orijinal adı: a pál utcai fiúk
yazar: ferenc molnar
yayım yılı: 1906
büyükçe bir şehirde iki grup çocuğun birbirleriyle mücadelelerini ve bu mücadele sürerken grup içerisindeki sadakatlerini konu alan romandır. ilk gençlik döneminde okunması tavsiye edilen kitap özellikle nemecek karakteriyle her yaştan okuyucu tarafından ilgi görmektedir.
yazar: ferenc molnar
yayım yılı: 1906
büyükçe bir şehirde iki grup çocuğun birbirleriyle mücadelelerini ve bu mücadele sürerken grup içerisindeki sadakatlerini konu alan romandır. ilk gençlik döneminde okunması tavsiye edilen kitap özellikle nemecek karakteriyle her yaştan okuyucu tarafından ilgi görmektedir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "meja" tarafından 13.12.2020 23:30 tarihinde açılmıştır.
1.
ferenc molnar tarafından yazılmış çocuk kitabı.
kitap özetle, bir grup yoksul çocuğun yaşantılarından bazı kesitleri anlatır. aslında, mahallelerinde oyun oynadıkları arsayı, diğer mahallelerin çocuklarından korumak için verdikleri savaş, insanoğlu olarak hayatta kalma mücadelemizin bir sembolüdür.
kitabın, 1969'da bir de filmi çekildi ve yabancı dilde en iyi film oscar'ına aday gösterildi.
son olarak, kitabı okuyanlar için erno nemecsek'i anmadan geçmeyeyim. kesinlikle çoğunuz onun hikayesinde gözyaşlarına boğulmuşsunuzdur diye düşünüyorum ve kitabı çocuk yaştayken okuyan hemen hemen herkesin mutlaka bir kahramanı vardır bu kitapta.
kitap özetle, bir grup yoksul çocuğun yaşantılarından bazı kesitleri anlatır. aslında, mahallelerinde oyun oynadıkları arsayı, diğer mahallelerin çocuklarından korumak için verdikleri savaş, insanoğlu olarak hayatta kalma mücadelemizin bir sembolüdür.
kitabın, 1969'da bir de filmi çekildi ve yabancı dilde en iyi film oscar'ına aday gösterildi.
son olarak, kitabı okuyanlar için erno nemecsek'i anmadan geçmeyeyim. kesinlikle çoğunuz onun hikayesinde gözyaşlarına boğulmuşsunuzdur diye düşünüyorum ve kitabı çocuk yaştayken okuyan hemen hemen herkesin mutlaka bir kahramanı vardır bu kitapta.
devamını gör...
2.
çocukluğumda okuyup derinden etkilendiğim kitap. daha sonra, macar tarihi okuduğumda, ferenc molnar'ın aslında iğneyle kuyu kazarak bu kitaptan derin bir mesaj verdiğini fark ettim... şöyle ki, f. molnar, iki mahallenin savaşını anlatırken, osmanlı-macar savaşlarında mohaç meydan muharebesi'nin acı gerçeklerine değinmektedir. bilindiği gibi mohaç'ta osmanlı ordusu, macar ordusunu, çok kısa sürede, büyük bir hezimete uğratmış, macarlar aldığı bu yenilginin şokunu, uzun süre üzerlerinden atamamış ve halen, sadece macarların katıldığı bir mohaç sempozyumu düzenlemektedirler: mohaç yenilgisinin sebepleri ve alınması gereken dersler...
bir diğer önemli nokta ise; iki mahallenin birbirine rakip çocuklarının, aynı kökten geliyor oluşudur; tıpkı macar ve türklerin aynı kökten neşet ettiği gibi...
bir diğer önemli nokta ise; iki mahallenin birbirine rakip çocuklarının, aynı kökten geliyor oluşudur; tıpkı macar ve türklerin aynı kökten neşet ettiği gibi...
devamını gör...
3.
