1.
kendisiyle oynanan nesne. eskiden çok çok küçükken, annem bana bir oyuncak aldı. kocamandı, oyuncak asker. ben çok sevindim. hemen oynamak için yatak odama doğru koştum. sonra oynamadan önce bi büyük abdest yapma kararı aldım. 3'lü yaşlarda olduğum için ve bahçeye çıkmaya korktuğum için(ki tuvaletimiz bahçedeydi) yatak odasına bizim böyle küçük bir tuvalet gibi bir şeyimiz vardı, lazımlık tarzı, benim için almışlardı böyle çocuklar için küçük boy, büyük abdest yapmaya yarayan bir şeydi. o hala bende duruyor. onu yatak odasına koydu annem. ben de oturdum abi, büyük abdestimi yapıyorum bir yandan elimde oyuncağım. sonra oyuncağımla oynarken yanlışlıkla fırlattım ve yatağın altına düştü. neyse büyük abdestimi yaptıktan sonra yatağın altına baktım. yoktu. ve diğer yerlere falan da baktım, gene bulamadım. içimde hep bir yara olarak kalmıştır bu anı.
devamını gör...
2.
çocukların zaman geçirmesi ve belki de eğitilmesi için tasarlanmış sevimli nesnelerdir.
benim çok sayıda oyuncağım oldu çocukken. zengin bir ailenin çocuğu olduğum için değil sovyetler birliği yıkıldığı için. bu kadar büyük siyasi ve toplumsal bir olayın benim oyuncak zengini olmama neden olması size tuhaf gelebilir. ama aslında çok basit bir denklem.
sovyetler birliği yıkılınca kuzey doğuda bir yerlerde bir sınır kapısı açılınca fakir düşmüş insanlar doluştular şehre. şehri çok etkiledi bu durum. özellikle şehrin erkekleri bayram etti. bazıları benim gibi henüz erkekliğinin farkında olmayanlar için oyuncaklar, diğerleri içinse cinselliğin keşfiydi.
cinsellik konusuna çok girmeyeceğim ama oradan gelen kadınların hastalık taşıyacağını düşünen adamlar kadınların en kuytu yerlerine limon sıkarak hastalığı önlemeye çalışırken ben yeni oyuncaklarımla hayal gücümü coşturmakla meşguldüm.
ilk ve tek uzaktan kumandalı arabam da bu zaman benim oldu. ama ben şanssız bir adamdım her zaman. çocukken bile. lada samara marka müthiş uzaktan kumandalı arabalardan iki tane almıştı babam rus pazarından.
benimki mor kardeşiminki beyazdı. önce babam dilediğince oynadıktan sonra sıra bize geldi. kardeşim arabası ile şov yapmaya başladı hemen ben de niyetliydim. bir ayrton senna olabilirdim ama kumandanın arabayı ileri götürmesi gereken tuşuna basınca hiçbir şey olmadı.
kardeşim dere tepe düz gitmişken benim arabam olduğu yerde yaprağı bitmiş dana gibi kaldı. defalarca bastım düğmeye ama sonuç değişmedi.
benim arabam hayatına manuel olarak sürülen bir araba olarak devam etti. siz ölümlü dünya izlerken zafer’in uzaktan kumandalı arabası bozulduğunda gülüyorsunuz belki ama ben gülmem.
bozulan bütün oyuncaklar benim kardeşimdir.
benim çok sayıda oyuncağım oldu çocukken. zengin bir ailenin çocuğu olduğum için değil sovyetler birliği yıkıldığı için. bu kadar büyük siyasi ve toplumsal bir olayın benim oyuncak zengini olmama neden olması size tuhaf gelebilir. ama aslında çok basit bir denklem.
sovyetler birliği yıkılınca kuzey doğuda bir yerlerde bir sınır kapısı açılınca fakir düşmüş insanlar doluştular şehre. şehri çok etkiledi bu durum. özellikle şehrin erkekleri bayram etti. bazıları benim gibi henüz erkekliğinin farkında olmayanlar için oyuncaklar, diğerleri içinse cinselliğin keşfiydi.
