peçe

bir tanrıçanın kutsal bir hac yolculuğunda seyahat ederken, tanınmamak ya da niyetinden caydırılmamak istediğinde giydiği başlıca giysidir. yunanistan'daki sayısız heykel ve kabartma eleusiyen ayinlerde erginlenen kişinin peçeler giyip erginlenmenin bir sonraki adımını beklediğini göstermektedir.

doğu avrupa'daki babuşka (başörtüsü) ile orta ve güney amerika'da kadınların başlarına taktıkları trajes de peçenin yadigarlarıdır.

ne ironiktir ki, güzelliği başkalarının şehvetinden gizlemek için kullanılan peçe, aynı zamanda bit femme fatal donanımıdır. belli türden bir peçeyi, belli bir zamanda, belli bir sevgiliyle birlikteyken ve belli bakışlarla giymek, nefesin gerçekten kesilmesine neden olan şiddetli ve dumanlı bir erotizm sızdırmaktır. kadınlık psikolojisinde peçe, kadınların hangi varoluşu ya da özü isterse onu takınabilme yeteneklerini gösteren bir simgedir.

(bkz: clarissa pinkola estes)

bikini üstüyle sokakta olanları görünce peçe de ne olaki ? diyor insan.