çocuk kitabı olarak geçse de okuyan her yaştan insanı ağlatacak bir kitaptır.
budapeşte'nin bir bölgesinde aynı okulda okuyan bir grup öğrencinin kurduğu dernek ve bu derneği korumak amacıyla aynı isimle kurulan ordu vardır. boka isimli çocuğun yönetiminde, çocukların sürekli olarak orada oynadıkları bir arsayı koruma içgüdüsüyle adeta bir vatan sevgisi barındırarak karşı grup olan kızıl gömleklilere açtıkları savaştan bahsedilir. orduda çocukların çeşitli ünvanları vardır, bir tek nemecsek hariç. nemecsek ordunun ve sınıfın en küçük üyesidir. orduda verilen emirleri asla karşı çıkmadan yerine getiren nemecsek bir gün ünvan alacağı hayaliyle yaşar durur. boka ve ordusu içlerinden birinin kızıl gömleklilere ajanlık yaptığını öğrenince çok geçmeden savaşı başlatır. nemecsek ufacık boyu ve kocaman kalbiyle onlara karşı durur ve onların kendisine yaptığı zorbalıklarla hasta olur. savaşın son günü hasta yatağından çıkıp meydana gelen ufaklık savaşın seyrini değiştirerek boka ve ordusunun zaferini kazanmasını sağlar. daha sonra hastalığı ilerleyerek ölen nemecsek arkadaşlarını çok üzer. boka arkadaşı nemecsek'in uğruna öldüğü arsalarına bina yapılacağını öğrendiğinde yıkılır.
pal sokağı çocukları, küçük yaşta vatan sevgisini, birliği, bağlılığı bizlere öğreten aynı zamanda sevdiğimiz insanların ölümüyle yüzleşmemize sebep olan muhteşem bir kitaptır. pal sokağı çocukları okuduktan bir süre sonra daha sizin sokağınızda, sizinle birlikte olacaktır.
budapeşte'nin bir bölgesinde aynı okulda okuyan bir grup öğrencinin kurduğu dernek ve bu derneği korumak amacıyla aynı isimle kurulan ordu vardır. boka isimli çocuğun yönetiminde, çocukların sürekli olarak orada oynadıkları bir arsayı koruma içgüdüsüyle adeta bir vatan sevgisi barındırarak karşı grup olan kızıl gömleklilere açtıkları savaştan bahsedilir. orduda çocukların çeşitli ünvanları vardır, bir tek nemecsek hariç. nemecsek ordunun ve sınıfın en küçük üyesidir. orduda verilen emirleri asla karşı çıkmadan yerine getiren nemecsek bir gün ünvan alacağı hayaliyle yaşar durur. boka ve ordusu içlerinden birinin kızıl gömleklilere ajanlık yaptığını öğrenince çok geçmeden savaşı başlatır. nemecsek ufacık boyu ve kocaman kalbiyle onlara karşı durur ve onların kendisine yaptığı zorbalıklarla hasta olur. savaşın son günü hasta yatağından çıkıp meydana gelen ufaklık savaşın seyrini değiştirerek boka ve ordusunun zaferini kazanmasını sağlar. daha sonra hastalığı ilerleyerek ölen nemecsek arkadaşlarını çok üzer. boka arkadaşı nemecsek'in uğruna öldüğü arsalarına bina yapılacağını öğrendiğinde yıkılır.
pal sokağı çocukları, küçük yaşta vatan sevgisini, birliği, bağlılığı bizlere öğreten aynı zamanda sevdiğimiz insanların ölümüyle yüzleşmemize sebep olan muhteşem bir kitaptır. pal sokağı çocukları okuduktan bir süre sonra daha sizin sokağınızda, sizinle birlikte olacaktır.
devamını gör...
4.
erdal öz'ün denizleri anlattığı "gülünün solduğu akşam" adlı kitabının giriş cümlesinde deniz'in, yusuf'un ve hüseyin'in hikayesini cezaevinde kendilerinden dinlerken pal sokağı çocukları adlı kitabı, o güzel kitabı, yeniden okumuş gibi olduğundan bahseder erdal öz.
pal sokağı çocukları, elbette bir çocuk kitabı olmaktan çok fazlasıdır. yoksul mahalle çocuklarının, zengin ve görece daha güçlü kuvvetli çocuklara karşı verdiği bir alan savunması mücadelesinden de fazlasıdır. dostluğun, birlikteliğin, özveri ve fedakarlığın yanında, ihanetin de en çok kendi failini inciten yanlarını oldukça etkili işleyen güzel bir frenc molnar kitabıdır. 1969 tarihli film uyarlaması kadar, bugün budapeşte'de bulunan, kitaptaki çocukların bilye oynadıkları bir sahnenin canlandırıldığı anıt heykel de en az kitabın kendisi kadar anlamlı, güzel ve başarılıdır. belki de artık sadece kitapların heykelleştirilmesine kafa yormalı insanlar. kitapta nemeçek'in diğer çocuklara, yükselen apartman binalarındansa ciğerlerini zorlayan soluksuz koşmalarla savruldukları uçsuz bucaksız çayırları hak ettiklerini etkili bir hitabetle söylediği bölüm, ayrı bir yürek kabartır. finaliyse insan yanlarını koruyabilenler için ağlama garantilidir. kitap nezdinde andığımız tüm güzel insanlara selamımız, keyifli okumalarınız olsun.