cinsellik konusuna çok girmeyeceğim ama oradan gelen kadınların hastalık taşıyacağını düşünen adamlar kadınların en kuytu yerlerine limon sıkarak hastalığı önlemeye çalışırken ben yeni oyuncaklarımla hayal gücümü coşturmakla meşguldüm.
ilk ve tek uzaktan kumandalı arabam da bu zaman benim oldu. ama ben şanssız bir adamdım her zaman. çocukken bile. lada samara marka müthiş uzaktan kumandalı arabalardan iki tane almıştı babam rus pazarından.
benimki mor kardeşiminki beyazdı. önce babam dilediğince oynadıktan sonra sıra bize geldi. kardeşim arabası ile şov yapmaya başladı hemen ben de niyetliydim. bir ayrton senna olabilirdim ama kumandanın arabayı ileri götürmesi gereken tuşuna basınca hiçbir şey olmadı.
kardeşim dere tepe düz gitmişken benim arabam olduğu yerde yaprağı bitmiş dana gibi kaldı. defalarca bastım düğmeye ama sonuç değişmedi.
benim arabam hayatına manuel olarak sürülen bir araba olarak devam etti. siz ölümlü dünya izlerken zafer’in uzaktan kumandalı arabası bozulduğunda gülüyorsunuz belki ama ben gülmem.
bozulan bütün oyuncaklar benim kardeşimdir.
devamını gör...
3.
çocuk eylemek-eğlendirmek için üretilmiş-yapılmış nesnelerin bütünü.
küçükken orta halli bir ailenin çocuğu olmama rağmen dönemin ulaşılabilir oyuncaklarının tamamına sahiptim. çünkü babam benim olmadı, ben doya doya çocukluğumu yaşayamadım ama bari kızlarım yaşasın deyip elinden geleni ardına koymamıştır. ve barbie bebeğinden, atarisine her şeyi almıştır. bu yüzden minnetle hatırlıyorum o günleri. ama beni asıl mutlu eden oyuncaklar ya da yeni bir şeyi keşfetmek değil. onların tamamında oyunu paylaşmak idi. şöyle düşünün bir bebeğe kıyafet dikerken-örerken annemle birer modacı oluyorduk, çay takımlarımla hayali çaylarımı aileme sunarken de gururlu bir aşçı - evet çay yapabiliyorsam o zaman aşçı sayılabiliyordum. * - ya da ataride mortal combat oynarken çığlıklar eşliğinde ben eğlenirken babam da yaşayamadığı çocukluğuna dönüyordu. bir sürü nesne var aklımda ama beni mutlu edenler o nesnelerden çok onları paylaştığım insanların duyguları.
ve şimdi de en güzeli benim için bu mirası devam ettirebilmek. bir oyuncak hediye etmek ve de oyuncaktan hevesimizi alana dek saatlerce oyun oynamak.
küçükken orta halli bir ailenin çocuğu olmama rağmen dönemin ulaşılabilir oyuncaklarının tamamına sahiptim. çünkü babam benim olmadı, ben doya doya çocukluğumu yaşayamadım ama bari kızlarım yaşasın deyip elinden geleni ardına koymamıştır. ve barbie bebeğinden, atarisine her şeyi almıştır. bu yüzden minnetle hatırlıyorum o günleri. ama beni asıl mutlu eden oyuncaklar ya da yeni bir şeyi keşfetmek değil. onların tamamında oyunu paylaşmak idi. şöyle düşünün bir bebeğe kıyafet dikerken-örerken annemle birer modacı oluyorduk, çay takımlarımla hayali çaylarımı aileme sunarken de gururlu bir aşçı - evet çay yapabiliyorsam o zaman aşçı sayılabiliyordum. * - ya da ataride mortal combat oynarken çığlıklar eşliğinde ben eğlenirken babam da yaşayamadığı çocukluğuna dönüyordu. bir sürü nesne var aklımda ama beni mutlu edenler o nesnelerden çok onları paylaştığım insanların duyguları.
ve şimdi de en güzeli benim için bu mirası devam ettirebilmek. bir oyuncak hediye etmek ve de oyuncaktan hevesimizi alana dek saatlerce oyun oynamak.
devamını gör...
