razıyım

eğer efkarlı iseniz erkin koray'ın rakıya en çok yakışan şarkısıdır. allah belanızı versin kültürsüzler, cahiller, püüü reziller. bunun da başlığını açmamışsınız.

erkin koray'ın ve türkçe rok müziğin rakıyla en iyi giden 3-5 şarkısından biridir bu. bi ara galiba öyle bir geçer zaman ki dizisinde falan çalmıştı ama babam sağolsun; yaşım şarkının ilk çıktığı yıllara yetişmese de diziden önce tanışmış idim şarkıyla. ben 8-9 sene önce bu şarkıyı dinleyip, sözlerinde sürreal anlamlar arayıp, deli gibi aşk acısı çekiyodum yea lan. benim bu yaşanmışlığımın üzerinden geçmiş on sene. şarkı çıkalı olmuş neredeyse 30 sene. ne ben 8-9 sene öncesindeyim, ne de o aşk acısı çektiğim kişi o zamanlarda. zzaman makinesi gibi şarkı inanır mısınız be.

sözleri şu şekildedir;

bir erkin koray şarkısı. az önce keşfime mazhar oldu.*

şarkının girişinde erkin koray'ın sesi, cem karaca'ya benziyor*.

sümer kutsal evlilik törenine, inanna&dumuzi ikilisine, birazcık tasavvufa, birazcık leyla ile mecnuna, birazcuk simurg'a göndermeler bulunan şarkı. en azından ben öyle yorumluyorum. bundan da zevk alıyorum. anadolu'da var olan efsanelerin, aşk hikayelerinin, kavuşamama temalı efsanelerin bir bütünü bu şarkı. bence. bence öyle. bu aşağıda yazdıklarım tamamen benim teori ve fantezilerim.


simurg efsanesine gönderme. kuşlar yola çıkarlar, kuşlar padişahı efsanevi simurg'u bulmak için. yani tanrıtı bulmak için. mantıküt tayr'da anlatılan bir hikaye bu. sallıyorum şu an; yola çıkar yüzlerce kuş, bir çoğu yolda ölür ya da geri döner en son geriye kalır otuz tane kuş. onlar da simurgun huzuruna çıkınca bir ayna görür. yola çıkan bunca kuş 7 tane vadide elenir telef olur ya da geri döner. bu yedi vadi; talep, aşk, marifet, istiğna (ihtiyaçsızlık), tevhid, hayret, son olarak da fakr ve fena. bu yolu aşmak zordur, meşakkatlidir. sadece islam mitolojisinde değil, daha eski sümerde falan da bulunur bu 7 meşakkatli yolculuk miti.

neyse, sonra şunu der erkin koray;

yaz vurgusu önemli. ekinlerin biçildiği, toprağın ölüme yaklaştığı hatta öldüğü, kışın habercisi yaz ayında ölür, vurulur yeni baştan arkadaş. aynı temmuz'un öldüğü ay ve dönem gibi. temmuz bir sümer efsanesine göre inanna yer altına gidip geri döndüğünde yerine birini koyamayınca ölür. bir rivayete göre de bi nehir kıyısında bir yaban domuzu tarafından öldürülür. iki rivayette de yazın kavurucu sıcağı, hasat, hayvanların doğumu ve sonrasında gelen kış simgelenir. ilkbaharda ise temmuz yeniden doğup, ya da yer yüzüne çıkıp inanna ile sevişir ve doğa yeniden canlanır. bunun olması için krallar ve kutsal rahibeler bu olayı ilkbahar başlangıcında birebir canlandırır, sevişir falan.

neyse geçelim diğer satırlaraa;


burda yolun inat edip çıkmaması düze, gecenin gündüze kavuşamaması vardır ki; bunu daha önce başka başlıklarda anlattım.
#262001
#17700

leyla gece, leyli, geceye ait demektir asla kavuşamaz gündüze. sümer'de ilkbaharda kavuşan aşıklar islam ve başka dinlerin etkisi ile kavuşamaz asla. bu bağlamda gönül tekin'in fatih altaylı ve tarihin arka odası yayınlarını izlemenizde, gönül tekin'in kitaplarını okumanızda fayda vardır. simurg'un kanadı mutlaka okunması gereken ağır bir eser.


bu da yine kirpikten, kaştan, dünyevi olandan ziyade uhrevi yüze olana okey denilen bir ruh halini, görüşü anlatır. gayet tasavvufi bir yaklaşımdır. tasavvuf dediğiniz de sizin anladığınız gibi bi en-el hak, vahdet-i vücut falan değil. bildiğin yahudi, sümer, akad mitolojisinin yeniden yorumlanmasından ibarettir. o yüzden bu şarkı bambaşka bi yerdedir benim açımdan.