pal sokağı çocukları, elbette bir çocuk kitabı olmaktan çok fazlasıdır. yoksul mahalle çocuklarının, zengin ve görece daha güçlü kuvvetli çocuklara karşı verdiği bir alan savunması mücadelesinden de fazlasıdır. dostluğun, birlikteliğin, özveri ve fedakarlığın yanında, ihanetin de en çok kendi failini inciten yanlarını oldukça etkili işleyen güzel bir frenc molnar kitabıdır. 1969 tarihli film uyarlaması kadar, bugün budapeşte'de bulunan, kitaptaki çocukların bilye oynadıkları bir sahnenin canlandırıldığı anıt heykel de en az kitabın kendisi kadar anlamlı, güzel ve başarılıdır. belki de artık sadece kitapların heykelleştirilmesine kafa yormalı insanlar. kitapta nemeçek'in diğer çocuklara, yükselen apartman binalarındansa ciğerlerini zorlayan soluksuz koşmalarla savruldukları uçsuz bucaksız çayırları hak ettiklerini etkili bir hitabetle söylediği bölüm, ayrı bir yürek kabartır. finaliyse insan yanlarını koruyabilenler için ağlama garantilidir. kitap nezdinde andığımız tüm güzel insanlara selamımız, keyifli okumalarınız olsun.
devamını gör...
5.
ferenc molnar'ın kaleme aldığı,yoksul bir grup çocuğun oyun oynadıkları arsayı savunmak adına verdikleri amansız mücadeleyi anlatan güzel kitap.bu grubun üyelerinin çoğu okul arkadaşlarıdır. birbirlerinden asla ayrılmazlar ve amaçları uğruna canlarını ortaya koymaktan geri durmazlar.
devamını gör...
6.
şimdi olsa mümkünü yok basılmayacak, basılsa çocuklara okutulmayacak kitaptır. "çeteleşmeye özendiriyor" derler, "okuldan soğutuyor" derler, "şiddet yanlısı çocuk yetiştiriyor" derler. derler oğlu derler.
hatta yakında "çocuğuma aldım, inanamadım, nasıl okuturlar" diye twitler çıkar, belki çoktan çıkmıştır.
hatta yakında "çocuğuma aldım, inanamadım, nasıl okuturlar" diye twitler çıkar, belki çoktan çıkmıştır.
devamını gör...
7.
hayatımın şimdiki dönemi hariç çok düzenli bir şekilde kitap okuduğum tek dönemi çocukluğumdu. bu kitabı da o zamanlarda okumuştum ilk kez. çok üzüldüğümü ama aynı zamanda çok hayran kaldığımı hatırlıyordum sadece.
seneler sonra tekrar okuduğum bugün yine aynı duyguları yaşattı.
öncelikle küçükken bana bu kitabı, ömer seyfettin hikayelerini, gülten dayıoğlu kitaplarını okutup sonra normal bir duygusal gelişim göstermemi bekleyen büyüklerimi kınıyorum... bir çocuk zulümle ve hayatın acı gerçekleriyle bu kadar karşılaşmamalı...
ah küçük nemeçek. yaktın bizi. yetişkin olarak okuyunca tabii ki hemen anlıyorsunuz neler olacağını ama çocukken insan anlamıyor. konduramıyor ya da. yıkımı da daha büyük oluyor ister istemez.
çocukluğunu sokaklarda oyun oynayarak geçirmiş herkesin tattığı o çocuksu coşkulu duyguları öyle bir hatırlatıyor ki kitap. o sokağı, arsayı, bahçeyi, alan'ı yurt gibi sahiplenmek ne demek çok iyi bilirim. kitap bu açıdan da çok nostaljik ve etkileyici.
yine düzensiz bir fikirler sıralaması yazdım ama o bir grup çocuk da sizi böyle duygudan duyguya, fikirden fikire koşturuyor.
seneler sonra tekrar okuduğum bugün yine aynı duyguları yaşattı.