4.
birinin elinde ahtapot oyuncağı görmek, buruk :/
devamını gör...
5.
çocukken çok anlam ifade ederdi. simdilerde...
demek ki çocuk degiliz.
o oyuncaklarla oynayan ben çok eskide kaldi.
demek ki çocuk degiliz.
o oyuncaklarla oynayan ben çok eskide kaldi.
devamını gör...
6.
7.
bebek ve çocukların oynadıkları, oyalandıkları ve iletişim kurma becerilerine katkıda bulunan eşyalardır.
aynı zamanda anıları depoladığını düşünmek de mümkün. yıllar evvel oynanmış bir oyuncağı bulmak belki dejavu yaşatacak, çoktan unuttuğumuzu sandığımız bir anıyı bize hatırlatacaktır. oyuncaklar sadece oyuncak değil, çocukluğumuzun karakutularıdır da.
geçmişi hatırlama gayretimiz nafile, zihnimizin bütün çabaları boşunadır.
geçmiş zihnin hakimiyet alanının, kavrayış gücünün dışında bir yerde, hiç ihtimal vermediğimiz bir nesnenin (bu nesnenin bize yaşatacak duygunun) içinde gizlidir. bu nesneye ölmeden önce rastlayıp rastlayamamamız ise tesadüfe bağlıdır.
marcel proust
bu nesne belki de oyuncaklardır...
aynı zamanda anıları depoladığını düşünmek de mümkün. yıllar evvel oynanmış bir oyuncağı bulmak belki dejavu yaşatacak, çoktan unuttuğumuzu sandığımız bir anıyı bize hatırlatacaktır. oyuncaklar sadece oyuncak değil, çocukluğumuzun karakutularıdır da.
geçmişi hatırlama gayretimiz nafile, zihnimizin bütün çabaları boşunadır.
geçmiş zihnin hakimiyet alanının, kavrayış gücünün dışında bir yerde, hiç ihtimal vermediğimiz bir nesnenin (bu nesnenin bize yaşatacak duygunun) içinde gizlidir. bu nesneye ölmeden önce rastlayıp rastlayamamamız ise tesadüfe bağlıdır.
marcel proust
bu nesne belki de oyuncaklardır...

devamını gör...
8.
bir anlık gafletle içine post modern aliye rona ruhu kaçan valide kişisi çocukluğumdan bu yana özenle sakladığım tüm o oyuncakları, figürleri ve kıymetli olan ne varsa üniversitedeysen sitedeki çocuklara dağıtmıştı. üstelik içlerinde çok sevdiğim kitap serileri ve bugün belki de kıymeti paha biçilemeyen star wars figürleri de vardı.
çocuklarına söz hakkı tanımadan onları yaralayacak eylemlerde bulunan, kıymet verdikleri eşyalarını ondan habersiz dağıtıp çöpe atan ebeveynlerden olursanız bir gece ansızın pencerenizde biterim!
çocuklarına söz hakkı tanımadan onları yaralayacak eylemlerde bulunan, kıymet verdikleri eşyalarını ondan habersiz dağıtıp çöpe atan ebeveynlerden olursanız bir gece ansızın pencerenizde biterim!
devamını gör...
9.
oyun-a-(y)-acak => oynayacak => oyuncak şeklinde türemiş sözcük.
ve ben bu kelimenin bu şekilde türediğini henüz konuşma işini tam çözememiş bir çocuğun dil edinim sürecinde fark etmiştim. çocuklar mükemmel canlılar.
ve ben bu kelimenin bu şekilde türediğini henüz konuşma işini tam çözememiş bir çocuğun dil edinim sürecinde fark etmiştim. çocuklar mükemmel canlılar.
devamını gör...
10.
kelimelerdir.
devamını gör...