ramazan davulculuğunun kaldırılması gerektiği gerçeği

alacaklı gibi kapı çalmaları ve gecenin bir yarısı bölünen uyku sebepleri baş gösterir sebeplerdendir. oruç tutan var tutmayan var. oruç tutmak isteyen kişi telefonunun alarmını kurar, uyanır ve yapar sahurunu. her gece tan tan tan...

sigara diye ot içirilen ve sabaha kadar tarlada davul çalan davulcu konuyu neticelendirmiş, başka bir boyuta taşımıştırburadan

davulcuya uyanan kaç kişi var zaten? çoğumuz alarm kuruyor ya da uyanık kalıyor

davulcu işin tadı, adetimiz gibi bir şey. tek sorun işte tutan var tutmayan var fakat ben olaya dediğim gibi adetimiz gibi bakıyorum.

alnı olsa öpeceğim dediğim başlıktır. 21. yüzyıldayız her oruç tutmak isteyen insan evladının saati var, alarmı var ki artık insanların çoğu sahur yerine yiyip yatmayı iş ve sosyal hayatı için daha çok tercih ediyor.(görüşüm bu) gecenin bir yarısı sanki ülkede yaşayan herkes müslüman olmak dahası oruç tutmak zorundaymış gibi iğrenç bir şekilde davulla rahatsız ediliyor.

ve daha da kötüsü sabahın körü gecenin bir vakti demeden önüne gelenin kapısını çalıp rahatsızlıktan başka bir şey vermedikleri insanlardan para isteyip vermeyince bir ton laf ediyorlar. bu ülkede insanların (sosyal) hayatlarına saygı diye bir şey yok. gerçekten yok. acilen kalkması gerekiyor bu saçma şeyin.

duymak istemiyorsan kulağını kapat. ben de düğünlerde çalan müzikten rahatsız oluyorum ama gidipte düğünler yasaklansın demiyorum.

bu bayram kafama dank eden ve içimi huzurla kaplayan olgu pandemi sürecinde "ramazanda davul çalmanın" da yasaklanması oldu. bu yasakçı zihniyetin en sonunda bana bir faydası dokundu. çok komik sdsfslsdf
yaa gerçekten pandemi sayesinde davulcu tacizine uğramadan kesintisiz uyudum.

beni takip eden bazı yazarlar "ramazan davulculuğu" uygulamasını savunmak için gereksiz bir agresyon göstermişler. ramazan davulu uygulamasının yasaklanması güzel bir başlangıç oldu. lütfen en kısa zamanda gürültülü sokak düğünlerini, trafikte gereksiz yere korna kullanımını, pazarda bağıran tezgahtarı, çirkin sesiyle ezan okumaya çalışan müezzinleri ve dahi ezan okunmasını da yasaklasınlar. ben de bu "yasakçı" zihniyetime uygun olarak bu uygulamayı savunan takipçilerimi engelliyorum. insan biraz ilkeli olmalı, değil mi?

ben kimsenin dinine göre yaşamak zorunda değilim.
sokaklarda duymak istediğim tek ses kuş cıvıltılarıdır.

kuş dediysek martı, karga filan değil. bu hayvanlar da çöp yiyorlar.
ben çöple beslenen bir sokak hayvanı görünce üzülüyorum. biz niye birleşik amerika, güney kore, birleşik krallık, almanya, hong kong, taiwan gibi sokak hayvanları konusunda "hassas" değiliz. sokak hayvanları toplatılsın, kısırlaştırılsın; bakımı ve sorumluluğu yasal mevzuata dayansın. çok mu kötü bişey bu. sokak hayvanları hassasiyeti kulvarında bir seviye üstümüz hindistan yani.

sokak hayvanları için de "ama onların yaşama hakkı var" diyenleri türkiye'de siyasi türban krizi başlığına davet ediyorum. insanların "istediğini giyme" özgürlüğünü savunduğunuz için cemaat yapılanması darbe yaptı bu ülkede. hayvan hakları savunucuları da darbe yapsa şaşırmam yani.

evet, benim de "istediğim yerde yaşama" özgürlüğüm var. ancak bu ülkede ezan okunmayan tek mahalle adana'daki incirlik üssü herhalde.