öncelikle küçükken bana bu kitabı, ömer seyfettin hikayelerini, gülten dayıoğlu kitaplarını okutup sonra normal bir duygusal gelişim göstermemi bekleyen büyüklerimi kınıyorum... bir çocuk zulümle ve hayatın acı gerçekleriyle bu kadar karşılaşmamalı...
ah küçük nemeçek. yaktın bizi. yetişkin olarak okuyunca tabii ki hemen anlıyorsunuz neler olacağını ama çocukken insan anlamıyor. konduramıyor ya da. yıkımı da daha büyük oluyor ister istemez.
çocukluğunu sokaklarda oyun oynayarak geçirmiş herkesin tattığı o çocuksu coşkulu duyguları öyle bir hatırlatıyor ki kitap. o sokağı, arsayı, bahçeyi, alan'ı yurt gibi sahiplenmek ne demek çok iyi bilirim. kitap bu açıdan da çok nostaljik ve etkileyici.
yine düzensiz bir fikirler sıralaması yazdım ama o bir grup çocuk da sizi böyle duygudan duyguya, fikirden fikire koşturuyor.
devamını gör...
8.
ferenc molnar adlı yazarın okuduğum ilk kitabıdır. sayfa sayısı 244 olan kitabımız, akıcı, olay örgüsü kusursuz şekilde ilerlemekte. sonunda gözyaşlarımı tutamadığım bir kitap daha.
konum olarak budapeşte'nin arka sokaklarından birinde yer alırken konu olaraksa kitabımızda bir grup durumu iyi olmayan çocukların ellerinde ki küçük bir toprak parçasını başka bir zengin çocuk grubunun ele geçirmesini önlemek için verdikleri mücadeleyi anlatır. verdikleri bu savaş sayesinde bir çok insana dokunan bir kitaptır.
kitapta yer alan karakterlerin en büyüğünden en küçüğüne kadar bizler hayata dair bir çok hayat dersi veriyor .
karakterlerin dostluğu, liderlik kabiliyetleri, birbirleri için yaptıkları fedakârlıkları okudukça yüzünüzde küçük bir hüzün oluşturabilir. kitabında sonunda ise muhtemelen gözyaşlarınızı tutamayacaksınızdır.
her zaman sevgiyle anılacaksın nemecsek küçüğüm, sen ise sevgili boka büyük bir cesaret örneği olarak akıllarda yer alacaksınız. gönül isterdi ki nemecsek’e adının defterde değiştirildiğini ya da adına yazdığınız onur belgesini ölmeden yetiştirebilmenizi.
kitap aynı zamanda filme de uyarlanmıştır.
beğenebileceğinizi düşündüğüm bir kitap daha bırakıyorum sizlere. herkese keyifli okumalar dilerim.
konum olarak budapeşte'nin arka sokaklarından birinde yer alırken konu olaraksa kitabımızda bir grup durumu iyi olmayan çocukların ellerinde ki küçük bir toprak parçasını başka bir zengin çocuk grubunun ele geçirmesini önlemek için verdikleri mücadeleyi anlatır. verdikleri bu savaş sayesinde bir çok insana dokunan bir kitaptır.
kitapta yer alan karakterlerin en büyüğünden en küçüğüne kadar bizler hayata dair bir çok hayat dersi veriyor .
karakterlerin dostluğu, liderlik kabiliyetleri, birbirleri için yaptıkları fedakârlıkları okudukça yüzünüzde küçük bir hüzün oluşturabilir. kitabında sonunda ise muhtemelen gözyaşlarınızı tutamayacaksınızdır.
her zaman sevgiyle anılacaksın nemecsek küçüğüm, sen ise sevgili boka büyük bir cesaret örneği olarak akıllarda yer alacaksınız. gönül isterdi ki nemecsek’e adının defterde değiştirildiğini ya da adına yazdığınız onur belgesini ölmeden yetiştirebilmenizi.
kitap aynı zamanda filme de uyarlanmıştır.
beğenebileceğinizi düşündüğüm bir kitap daha bırakıyorum sizlere. herkese keyifli okumalar dilerim.
devamını gör...
