psikoterapistlerin geçmişe bakış açısı

herkesi kastetmiyorum da hepsi değilde bazıları genelde bizi geçmişten tam koparmaya çalışırlar geçmişten ders almamıza izin vermezler bize şunu öğretmezler geçmişten ders alınır ama takılmaz onlar ise ders te alma takma derler. bir şahıs bizi geçmişten beri bizi rahatsız etse biz bundan dolayı kötü olsak kötü hissetsek bilişsel çarpıtma yapma derler ya da bize inanmazlar veyahut bize sataşan birisi 5-6 sene sonra da aynı yerde olsa bizi rahatsız etse bize aynı kötülüğü yapsa biz bundan dolayı kötü hissettiğimizi söylesek yanlış anlaşılma olmuş geçmişi unut arkadaş ol derler.

geçmişe objektif bakarlar. bazı teniklerle sizin de aynı düzleme gelip travmaya neden olan bakış açınızı değiştirmenizi beklerler. anlayabilir, affedebilir, sindirebilir yahut üstünden atlayıp geçebilirsiniz. süreç boyunca; bilişsel çarpıtmalarınızı, otomatik düşüncelerinizi, olumsuz düşüncelerinizi olumluya dönüştürürsünüz.
*olması gerekenden bahsediyorum.

19 derece ila 63 derece arasında bir açıdır.

(bkz: psikoterapistleri polyannacılık rehberi zannetmek)

normaldir. insan beyminin işleyişine aykırı değildir yani.

geçmiş onarılabilir. hem zihinde(beyinde) hem de sosyal olarak.
geçmişin beyinde onarılamadığı durumların uzmanları ile psikoloji uzmanları ortak çalışır ama geçmişin sosyal olarak onarılamadığı durumlar ile ilgilenen siyaset bilimciler ile psikoloji uzmanları birbirlerinin etrafından dolanır çözümler bulmaya çalışırken.

psikolojide siyasete bulaşmama ilkesidir tartışılması gereken ya da gerekmeyen.. bilemiyorum. belki de bir bağ, bir köprü eksikliği vardır.
siyasi çözümlerden beslenemeyen kişinin geçmiş hesaplaşmaları nükseder ya da uzlaşmalarından randıman alamaz. geçmiş ile kurulan dostluk bağı yine kişinin kendi psikolojisine hapsolur.
yaşanmasına izin verilmeyen ilişkiler sosyal bilimlerin değil, -yeniden- psikolojinin konusu olacaktır. git barış demek ise sorunun üzerinden atlamaktan başka bir şey olmaz. sonuçta psikolog, git konuş-barış demeden önce, sosyal olaylara bağlı siyasi açıklamaları ya hiç dinlemeyecektir ya da değerlendirme dışında tutacaktır.

psikolojide temel bir ilke var. travmalar dahil tüm psikolojik problemler/hastalıklar kaynağı belirli olaylara bağlı olarak oluşmaz. süzüldükleri ya da içinden kurşun gibi geçtikleri beyne (psikolojiyi yöneten ya da etkileyen bölümlerine) bağlı olarak oluşurlar.
diğer alanların bakış açıları teşhis ve tedaviye olumsuz etkide bulunurlar.

yani psikolog/psikiyatrist/psikoterapist şunu diyor : sorun yaşadığın kişilerin/şeylerin ne/nasıl oldukları psikoloji bilimi açısından önemli değil. kompleks tepkiler veriyorsun ve önce beyninin uyum sağlayacağını kesin olarak bildiğimiz klasik yolları dene. olmazsa da olmaz bana ne! devlet, siyasetçi vs baksın olmadığı yerde. beynin organ olarak sıkıntılı ise cerrahi ya da kimyasal müdahale olanakları mevcut.. *