kadınların kendilerine karışılmasından içten içe hoşlanması

bunu feministlere söyle, hepsi ayrı ayrı yalanlar. minimi de giyerim, tangoma da gidip milletin bacağına bacağımı yılan gibi dolarım kimse de karışamaz der.

bu aslında bilinçaltında bunları yaşamak istediğinden hep. görünürde istemezler ama nerde karışan eden davar var gider ona tutulurlar, sonra haberlerde izleriz böylelerini.

anlayışlı adam bulmak da olmak da zor bu dönemde. anlayışlı olduğun kadar kaybedensin. giderler yine nerde devasa yakışıklı da olsa beyni çürümüş insanlara aşık olur bu kadın milleti.

şimdi buraya da gelip ağlayan olur.. hala klasik yalanlar.. kimse kimseye karışamaz, karışmamalı bla vs.. evet dostum, öyle hıı haklısın çok.

kardelenler okula.. hadi bakalım.

kadın kelimesini sözlük içinde arattığınızda bu başlık karşınıza çıktığı için, yanlış anlaşılmaları önlemek adına kelam etmem gerekti.

külliyen yanlış.

sevdiğine naz yapmak, kur yapmak ayrı; hayatına ve kişiliğine karıştırmak ayrı olgulardır.

kıskanılmayı arzulamak bir çeşit kur'dur kimisine göre; çiftlerin kendi aralarında bileceği iş. lakin birey olduğunun farkında olan kimse hayatının kontrolünü başkasına vermez; bunu, başlıkta iddia edildiği gibi, arzu da etmez; kılına dahi karışacak toksik kişiyi hayatından çıkarır.

kadınların içten içe bu çeşit toksik isteklere sahip olduğu yanılgısına kapılıp da başlık sahibinin bu sebeplerle olduğunu iddia ettiği tv "haberlerini" normal karşılamayın. düzgün birer insan olun, vaz geçilmez değilsiniz.

(bkz: element uydurmak.)*

bişi diycem olmuycak şimdi, terbiyemi bozmuyorum kibar bir ifadeyle: sizde zeka geriliği mi var?

bunca kadın kuruluşunun sermayesi bu tuhaf hoşlanmadır. onlar da her şeyine karışıyor kadınların başka bir açıdan...ve kadınların çoğu pek seviyor o kuruluşları.