9.
kitap her yeri bina olan bir şehirde boş bir arsa için mücadele eden iki çeteyi konu almakta. o arsa önemli çünkü sadece orada oyun oynayabiliyorlardı. tabii iki çete arasındaki mücadelede liderlik, fedakarlık ve sadakat de güzel bir dille anlatıyor.
bu kitap benim hayatımda ciddi bir dönüm noktasıdır. çünkü benim ilk hayal kırıklığına uğratan ve ilk defa ağlatan kitaptır. hiç unutamıyorum. ortaokul 2'ye filan gidiyordum. ilk başlarda mutlu mutlu okuyordum kitabı. güzel ilerliyordu. sonlara doğru anladım, bir şeyler olacak fakat alışmışım okuduğum kitapların iyi sonla bitmesine. ihtimal vermedim bile kötü sona. fakat çocukluğumun dönüm noktasıydı. çünkü hayatımda ilk defa bir kitap kötü sonla bitmişti. şaşkına dönmüştüm. hatta kitabı kapatıp "bu imkansız" dediğimi de hatırlıyorum.
kitabı gerçekten sevdim, gerçekten güzel yazılmıştı ama keşke ernest nemeçsek ölmeseydi. adını soyadını bile unutmamışım karakterin, öyle derinden etkiledi beni. gerek sevimliliği, gerekse sadakatiyle. fakat kitabın sonunda birde uğruna o kadar savaştıkları arazinin inşaata açılması ve çocukların artık oraya gidememesi. bu da benim canımı çok yakmıştı. nemeçsek boşuna öldü diye düşünmüştüm.
bu kitap benim hayatımda ciddi bir dönüm noktasıdır. çünkü benim ilk hayal kırıklığına uğratan ve ilk defa ağlatan kitaptır. hiç unutamıyorum. ortaokul 2'ye filan gidiyordum. ilk başlarda mutlu mutlu okuyordum kitabı. güzel ilerliyordu. sonlara doğru anladım, bir şeyler olacak fakat alışmışım okuduğum kitapların iyi sonla bitmesine. ihtimal vermedim bile kötü sona. fakat çocukluğumun dönüm noktasıydı. çünkü hayatımda ilk defa bir kitap kötü sonla bitmişti. şaşkına dönmüştüm. hatta kitabı kapatıp "bu imkansız" dediğimi de hatırlıyorum.
kitabı gerçekten sevdim, gerçekten güzel yazılmıştı ama keşke ernest nemeçsek ölmeseydi. adını soyadını bile unutmamışım karakterin, öyle derinden etkiledi beni. gerek sevimliliği, gerekse sadakatiyle. fakat kitabın sonunda birde uğruna o kadar savaştıkları arazinin inşaata açılması ve çocukların artık oraya gidememesi. bu da benim canımı çok yakmıştı. nemeçsek boşuna öldü diye düşünmüştüm.
devamını gör...
10.
dünden beri elimden bırakamadığım ferenc molnar imzalı 236 sayfalık eser.
okurken hem kahkaha attırıyor, hem de içim sızlıyor elimde olmaksızın, yazarın çocukla çocuk olması, çocuk dilini bunca iyi kullanması, sanki kendi de çocukmuş gibi anlatması çok sarıyor. sürükleyici bir hâl alıyor.
kitap boka
nemeçek
çonakoş
gereb gibi çocukların arsalarını korumak için karşıt çocuklarla/ pastor kardeşlerle olan mücadelesini anlatıyor.
boka'yı lider belleyip nemeçek'i iplememeleri çok can yakıcı. ama neyse.
yanından kim geçerse azarlamadan geçmezdi nemeçek'i.
okurken hem kahkaha attırıyor, hem de içim sızlıyor elimde olmaksızın, yazarın çocukla çocuk olması, çocuk dilini bunca iyi kullanması, sanki kendi de çocukmuş gibi anlatması çok sarıyor. sürükleyici bir hâl alıyor.
kitap boka
nemeçek
çonakoş
gereb gibi çocukların arsalarını korumak için karşıt çocuklarla/ pastor kardeşlerle olan mücadelesini anlatıyor.
boka'yı lider belleyip nemeçek'i iplememeleri çok can yakıcı. ama neyse.
yanından kim geçerse azarlamadan geçmezdi nemeçek'i.
devamını gör...