portakala düşmek

sağda solda okunan ama benim gibi cahil yazarların anlamadığı eylem. nasıl düşürülür, kim düşürür, niye düşülüyor. önce soymak, başucuna koymak, yalan uydurmak mı gerekir.

lm’ciler için vodka kokteyli gibi bir şey.
sözlük egomanyalıları içinse bir lütuf.

köylülerin kuyruk acısıdır.

ayı yogi ve askerleri sayesinde arada sahip olduğum fanlık.
valla reklamın iyisi kötüsü olmaz.
hater dediğin gizli fandır aslında. bi fark etseler, rahatlayacaklar.
portakala düşen tanımlar nitelikli olmalı, portakaldaki kapsam geniş olmalı, aynı başlıktan birden fazla olmamalı, övülmeli/gömülmeli nickaltıların olmamalı, engellenen yazar tanımlarının olmamalı.

belki şu an kutsal yazılımcı anıdır ve beklentim karşılanır, hadi inşallah, amin ecmain. ding ding, biri tılsımı gördü mü?

"kötü yola düşmek" gibi, o ne ayol!

tanım da yapayım; yazılanın aldığı oy sayısı nedeniyle portakal sekmesinde sıralamaya girmek.

bilmeyen yeni yazarlar için amme hizmeti de vereyim. pc'den girince şurada, turunçgiller kısmında (mobilden de bulursunuz):

(bkz: düşme ahmet'im)

senelerdir yazar olduğum halde daha bugün haberimin olduğu sözlükle ilgili bir özellik mi denir. işte öyle bir şey.

girdim baktım yazarların tanımları var orada da. portakala şunlar düşsün bunlar düşmesin diye talepleri bilem olmuş yazarların.
demek ki bu portakal çok önemli bir şey.
farkında olmadan düştüysem ah işte buna çok yanarım. portakala kadar düşmüş derler sonra.

bugüne kadar portakala düşmek için özel bir çaba sarf etmediğim halde ara ara başıma geliyor. bu öyle bir düşüş ki başka hiçbir düşüşe benzemiyor. dipsiz kuyuya düşmek gibi bi' şey. gitgide daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyor sanki. portakala düştüğümü patır patır beğeni yağmaya başlayınca anlıyorum.* içimden durun diyorum bu o kadar da güzel bir tanım değil, beğenmeyin, favlamayın artık diyorum ama kime diyorum? o 24 saatlik portakalda kalma süresi bir an önce bitsin diye yüce rabbime dualar ediyorum. bu kadar göz önünde olmaya alışık değilim ben.*

yoldaş kurtarsın, kardeeş. *

moderasyon ve yoldaş bana küs olduğu için beni neredeyse hiç almadıkları ortam. *

nası bi yere düştük arkadaş..) nereye düştüğümüzü bile anlayamayacağımız bir menü mü var mış yani.. (ya da benim gibi menü özürlüler.)

çok alakasız ama ne zaman görsem aklıma amcam gelir.
çocukken portakalı kabuğuyla yedi diye "portakal kerim" demişler. 50 yıldır adam portakal kerim diye geziyor.

köylü'nün sık sık başına gelendir. hem reklamın iyisi kötüsü olmaz diyor, hem sık sık yakınıyor. *

haterlık gizli fanlıktır falan demiş bi de.
yok sana insanların bi hayranlığı anla şunu. **
senin profiline girip dolanan normal bir insan en fazla şunu düşünüyor bak "hmmm kendi halinde bi kadın..." ve geçiyor. çarpıcı bir tane fikrin yok çünkü. insanlara ancak bu şekilde (yaptıklarını kastediyorum) vay anasını dedirtebildiğin için reklamın iyisi kötüsü olmaz ıhıhı düsturunu benimsemen çok normal.

bak sana ne dicem, geçen sefer pedofili aklamaya çalıştın ya, bu sefer de zoofili falan savunmak istemez misin? büyük düşün, tüm hayvanseverleri toplarsın tepene, ha? :d

beyaz bir muhabbet kuşum vardı, portakal yerken nasıl başarmışsa karın tüyleri turuncu olmuştu. aklıma geldi okuyunca. *