1.
iggy pop ve queens of the stone age üyesi josh homme’un california’daki rancho de la luna çölünde kaydettikleri, david bowie’nin ölümünden iki ay sonra piyasaya çıkan ve bir çok müzik otoritesi tarafından 2016’nın en iyi kaydı seçilen rock albümü.
“a lot of geezers my age don't work out of their comfort zone anymore because once you become legendary you don't want people challenging you.” - iggy pop
iggy pop bu albümü yapma sebebini bu sözlerle açıklıyor. “daha iyi şarkı söylemek istedim. daha iyi performans sunmak istedim.” ve 69 yaşında bunu başararak bizlere bu harika albümü hediye ediyor. bir gün iggy pop josh homme’a sms atmış ve birlikte bir albüm yapalım önerisinde bulunmuş. josh homme’un teklifi kabul etmesiyle bu kayıt ortaya çıkmış.
baştan sona defalarca kez dinlemeye doyamadığım bir albüm post pop depression. josh homme aynı zamanda prodüktörü. şarkıları şahane mix’lemiş. cayır cayır gitarlar, davul, bas, keyboard’lar, bütün vokaller, hepsi inanılmaz dengeli. müzik ziyafeti yaşıyorsunuz. queens of the stone age üyeleri josh home ve dean fartita ile yanlarına aldıkları arctic monkeys davulcusu matt helders’in birlikte uyumu harika. onlara konserlerde diğer queens of the stone age üyesi troy van leeuwen ile skunk gitaristi matt sweeney eşlik ediyor. sanki 40 yıldır iggy pop ile beraber çalıyorlar! çok olgun bir albüm. kolay kolay rastlayamıyorsunuz artık böyle birlikteliklere. çok güzel ayrıntılar var albümde. josh homme ve diğer grup elemanlarının geri vokalleri, (bkz: gardenia)’da iggy: “…you could be burned at the stake” dedikten sonra gelen el çırpma efekti, (bkz: american valhalla)’nın girişindeki ksilofon sesleri ve (bkz: sunday)’in finalindeki kadın geri vokaller ve onlara eşlik eden yaylı çalgılarla trompet melodisi gibi güzel ve ince dokunuşlar barındırıyor. her dinleyişimde kendimden geçiyorum.
toplamda 9 şarkı içeren, içinde boş olmayan bir albüm. karanlık ve melankolik. adı üstünde, post pop depression. (bkz: break into your heart) ile damardan bir giriş yapıyor zaten. şarkı sözleri politik, derin, alaycı, neşeli, hüzünlü ve isyankâr. (bkz: in the lobby) (bkz: paraguay) yaşam, ölüm, zaman ve yaşlanmak üzerine iggy’nin bilgece ve alaycı bakışı sinmiş bütün şarkılara: “ı’m a wreck/ what did you expect?” diye hayatla dalga geçen sözler. iggy: “where is american vallhalla?” diye sorarken amerika’da bir türlü bulamadığı cenneti arıyor. (bkz: american valhalla) “death is the pill hard to swallow/ is anybody in there?/ and can i bring a friend? i'm not the man with everything/ i’ve nothing but my name/ i’ve nothing my name” derken kendisiyle ve ölümle yüzleşiyor. aynı yüzleşme (bkz: vultures) ve (bkz: in the lobby) şarkılarında da mevcut: “breaking the chain in the lobby/an ocean of bodies/ and then there's me /and i hope ı'm not/ losing my life tonight/ i followed my shadow tonight/ out of the light/and i hope i'm not/ losing my life tonight/” . (bkz: chocolate drops)’ta ise olayı şöyle özetliyor: “when you get to the bottom you're near the top/ the shit turns into chocolate drops”
iggy’nin olgun vokallerinde ve şarkı sözlerinde, kaybettiği can dostu david bowie’yi ve lust for life ile the idiot albümlerini birlikte kaydettikleri 1977’deki berlin günlerini yad ederken (bkz: german days) sanki bowie’nin tınılarını da duyuyor gibi oluyorsunuz. ama karanlık tonunun yanında dans ettiren kıpır kıpır şarkıları da var. (bkz: gardenia), (bkz: chocolate drops) ve albümün medarı iftiharı (bkz: sunday) gibi. brick boy brick albümündekine benzer o bilindik iggy pop temaları, yozlaşmış amerikan toplumuna dair eleştirel bakış da mevcut şarkı sözlerinde. (bkz: paraguay)
ve saf rock’n roll. o yüzden seviyorum iggy pop dinlemeyi. “hayatta en çok mutlu olmak istedim” diyen, 70 küsür yaşında üstü çıplak kıpır kıpır şarkı söyleyen hayat dolu, deli dolu ve çocuk ruhlu zıpır bir adam. ve çok samimi. konserlerinde sahneye seyircileri davet edip onlarla sarmaş dolaş şarkı söyleyen kaç tane rock star var bildiğiniz? iggy pop böyle bir sanatçı. post pop depression the godfather of punk’ın içini döktüğü en samimi ve başarılı albümlerden biri.