0: yani ramazanda davul çalınmadı diye orucunu kaçıran oldu mu? olduysa da fitresini veya fidyesini öder. islamda siz cennete girin diye her yol vardır. sorunca ezberden "biz sunniyiz" demeyi biliyorsunuz. kütüb-i sitte nedir bilmiyor da, ama sorsan sünni müslüman.

1: yani ramazanda davul çalınmadığı için gece herkes huzurla uyudu mu? evet ben uyudum. komşumun bebeği de uyudu. covid servisinde nöbet tutan sağlık personelleri ve emekçilerimiz de gece davul sesiyle taciz edilmeyen uyudular.

sen, gece yemek yeme saatini bize niye dayatıyorsun. bazı insan günde 5 öğün yer bazısı 1 öğün yer. bize ne senin sahurundan.

"bizim dinimiz hoşgörü dini" diyorsunuz sabah patlak hoparlörden ezanı bağırıyorsunuz; haydi namaza! haydi namaza! allah büyüktür, allah büyüktür! haydi namaza! ezanı türkçe dinleseniz şunu anlayacaksınız zaten; sadece ilkel bir alarm-hatırlatma aplikasyonu, hepsi bu.

bu sistemde birinin özgürlüğü başkasının esareti, muhalif değilseniz tarafsınızdır.

bayram sabahı gelmişler davul zurna çalıyorlar. sinirlerim bozuldu. bayramda mutlu kalkmak yerine sinirli kalktım bu nedir be?

oturduğum mahalledeki büyük bir sokak köpeği sorunu var. çeteler halinde geceleri terör estiriyorlar. herkese saldırıyorlar. şikayet etmediğimiz yer kalmadı.

ancak bu olayın tek yararlı yanı da bu ramazanda ortaya çıktı.

ramazanın başlarında, 10 tanesi bu davulcu denen pez....gi önlerine katıp aşağı mahalleye kadar kovaladıktan sonra kendisi bir daha gelmedi.

biz de rahat ettik. içimizin yağları eridi.

1 ay boyunca her gece uykunuzu bölen bu geleneğin kaldırılması gerekiyor. ayrıca zoraki bahşiş almaları da cabası. kapınızı açmadığınız zaman defalarca çalarlar. evde olmasanız kapıyı kırıp eve girecekler neredeyse.

gelenek diye devam etmesini isteyenler var. malezya da taoistler atesin ustune yuruyor , bende butun semti yakip ates ustunde yurusem gelenek desem ne derler acaba. uyanmak isteyen alarmini kursun uyansin iste sacma gurultu yuzunden biz uyanmayalim.

yılda en fazla 30 gün olan durum hakkındaki talep.

katılmıyorum. gelenektir. korunması gerekir.

vodkayı limonlu içen bağdat stylelere bak hele, boğazı da kumla doldurak mı? karşıya daha rahat geçersiniz kuzum.

cidden sinir bozucu bir gelenek. bir gün oldschool bir plan yapıp bahşiş verme bahanesi ile pencerenin altına çağıracağım ve siyah kazanda kaynattığım kızgın yağı boca edeceğim üstüne.

yok, insanlara rahatsızlık vermeliyiz bence bazıları hak ediyür.

bugün iftarı açarken, bu davulcuları savcılığa şikayet etsem memleketi bu dertten kurtarabilir miyim acaba diye aklımdan geçmişti. kesinlikle her kelimesine katıldığım başlık. bu başlığı açan parmakların dert görmesin.

haklı başlık. tamamen boş bir eylem. tutan tutuyor, tutmayanı o saatte uyandırmanın anlamı yok.