pilot kalem ile 2 dakikada bütün ateistleri mümin yapan genç

bu videoyu izleyipte müslüman olmayan birisini görmedim. "ben izledim ama hâlâ ateistim." diyenler ateist taklidi yapıyordur.

nietzsche görse ata değil pilot kaleme sarılırdı. o derece.

sonuna kadar izleyemedim, üzgünüm. az buçuk inancım var oda bu hıyar yüzünden gitmesin.

tövbe yarabbim ya. iyi ki de böyle hikayeler ile müslüman olmamışım. böyle bir video insanı dinden eder. dinin ilk emrinden o kadar uzak ki. dinin bilim dışı tartışılması dine zarar veriyor.

streamable.com/78grgb

be fetocular mı yapmış bu işi ?
şeytan bunların yanında masum kalır.

çocuğun burnu tıkalı olduğu için konuşmasının zor anlaşıldığı, dolayısıyla ateistlerin anlayamayıp imana gelemediği videodur.

başta skeç zannedip, dosttv logosunu görünce ciddili olduklarını anladığım, anlamaz olaydım videosu.
(bkz: dini bir şey anlatırken şiir okuyor gibi konuşan insanlar)

aynı işlemi telefonla ve bardakla yapanları da vardır.

tarihte bunca din felsefecisi boşuna var olmuş demek ki dedirten video. sen otur senelerce varlık, yokluk, tanrı, inanç kavramları üzerine düşün, yaz, çiz. onun üstüne bi' de onlarca insan gelip senin düşüncelerin üzerine ömür adasınlar, sonra adamın biri gelsin senin yaptığın işi pilot kalemle yapsın.

descartes bak dalgana kardeşim.

şaka bir yana, amme hizmetimizi de yapmadan geçmeyelim. eleştirmek kolay, peki bu işi yapmanın doğru yolu ne?
gerçekten tanrının varlığı/yokluğu üzerine dişe dokunur ve kafan açan felsefi argümanlar okumak isteyenler gidip kierkegaard ya da descartes okuyabilir. ikisi de felsefe tarihi içerisinde "tanrıyı kanıtlamış" olmakla isim yapmış düşünürlerdir. kierkegaard'ın inancının daha sezgisel olmasına karşın; descartes tanrının varlığını da, her argümanını olduğu gibi, akla dayandırmıştır.

on bin yıldır aynı argümanla kendi inandıkları tanrının varlığını kanıtlamaya çalışan dinlilerin(niye illa kendi tanrıları oluyorsa, o da ayrı bir mesele) bıkmadan, usanmadan tekrar ettikleri ve nedendir bilinmez çok büyük, yeni keşfedilmiş bir tezmiş gibi önümüze getirdikleri görüşü yine, yeniden, sıkılmadan anlatan genç.

başka bir değişle tasarım argümanını ısıtıp önümüze yeniden servis eden genç.

neden yapay bir şey ile doğayı kıyas ediyorlar onu da anlayamıyorum. bir organizmanın veya doğal nesnenin oluşum süreciyle, varlık özellikleriyle yine doğanın bir ürünü olan insanın yaptığı kalemi, saati, selfi çubuğunu hangi akılla, hangi mantıkla aynı kefeye koyuyorlar acaba? kalemin bir var olma amacı var, kalemi yapan yapmadan önce kalemin işlevini tahayyül ediyor, bir ihtiyacı giderme amacı güdüyor ama doğada amaç diye bir şey yoktur. doğal süreçler vardır. misal evrim olgusu gibi. insan amaçla yaşıyor ve amaca inanıyor diye doğanın da amaçla çevrelenmiş olması gerekmez. bir şeyin var olduğunu düşünmem o şeyi de var etmez. oluş için, varlık için düşünme süreçleri yetmez, eyleme de geçmek lazım.

şimdi kilit soruyu soruyorum. bunu izleyip mümin olan var mı?

aynı adamın gerçek yüzü

aynı adam buyrunuz

bana ne ulan adamların dininden? o inanınca sevabı günahı bana mı yazılıyor ya da inanmadığı takdirde ben mi gideceğim cehenneme.
bir türlü sıyrılamadınız şu din mevzusundan. ister ateist olsun, ister deist, isterse müslüman isterse de hristiyan. başımızdakiler islamın son neferiyiz diyor. ne halt yediklerini kendileri bile bilmiyor.
bana insanlığınız lazım, dininizi kendinize saklayın.

bu kişiyi ve homofobiklerin hepsi gizli eşcinseldir diyeni bir araya getirip odadan çıkacaksın o kalemle güzel dakikalar yaşasınlar.