örnek bir insan gibi görünüp içten içe hastalıklı biri olmak

bu başlıktaki örneklendirme tam anlamıyla bana tekabül ediyor, ben dışarıdan efendi mütevazi, centilmen, optimist gibi görünürüm mesela, içimde ise kan ve vahşet sevicilik kök salıyor, ırkçılık ve nefret filizleniyor.
ah bu ben, bir tanısalar beni gerçekten, kim gelip konuşurdu kim bilir.

benim. toplumda saygın bir kişiliğim var. ama aslında toplumu ve kuralları reddeden bir kronik redciyim. otoriteden, komşulardan, akrabalıktan, evlatlıktan, namus diye yutturduları pislik düzenden nefret ediyorum. öfke kontrol sorunum, saplantılarım ve zararlı yönlerim var.

çoğu insanın olduğudur.

kötü bir durum kendimden biliyorum.

bütün psikopatlar böyledir. size kendimden bahsetmek istiyorum efenim. bizler yere bakan yürek yakanlarız. besle kargayı oysun gözünü dedikleriniz var ya, hah işte onlar biziz. çünkü biz en masum anlarımızda bile aklımızda tilkilerimizle gezeriz ve o tilkilerin hiç birinin kuyruğu bir diğerine çarpmaz. bizi tanıya bilirsiniz aslında. aranızdayız. size çok benziyoruz ama farklıyız. eğer yeterince dikkatler bakarsanız alelade bir anda gözümüzden geçen o çılgın bakışı görebilirsiniz. o bakış ruhumuzu içten içe kemiren çılgınlığın yansımasıdır. o bakış, bizlerin özgür kalmak adına verdiğimiz mücadeledir. ama korkun. çünkü bizler özgür kalırsak sizler asla rahat uyuyamazsınız. geceleri baltalarla sokaklarda dolanırız. bunlar aslında sizin için. bizler tüm dünyanın özgür olmasını istiyoruz. çünkü mutlak özgürlük kanla yazılır. bize eğer bir arınma gecesi sunulsaydı daha güvende olurdunuz. ama sizler bizleri baskılayarak hamurumuzun daha çok mayalanmasına sebep oluyorsunuz. efendiler, korkun.

" herkesin üç kişiliği vardır : ortaya çıkardığı, sahip olduğu, sahip olduğunu sandığı." sözü boşa değil. bazen insan kendini tanıyamaz. her ilişkisinde (arkadaş, aşk , aile ) farklı rolde olabilir. başkaları için örnek insan zannedilip sevgilin için tam tersi olabilirsin . ya da işte sinirli olup özel hayatında uyumlu ,sakin olmak gibi.

bense içten içe ne kadar hastalıklıysam dıştan dışa ondan da fazla hastalıklıyım.

bu tarz insanlar etrafımızda çok var. sonuçta çoğu insan en iyi halleriyle görünmek istiyor, sosyal kabul gibi getirileri var bunun çünkü. ama içten içe hastalıklı olduklarını düşenenler de var. bu insanların bir kısmı aslında hastalıklı değil ama toplum standartlarında hastalıklı kabul edildikleri için kendilerini öyle görüyorlar. diğer kısmı ise gerçekten de sapkın düşünceleri olanlar. bu kişilerin bazıları bu düşüncelerini eyleme geçiriyor bazıları ise sadece düşünmekle kalıyor.
biz düşüncelerimizden ibaret değiliz, çoğu zaman onları kontrol edemiyoruz ama eylemlerimiz bize ait. böyle düşündüğüm için bu başlığa girecek insanların sapkın düşüncelerini eyleme geçiren sözde iyi insanlar olduğuna inanıyorum.

beni tanıdılar siz kaçın.

sanki bana charles manson ak47. grinin 75 tonu falan değil bu knk muhtemelen tereyağlı yumurtaya has ekmek banıp bardakta demlediği çaya petibör falan babıyordur. ha güzel bir film konusu oluyor o ayrı. trt2 de yayınlanır bunun filmi aynen.

başlığı açan arkadaşımızın kullanıcı adından bunlar belli oluyor zaten.* yine de kaptırmasın kendini çok, aman.

ben iyi görünen iyi bir insanım iyi ki varım.

hastalıklı biri olmak övünülecek bir durum değil arkadaşlar. acizliktir. öncelikle bir bunu kabul edelim. biliyorum yeni yeni film ve dizilerde bu tür sapkın eylemler yapan kişileri yüceltiyorlar. onları muhteşem biri gibi gösteriyorlar. hatta "çoğu insan böyledir. sadece gerçekten cesaret eden kişiler özünü gösterir." gibi aptal bir ana düşünceyle de destekliyorlar. ama yalvarırım biraz klasik okuyun orda gerçekten insan doğasını biraz da olsa tanıyorsunuz. ve insanın aslında bundan ibaret olmadığını görüyorsunuz. ayrıca bu insanlar malesef ki her zaman örnek olmuyorlar. o toplumsal baskının ortadan kalktığı zamanlarda gerçek benliklerini en yakınlarına gösterebiliyorlar. ve dışardan görünmeyecek yaralar açabiliyorlar. çok üzücü ama zarar verdikleri kişi hayatı boyunca o yarayla yaşıyor. kendimden biliyorum.