1.
andrew morton'un biyografi & oto biyografi türünde 1992 de ilk baskısını çıkardığı romanı .
hayata zamansız şekilde veda eden üyesi prenses diana'nın kendi ağzından hayatı boyunca yaşadıklarını anlattığı kitap diana hakkında ve kraliyet ailesi hakkında gizli kalmış olayları gözler önüne sermekte. kitabı okurken kraliyet ailesi içinde o gösterişin ihtişamın içinde yaşadığı baskıyı acıyı görmek hem şaşırtıyor hem de hüzünlü bir iz bırakıyor.
"son yıllarda çok şey öğrendim. şimdiden sonra artık kendimi kabul edecek ve kendime karşı dürüst olacağım. artık başkalarının ne yapmam gerektiğine veya kim olmam gerektiğine dair fikirlerine uymak istemiyorum. kendim olacağım."
galler prensesi diana hayatı boyunca bir çok şeye göğüs germiş bir kadın. bedeninde yenmeye çalıştığı bir rahatsızlık, eşi prens charles’ın sadakatsizliği, kraliyet ailesinin baskısı bunlardan bir kaçı sadece. beni kitapta en çok etkileyen kısım ise sesini duyurabilmek adına gazeteci ile yapacağı röportajları gizli saklı yapmak zorunda olmasıydı. oysa istediği sadece kalbinde taşıdığı umutlarla hayallerini gerçekleştirmek ve onu sevecek bir eşle olabilmekti, olmadı . prens charles’ın sadakatsizliği ve yapmak zorunda olduğu rollere dayanabilmesi için tek dayanağı çocuklarıydı. kitapta ki anlatılanları okuduğunuzda hatta kendi ağzından anlatıldığını düşündüğünüz de şaşırıp hatta hayranlık duyacağınız kısımlar oldukça fazla.
"ilk günden beri asla bir sonraki kraliçe olamayacağımı biliyordum. "
kitabın yayınlanması ve röportajların bir an önce tamamlanmasını istemesinde ki çabası ; ölümünün yaklaştığının ya da bir şeyler olacağının farkında olduğunu anlatır nitelikteydi.
"ben her zaman farklıydım. içimde her zaman farklı olduğuma dair bir his vardı."
2017 yılında da kitaptan esinlenerek ''prenses diana'nın kayıp sırları '' adlı belgesel yayınlanmıştır.
hayata zamansız şekilde veda eden üyesi prenses diana'nın kendi ağzından hayatı boyunca yaşadıklarını anlattığı kitap diana hakkında ve kraliyet ailesi hakkında gizli kalmış olayları gözler önüne sermekte. kitabı okurken kraliyet ailesi içinde o gösterişin ihtişamın içinde yaşadığı baskıyı acıyı görmek hem şaşırtıyor hem de hüzünlü bir iz bırakıyor.
"son yıllarda çok şey öğrendim. şimdiden sonra artık kendimi kabul edecek ve kendime karşı dürüst olacağım. artık başkalarının ne yapmam gerektiğine veya kim olmam gerektiğine dair fikirlerine uymak istemiyorum. kendim olacağım."
galler prensesi diana hayatı boyunca bir çok şeye göğüs germiş bir kadın. bedeninde yenmeye çalıştığı bir rahatsızlık, eşi prens charles’ın sadakatsizliği, kraliyet ailesinin baskısı bunlardan bir kaçı sadece. beni kitapta en çok etkileyen kısım ise sesini duyurabilmek adına gazeteci ile yapacağı röportajları gizli saklı yapmak zorunda olmasıydı. oysa istediği sadece kalbinde taşıdığı umutlarla hayallerini gerçekleştirmek ve onu sevecek bir eşle olabilmekti, olmadı . prens charles’ın sadakatsizliği ve yapmak zorunda olduğu rollere dayanabilmesi için tek dayanağı çocuklarıydı. kitapta ki anlatılanları okuduğunuzda hatta kendi ağzından anlatıldığını düşündüğünüz de şaşırıp hatta hayranlık duyacağınız kısımlar oldukça fazla.
"ilk günden beri asla bir sonraki kraliçe olamayacağımı biliyordum. "
kitabın yayınlanması ve röportajların bir an önce tamamlanmasını istemesinde ki çabası ; ölümünün yaklaştığının ya da bir şeyler olacağının farkında olduğunu anlatır nitelikteydi.
"ben her zaman farklıydım. içimde her zaman farklı olduğuma dair bir his vardı."
2017 yılında da kitaptan esinlenerek ''prenses diana'nın kayıp sırları '' adlı belgesel yayınlanmıştır.
devamını gör...