otel odaları

necip fazıl kısakürek'in bir şiirinin adı.

"gelip geçen her yüzden gizli bir akis kalmış,
küflü aynalarında, küflü aynalarında." dizesi hep aklıma gelir ne zaman bir otelde kalsam.öyle midir gerçekten, insanlar mekanlara görünmeyen izler bırakırlar mı? eğer öyleyse ben ne bıraktım acaba odaya hüzün,yalnızlık,yorgunluk,telaş? yoksa sadece kirli çarşaflar mı?

temiz olmasına gerek yoktur. kirli görünmesin yeterdir.

anex, fırsat standart oda ve blokajı tesise ait oda tipleri gibi seçenekleri tercih etmeyiniz. genellikle tesisin küçük ve en kötü konumunda olan tipleridir. acemilik zamanında balayı çiftine bu oda tipinden satmıştım. küf kokusu eşliğinde gerdeğe girmişlerdi. ek olarak yine meslektaşlarıma tavsiyem şudur: balayı çiftlerini +16 otellere yönlendirmeyin. zamanında adam&eve'e yollamıştım. azgın koca çalışanlardan bir tanesi ile karısını aldatmıştı. eşi beni arayıp dava etmek ile tehdit etmişti. kısaca çocuklu aileler ve balayı çiftlerinden uzak durun. genç çiftler ve tek gecelik takılan bebişlere ve emekli albaylara yardımcı olun.

yalnızlığı, kimsesizliği, çaresizliği anımsatır.


"ağlayın, âşinasız, sessiz, can verenlere,
otel odalarında, otel odalarında!..."

odada kettle olması, oda servisinin hızlı olması ve mini bar fiyat listesinin elimin altında olması ilk etapta gerek ve yeter şartlardan.
odada masaj ve diğer extralar başka bir başlığın konusu olmalı.

kac yildizli olmasina bakarak degisen odalar. evet.

temiz görünen pis yerler.

bir rivayete göre sevişen insanların ruhları orgazm anında odanın duvarlarına hapsolur. bu ruhlar bir başkası sevişirken diğerlerine ilham verir. o yüzdendir ki otel odasında sevişen insanlar her seferinde daha ilham dolu olurlar.

ruhların topluca orgi yapması gibi konular henüz araştırılmaktadır elbette.

bir tarafı denize bir tarafı mis gibi kokusuyla çam ormanlarına bakanların makbul olduğu kısa süreli kalmak için var olan yerler.