ösym şekerinin poşetini sınav öncesi açmayı akıl edemeyenler

elemanı sayılmayacak kadar fazla olan sonlu bir kümedir bunlar. bilirsiniz, ösym sınavlarına zamanından önce gelenler için sınavın başlamasına dek kalem açma, silginin ambalajını çıkarma, bekleme, lavaboya gitme gibi eylemlerin gerçekleştirilmesinde özgürlük vardır. bunun yanında ösym'nin 3 adet dandik ama nostaljik şekeri vardır sırasıyla limonlu, naneli ve mor(içeriği hakkında fikrim yok) şekerler vardır. bu şekerler için iki seçenek uygulanabilir: sınav öncesi ambalajlarını açmak veya sınav esnasında açmak.

1) ösym şekerinin poşetini/ambalajını sınav öncesi açarsanız ne olur?

poşeti şekerlerden ayırdığınız için sınav esnasında rahatlamak amaçlı bu şekerleri tüketmek istediğinizde poşeti açmaya gerek duymaksızın direkt ağzınıza atarsınız şekeri. bu durum ses kirliliğini ve aşırı efor kaynaklı yorgunluğu, dolayısıyla sınav başarısının düşmesini önler. ayrıca o kısa sürede de çevrenizdeki yeni tanıdığınız kişilerin sessiz kınamalarına maruz kalmazsınız. bu da sizi üzgün ve kızgın bir insan olma yolundan uzaklaştırır.

2) ösym şekerinin poşetini/ambalajını sınav esnasında açarsanız ne olur?

poşeti daha önce şekerlerden ayırmamış olduğunuz için, ilk defa sınav esnasında bu işi yapmakta olduğunuz için poşeti açma konusunda tecrübesizsinizdir ve bu durum başınıza iş açabilir. çıkan ses insanları, özellikle de yakınınızdakileri rahatsız eder ve sempatinizi kaybediverirsiniz onların nezdinde. hele bu insanlar bir de hafif sinirliyse sınav anındaki stresi de katınca içlerinden küfrü basabilirler. çok zorlarsak dışlarından da küfrü basabilirler. bu da onları günaha sokmuş olur ve ortam gerginleşir. gözetmenlere fazladan yük yüklenmiş olur ve kaotik düzen kontrol edilemez hâle gelebilir.

üstüne üstlük siz de bu gereksiz sesin oluşturduğu odaklanma kaybı ve olası gerginliklerden olumsuz etkilenebilirsiniz. soru çözme hızınız düşer, okuduğunuzu anlamakta zorlanırsınız, yaşananların pişmanlığı da kalbinize ve zihninize vurur. işin özü, hem kendinizi hem de başkalarını yoktan yere yormuş olursunuz.

eğer empati eksikliği, vurdumduymazlık, sınav esnasında ne yapacağını bilememe, battı balık yan gider düsturu gibi problemleriniz varsa ösym şekerinin poşetini de sınav esnasında açmanız normaldir, fakat tepki görmeniz de normaldir son derece. düşünüyorum da; ben hunharca matematik testleriyle boğuşurken, ayten ve gökçe'nin 4 gömleği ve 6 pantolonu kaç farklı şekilde seçebileceğini hesaplarken, boğaç'ın dedesinin doğduğu yılda atatürk'ün vefat ettiğini, boğaç'ın doğduğu yılda atatürk'ün vefatından 80 yıl geçtiğini ve buna göre atatürk'ün vefatından 100 yıl sonra boğaç ve dedesinin yaşlarının toplamının kaç olacağını hesaplarken birdenbire ''şıngırlak'' diye bir ses geliyor. bir bakıyorum ki elemanın birinin şeker yiyesi tutmuş ve şekeri seslice açıyor. kızmaz mıyım, kızarım. sövmez miyim, söverim.

bundan mütevellit, bu çeşit davranışları yapmamaya özen gösterin ey ahali!

''aman yesinler, yesinler, şeker yesinler!
bu kız/bu oğlan ilgi açlığıyla yanmış desinler!
amanın ben yandım yandım yandım yandım yandım!
sınıfın da kliması bozulmaz sandım!''

demesinler arkanızdan. iyi öğleden sonraları diyelim o zaman.

silgiyi peçeteyi açarım ama şekeri açmam sınav esnasında dinlene dinlene açmak daha büyük bir zevk.

bir insan elbette bu sınava girmeme hakkına sahiptir. bu sınava katılım ne bir vatandaṣlık görevi ne de hukuki zorunluluk.

hatta kendi bölümünde ilk 10 da bir yere yerleṣme umudun sıfırsa, ya da çocuklar boṣta kalmasın, iki dandik asistanın da karnı doysun diye uydurulmuṣ, piyasası sıfır bir bölüme oynuyorsan hiç girme derim.

ama sınava girdiysen, o salonda millete rahatsızlık vermemek aldığın aile terbiyesinin, bu kadar basit bir çözümü aklına getirmek de minimum zekanın niṣanesidir.