorum.
öncelikle, bu parçanın adı için, discogs dışındaki güvendiğim kaynaklar "organ scientistic formula (1)" yazmışlar ancak albüm kitapçığında net olarak "organ scientific formula (1)" yazıyor. yani, doğru ismi bu olmalı. parça, meşum arı vızıltıları/uğultuları havasındaki yaylılarla (klavye) giriyor ve sonra gerilim/tansiyon yükselmeye başlıyor. gizem zaten var. sanırsın bir alacakaranlık kuşağı bölümü... histerik çığlıklar, groteskliğin müzikte vücut bulmuş hali gibi olan manik kahkahalar da eklenince resmen bir korku filmi/dizisi sahnesi izliyor gibi oluyoruz. fakat sonra ne oluyor?.. gerilim git gide artıyor, artıyor... bu hep böyle sürecek gibi, adeta... ancak... kilise orgu (parça ismindeki "organ", org da hatta kilise orgu da demek) yardıma koşuyor ve müzik birden iyilik/pozitiflik timsali bir forma bürünüyor. aslında bu kilise orgu tonuyla öncesinde, hatta başlarda karşılaşıyoruz ama başta hiç de pozitiflik saçmıyor denebilir. bu "aydınlık hava", kilise orgu tek başına devreye girince başlıyor. progressive power metal ritimleri/riff'leri olaya dahil olduğunda parça sofistike bir hüviyet kazansa da bu pozitiflik de korunuyor ve hatta taşkınlaşıyor. sonra da o tekinsizlik ve karanlık deri dönüyor. dedim ya, adeta bir alacakaranlık kuşağı sekansı... işte 3 dakikalık süresiyle albümün en uzun parçası olan kısım böyle. finn zierler, sen gerçek bir dahisin, adamım!
devamını gör...
"organ scientific formula (1)" ile benzer başlıklar
formula 1
33