"there is nothing in the stars if you fail to move
there is nothing in the dark, it's just some old excuse"
1. break into your heart
2. gardenia
3. american valhalla
4. in the lobby
5. sunday
6. vulture
7. german days
8. chocolate drops
9. paraguay
“a lot of geezers my age don't work out of their comfort zone anymore because once you become legendary you don't want people challenging you.” - iggy pop
iggy pop bu albümü yapma sebebini bu sözlerle açıklıyor. “daha iyi şarkı söylemek istedim. daha iyi performans sunmak istedim.” ve 69 yaşında bunu başararak bizlere bu harika albümü hediye ediyor. bir gün iggy pop josh homme’a sms atmış ve birlikte bir albüm yapalım önerisinde bulunmuş. josh homme’un teklifi kabul etmesiyle bu kayıt ortaya çıkmış.
baştan sona defalarca kez dinlemeye doyamadığım bir albüm post pop depression. josh homme aynı zamanda prodüktörü. şarkıları şahane mix’lemiş. cayır cayır gitarlar, davul, bas, keyboard’lar, bütün vokaller, hepsi inanılmaz dengeli. müzik ziyafeti yaşıyorsunuz. queens of the stone age üyeleri josh home ve dean fartita ile yanlarına aldıkları arctic monkeys davulcusu matt helders’in birlikte uyumu harika. onlara konserlerde diğer queens of the stone age üyesi troy van leeuwen ile skunk gitaristi matt sweeney eşlik ediyor. sanki 40 yıldır iggy pop ile beraber çalıyorlar! çok olgun bir albüm. kolay kolay rastlayamıyorsunuz artık böyle birlikteliklere. çok güzel ayrıntılar var albümde. josh homme ve diğer grup elemanlarının geri vokalleri, (bkz: gardenia)’da iggy: “…you could be burned at the stake” dedikten sonra gelen el çırpma efekti, (bkz: american valhalla)’nın girişindeki ksilofon sesleri ve (bkz: sunday)’in finalindeki kadın geri vokaller ve onlara eşlik eden yaylı çalgılarla trompet melodisi gibi güzel ve ince dokunuşlar barındırıyor. her dinleyişimde kendimden geçiyorum.
toplamda 9 şarkı içeren, içinde boş olmayan bir albüm. karanlık ve melankolik. adı üstünde, post pop depression. (bkz: break into your heart) ile damardan bir giriş yapıyor zaten. şarkı sözleri politik, derin, alaycı, neşeli, hüzünlü ve isyankâr. (bkz: in the lobby) (bkz: paraguay) yaşam, ölüm, zaman ve yaşlanmak üzerine iggy’nin bilgece ve alaycı bakışı sinmiş bütün şarkılara: “ı’m a wreck/ what did you expect?” diye hayatla dalga geçen sözler. iggy: “where is american vallhalla?” diye sorarken amerika’da bir türlü bulamadığı cenneti arıyor. (bkz: american valhalla) “death is the pill hard to swallow/ is anybody in there?/ and can i bring a friend? i'm not the man with everything/ i’ve nothing but my name/ i’ve nothing my name” derken kendisiyle ve ölümle yüzleşiyor. aynı yüzleşme (bkz: vultures) ve (bkz: in the lobby) şarkılarında da mevcut: “breaking the chain in the lobby/an ocean of bodies/ and then there's me /and i hope ı'm not/ losing my life tonight/ i followed my shadow tonight/ out of the light/and i hope i'm not/ losing my life tonight/” . (bkz: chocolate drops)’ta ise olayı şöyle özetliyor: “when you get to the bottom you're near the top/ the shit turns into chocolate drops”
iggy’nin olgun vokallerinde ve şarkı sözlerinde, kaybettiği can dostu david bowie’yi ve lust for life ile the idiot albümlerini birlikte kaydettikleri 1977’deki berlin günlerini yad ederken (bkz: german days) sanki bowie’nin tınılarını da duyuyor gibi oluyorsunuz. ama karanlık tonunun yanında dans ettiren kıpır kıpır şarkıları da var. (bkz: gardenia), (bkz: chocolate drops) ve albümün medarı iftiharı (bkz: sunday) gibi. brick boy brick albümündekine benzer o bilindik iggy pop temaları, yozlaşmış amerikan toplumuna dair eleştirel bakış da mevcut şarkı sözlerinde. (bkz: paraguay)
ve saf rock’n roll. o yüzden seviyorum iggy pop dinlemeyi. “hayatta en çok mutlu olmak istedim” diyen, 70 küsür yaşında üstü çıplak kıpır kıpır şarkı söyleyen hayat dolu, deli dolu ve çocuk ruhlu zıpır bir adam. ve çok samimi. konserlerinde sahneye seyircileri davet edip onlarla sarmaş dolaş şarkı söyleyen kaç tane rock star var bildiğiniz? iggy pop böyle bir sanatçı. post pop depression the godfather of punk’ın içini döktüğü en samimi ve başarılı albümlerden biri.
"there is nothing in the stars if you fail to move
there is nothing in the dark, it's just some old excuse"
1. break into your heart
2. gardenia
3. american valhalla
4. in the lobby
5. sunday
6. vulture
7. german days
8. chocolate drops
9. paraguay
devamını gör...