1.
2-3 gün önce yaşadığım rüya, baya garipti. en son komutanla arabada uyuyakalıp saldırıya uğramıştık, sonra arabadan çıkıp ateş ederken bizim ekip falan geldi. sonra füze vs geliyordu ben orada aha öleceğim şimdi falan diye içimden geçirirken uyandım. birde ölmekten öte o bombanın/füzenin sıcaklığı nasıl yakacak diye onu düşünüyordum, muhtemelen sıcak bastı havadaki nemden. oda rüyama yansıdı. askerlikle alakalı bir mevzuya bakmıştım birde internetten ondan aklımda kalmış.
devamını gör...
2.
daha önce yaşadığım durum. çok heyecanlı oluyor bu tarz rüyalar. gizemi nedir ne değildir bilmiyorum ama hoşuma gidiyor.
devamını gör...
3.
bazen goruyorum oyle de genelde asker safinda degilim.
devamını gör...
4.
askerliğimin ilk üç ayında ben.
türkiye'nin en büyük medya şirketlerinin biriden ayrılıp, türkiye'nin en çok baskın yiyen sınır karakoluna gitmiştim. yol yok, su yok, elektrik yok, telefon yok, dağın başı...
rüyalarımda, kah platoon'daki elyasa gibi helikoptere yetişemiyor, kah baskında kahramanlıklar gösteriyor, uyanır uyanmaz rüyalarını unutan ben gün boyu rüyalarımın anlamsız sıkıcı etkisinde kalıyordum.
yolların kardan kapalı olması nedeni ile skorsky ile gönderilen tedariklerin içinde, madalina kasalarının altına serilen bilim teknik dergisinin sayfalarındaki rüyalar ve jung ile ilgili 3-4 sayfalık bir makale buldum. sonrasında yastığımın altına koyduğum not defterine aldığım rüya notları ile çok kısa sürede bu psikozu atlattım. bundan sonra nöbette hiç gözümü kırpmadım ama bir daha da böyle rüyalar görmedim.
gördüğüm rüyaların en ilginçlerinden birinde gözlerimi hastanede yatağınının başucunda annem ve babamı ağlar buluduydum. üzerimdeki pikeyi çekince sol ayağımın bilekten kesildiğini gördüğümde bağırıp çağırıp ağlayarak kesilen ayağımın getirilmesini istiyorum. kanlar içinde getirlen ayağımı tutup plastik şişeyi tepeye diker dikip kanlarını lıkır lıkır içmiş ve nihayetinde gözlerimden süzülen yaşlar ile uyanmıştım. ölmek değil sakat kalmak, anne babamı bu halimle üzmek korkutuyordu beni...
aktütün 2002
ps: askerlik, cordarone ve kelenderis'in daşşah geçmeyi sevdiği mevzular.
türkiye'nin en büyük medya şirketlerinin biriden ayrılıp, türkiye'nin en çok baskın yiyen sınır karakoluna gitmiştim. yol yok, su yok, elektrik yok, telefon yok, dağın başı...
rüyalarımda, kah platoon'daki elyasa gibi helikoptere yetişemiyor, kah baskında kahramanlıklar gösteriyor, uyanır uyanmaz rüyalarını unutan ben gün boyu rüyalarımın anlamsız sıkıcı etkisinde kalıyordum.
yolların kardan kapalı olması nedeni ile skorsky ile gönderilen tedariklerin içinde, madalina kasalarının altına serilen bilim teknik dergisinin sayfalarındaki rüyalar ve jung ile ilgili 3-4 sayfalık bir makale buldum. sonrasında yastığımın altına koyduğum not defterine aldığım rüya notları ile çok kısa sürede bu psikozu atlattım. bundan sonra nöbette hiç gözümü kırpmadım ama bir daha da böyle rüyalar görmedim.
gördüğüm rüyaların en ilginçlerinden birinde gözlerimi hastanede yatağınının başucunda annem ve babamı ağlar buluduydum. üzerimdeki pikeyi çekince sol ayağımın bilekten kesildiğini gördüğümde bağırıp çağırıp ağlayarak kesilen ayağımın getirilmesini istiyorum. kanlar içinde getirlen ayağımı tutup plastik şişeyi tepeye diker dikip kanlarını lıkır lıkır içmiş ve nihayetinde gözlerimden süzülen yaşlar ile uyanmıştım. ölmek değil sakat kalmak, anne babamı bu halimle üzmek korkutuyordu beni...
aktütün 2002
ps: askerlik, cordarone ve kelenderis'in daşşah geçmeyi sevdiği mevzular.
devamını gör...
5.
6.
vietnam sendromuna yakalanan abd askerine benzer şekilde güneydoğu sendromuna yakalanan, askerliği ohal bölgesinde geçmiş olan, sıcak çatışmalara giren ve bunun ağır travması ve izlerini taşıyan gazilerin sıklıkla gördüğü rüya.
devamını gör...
7.
devamını gör...