aziz nesin'in ırak ve mısır isimli kitabında aktardığı bir anısında geçen sözdür.

aziz nesin bu gezisi esnasında dükkandan dükkana bağırarak konuşan iki esnafa rastlar. çok dertli bir konuşma vardır aralarında. ve bu esnada biri diğerine başlığa konu olan sözü söyler:

rahmet kefen çalana.

aziz nesin bu sözün kökenini araştırır. ve şöyle bir hikaye çıkar karşısına. bir zamanlar o bölgedeki üst düzey yetkililer o kadar hırsız ruhlu, o kadar gözü doymaz, o kadar hırs küpü imiş ki halktan çaldıkları bile asla yeterli gelmezmiş onlara.

dirisini sömür sömür sömürdükleri halkın ölüsünü de rahat bırakmaz, ölenin mezarını açıp kefenini bile çalarmış bu adamlar.

ancak bu hırsız ruhlu adamların çağından sonra bizim de içinde bulunduğumuz zamanlar gelmiş. ve öyle yöneticilere, öyle devlet büyüklerine, öyle bürokratlara kalmışlar ki kefen çalan adamları mumla arar olmuşlar.

o yüzden de hırsız da olsalar bunlardan daha iyi olduklarını düşünerek o adamlara rahmet okumaya başlamış insanlar.

çok sevdim ben bu sözü. yaşar kemal'in ağacın çürüğü kitabında bahsettiği bir sözü okumuştum yıllar önce. zulmün artsın yazmıştı büyük usta. ben de kullanmaya başladım sonra.

şimdi de rahmet kefen çalana sözünü katmış oldum kendime. kullanırım bundan böyle. aslında tam da zamanı rahmet kefen çalana demenin.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"rahmet kefen çalana" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim