1.
ötekileştirilmek…*
can dündar, altı saat önce, 25 yıl öncesine ait bir zaman penceresini araladı…
ahmet kaya ile stüdyoda çekilmiş, tozlu yılların içinden sızan çok özel görüntüleri paylaştı.
yanına da yüreğinden kopan kelimeleri eklemiş…
satır aralarında özlemin, kırgınlığın, ama en çok da insanca kalmanın sesi vardı.
bu kadar sahici, bu kadar dokunaklı bir hatıraya kayıtsız kalamadım.
ben de o duyguyu, o yankıyı sizlerle paylaşmak istedim…
iyi ki doğmuşsun! ve biz seni hissederek dinleyen şanslı nesiliz…
benim için çok özel görüntüler bunlar… 1996 yılı sonbaharı… ahmet kaya, “yıldızlar ve yakamoz” albümünü bitirmiş, albüm aralık’ta çıkacak. biz, 1997 ocak ayında “aynalar” serisinin “yorgun demokrat” bölümünü yayınlayacağız. uzun bir söyleşi yapmışız. albümü, çıkmadan dinlemek istiyoruz. bütün ekip toplanıp istanbul’daki stüdyoya gidiyoruz. kameramanımız murat özcan kayda giriyor. sonrası, bir türkü, bir sohbet; bir şarkı bir başka sohbet… ahmet söylüyor, efkârlanıyoruz, sonra bir öykü anlatıyor, kahkahalar çınlıyor. ardından bir başka türküde yeniden keder basıyor ya da isyan çıkıyor. melis, henüz 9 yaşında; stüdyoda oyunlar oynuyor. gülten, her zamanki gibi eşinin yanıbaşında; türkülere eşlik ediyor, arada bir anne şefkatiyle ahmet’in sırtına peçete havlu yerleştiriyor. “ne şanslıymışız” diye düşünüyorum bugün izlerken… onunla bu anları paylaşabildik. sohbetini, türkülerini canlı dinleyebildik. görüntülerden belli; aradan geçen çeyrek asırda hepimiz yaşlanmışız bir hayli… ama ahmet o yaşta kalmış. o, ebediyen o yaşta, söyleyecek türkülerini… iyi ki doğmuşsun gözüm!
can dündar, altı saat önce, 25 yıl öncesine ait bir zaman penceresini araladı…
ahmet kaya ile stüdyoda çekilmiş, tozlu yılların içinden sızan çok özel görüntüleri paylaştı.
yanına da yüreğinden kopan kelimeleri eklemiş…
satır aralarında özlemin, kırgınlığın, ama en çok da insanca kalmanın sesi vardı.
bu kadar sahici, bu kadar dokunaklı bir hatıraya kayıtsız kalamadım.
ben de o duyguyu, o yankıyı sizlerle paylaşmak istedim…
iyi ki doğmuşsun! ve biz seni hissederek dinleyen şanslı nesiliz…
benim için çok özel görüntüler bunlar… 1996 yılı sonbaharı… ahmet kaya, “yıldızlar ve yakamoz” albümünü bitirmiş, albüm aralık’ta çıkacak. biz, 1997 ocak ayında “aynalar” serisinin “yorgun demokrat” bölümünü yayınlayacağız. uzun bir söyleşi yapmışız. albümü, çıkmadan dinlemek istiyoruz. bütün ekip toplanıp istanbul’daki stüdyoya gidiyoruz. kameramanımız murat özcan kayda giriyor. sonrası, bir türkü, bir sohbet; bir şarkı bir başka sohbet… ahmet söylüyor, efkârlanıyoruz, sonra bir öykü anlatıyor, kahkahalar çınlıyor. ardından bir başka türküde yeniden keder basıyor ya da isyan çıkıyor. melis, henüz 9 yaşında; stüdyoda oyunlar oynuyor. gülten, her zamanki gibi eşinin yanıbaşında; türkülere eşlik ediyor, arada bir anne şefkatiyle ahmet’in sırtına peçete havlu yerleştiriyor. “ne şanslıymışız” diye düşünüyorum bugün izlerken… onunla bu anları paylaşabildik. sohbetini, türkülerini canlı dinleyebildik. görüntülerden belli; aradan geçen çeyrek asırda hepimiz yaşlanmışız bir hayli… ama ahmet o yaşta kalmış. o, ebediyen o yaşta, söyleyecek türkülerini… iyi ki doğmuşsun gözüm!
devamını gör...