1.
formula 1 tarihinin en çok hakkı yenen pilotlarından birisidir. takım kararları sebebiyle her daim micheal schumacher'in arkasında bırakılmıştır. oysa ciddi anlamda pilotajı olsun, tecrübesi olsun muazzam bir pilottu. özellikle ikinci sırada götürdüğü yarışlarda her daim telsizden yavaşlaması yönünde emir gelirdi. tabi bu sırada burnundan kıl aldırmayan micheal bey hızlanır ve birinci sıradaki yerini perçinlerdi. rubens abimiz ise ustalığı ile rakipleri arkada tutarak, tur farklarının artmasına olanak tanırdı. ama bu olayın daha da dramatik olan boyutu rubens abimizin birinci sıraya çıkmasıyla yaşanırdı; abimiz uçar giderken kenardan yine bir emir gelir ve kendisi yavaşlayarak arkasındaki micheal bey'in kendisini geçmesine izin vermek zorunda kalırdı. şahsen bu olay beni delirtirdi. tamam biliyoruz, takım kararları, pilot rolleri falan ama diğer takımlarda bunlar daha esnek uygulanıyordu. ferrari ise o dönemlerde bildiğiniz tiranlıktı. her şey micheal'e göre ve onun istediği şekilde olurdu.
iki numara olmanın hakkını efendiliğini bozmayarak her daim sonuna kadar vermiştir rubens abi. ama beni en çok delirten şey 2002 avusturya grandprix'inde, rubens abi herkese tur bindirmişken kendisine verilen emirdir. adam güle oynaya birinciliğe yürürken, damalı bayrak abimizin önünde secde edecekken, son düzlükte yine micheal beye yavaşlayarak yol vermek zorunda bırakılmıştır ki, o gün bence formula 1 tarihi açısından kara bir gündür. bu olay sonrası sinirden az kalsın televizyon ekranına giriyordum, o derece derinden yaralamıştır bu olay beni. *
eze eze kazanabileceği yarışları takım kararları sebebi ile kaybetmiş bu abimizin intikamı alınmalıydı. bu durumlar benim içime ziyadesiyle dert olmuştu. o günlerin yüksek teknolojisi (!) ile yaratılmış playstation'da micheal'in biletini kesecektim. oyunda resmen terör estirdim. her pistte itina ile micheal'ın gadasından makas almak suretiyle kendisine nanik yaptım. bu vesile ile biraz içim soğudu. rubens abimin itibarını iade etmiştim. tamam, onun bundan haberi yoktu ama benim yaralarıma bu pansuman iyi gelmişti.
rubens abimiz ne kadar yetenekli bir pilot olduğunu cümle aleme 2002 ingiltere gp'de göstermiştir zaten. 21. cepten start aldığı yarışta tabiri caizse pilot nasıl olunur bunun dersini vermiştir. hızla ön sıralara ilerleyerek, yarışı 2. sırada bitirmiştir ki, o yarış muazzam bir yarıştır. oturup tekrar tekrar izlenesidir. 18. sırada başladığı bir yarışı da birinci sırada bitirerek cümle aleme mesajların en güzelini vermiştir. rubens abimizin bahtsızlığına dair en güzel örnek ise kendi memleketi brezilyada katıldığı yarışları tamamlayamaması olmuştur. micheal ve takım lanetinin üzerine bu da eklenince rubens abimiz için içimizde kopan fırtınalar daha da bir şiddetli hale gelmiştir. bakın o dönem mclaren mercedes'de mika hakkinen ve david coulthard birlikteliği de vardı. adamlar takım kararlarını çok takmıyor ve esnetiyorlardı. bazen diyorum ki, keşke rubens abi, kimi ile aynı takımda olsaydı. belki bu kadar çile çekmezdi. neyse efendim işte öyle. güzel adamdır rubens abi. şu gülüşleri senden alanların burnundan fitil fitil gelsin emi! yanlış anlaşılmasın, takım patronlarını kast ediyorum. michealin başına gelenlerle alakam yoktur. bu şerhi koyayım da sonra başımız ağrımasın.
iki numara olmanın hakkını efendiliğini bozmayarak her daim sonuna kadar vermiştir rubens abi. ama beni en çok delirten şey 2002 avusturya grandprix'inde, rubens abi herkese tur bindirmişken kendisine verilen emirdir. adam güle oynaya birinciliğe yürürken, damalı bayrak abimizin önünde secde edecekken, son düzlükte yine micheal beye yavaşlayarak yol vermek zorunda bırakılmıştır ki, o gün bence formula 1 tarihi açısından kara bir gündür. bu olay sonrası sinirden az kalsın televizyon ekranına giriyordum, o derece derinden yaralamıştır bu olay beni. *
eze eze kazanabileceği yarışları takım kararları sebebi ile kaybetmiş bu abimizin intikamı alınmalıydı. bu durumlar benim içime ziyadesiyle dert olmuştu. o günlerin yüksek teknolojisi (!) ile yaratılmış playstation'da micheal'in biletini kesecektim. oyunda resmen terör estirdim. her pistte itina ile micheal'ın gadasından makas almak suretiyle kendisine nanik yaptım. bu vesile ile biraz içim soğudu. rubens abimin itibarını iade etmiştim. tamam, onun bundan haberi yoktu ama benim yaralarıma bu pansuman iyi gelmişti.
rubens abimiz ne kadar yetenekli bir pilot olduğunu cümle aleme 2002 ingiltere gp'de göstermiştir zaten. 21. cepten start aldığı yarışta tabiri caizse pilot nasıl olunur bunun dersini vermiştir. hızla ön sıralara ilerleyerek, yarışı 2. sırada bitirmiştir ki, o yarış muazzam bir yarıştır. oturup tekrar tekrar izlenesidir. 18. sırada başladığı bir yarışı da birinci sırada bitirerek cümle aleme mesajların en güzelini vermiştir. rubens abimizin bahtsızlığına dair en güzel örnek ise kendi memleketi brezilyada katıldığı yarışları tamamlayamaması olmuştur. micheal ve takım lanetinin üzerine bu da eklenince rubens abimiz için içimizde kopan fırtınalar daha da bir şiddetli hale gelmiştir. bakın o dönem mclaren mercedes'de mika hakkinen ve david coulthard birlikteliği de vardı. adamlar takım kararlarını çok takmıyor ve esnetiyorlardı. bazen diyorum ki, keşke rubens abi, kimi ile aynı takımda olsaydı. belki bu kadar çile çekmezdi. neyse efendim işte öyle. güzel adamdır rubens abi. şu gülüşleri senden alanların burnundan fitil fitil gelsin emi! yanlış anlaşılmasın, takım patronlarını kast ediyorum. michealin başına gelenlerle alakam yoktur. bu şerhi koyayım da sonra başımız ağrımasın.
devamını gör...
2.
sempatik ve yetenekli 2.pilottu kendisi. çok severdim.çok hakkı yendi.
devamını gör...
3.
formula 1'in süleyman turan'ıydı resmen. her zaman 2.adam olmak zorundaydı.
devamını gör...