küçük küçük ısırıklar almaya çalışıyosun. ağzında çevirdikçe çeviriyorsun ama bir türlü yutma kasların harekete geçmiyor. annen gofretin yarısını yemiş, sende ye diye gözünün içine bakmaya başladı bile.bu sarı 10 cm kalınlığındaki gofretin yerine eti hoşbeş olsa keşke diye düşünüyor kesin. ama nafile ayıp olmasın diye yenmek zorunda o gofret.

bir daha niyetleniyorsun o gofreti ısırmaya ama nafile. bi an gözün babana kayıyor. o gofreti çoktan yemiş. hatta dudağının kenarında ufak kırıntılar bile mevcut. utanıyorsun o halinden. bu adam niye böyle, annem niye bu adamla evlenmiş, anlamıyorsun. daha önce 58 kere düşünüp anlayamadığın gibi.

acaba diyorsun kendi kendine, babama uzatsam benim gofretide yer mi?

ayıp olur ev sahibine diyip vazgeçiyorsun. iyice ateş basıyor. artık muhabbetin gidişatını kaçıralı çok oldu. muhabbete odaklanamıyorsun. bulunduğun ortamdan başka bir ortama çoktan transit bir geçiş yaptın bile. bulunduğun yer artık sobadan duvarları kararmış, heryerin yeni silindiği ama eşyalar eski olduğu için kirli gözüken oda değil. muz dağlarıyla çevrili, gölleri denizleri muz kokan bir gezegen sanki.

son bir gayretle tekrar gofreti yemeyi düşünüyorsun. babanı taklit etmeye, şu dünya üzerinde üretilmiş en kötü gofreti iştahla yerken içinde bulunduğu duygu akışına ulaşmaya çalışıyorsun ama nafile sanırım pes edeceksin.

bu arada az önce üst kata merdivenden çıkan o şey muscardinus avellanarius yani bir fındık faresi. zararsız merak etme.baya bi korkak hayvanlardır onlar. ya evin kedisi yok ya da kediyi fazla besledikleri için hayvan tembelleşmiş. yoksa köy evinde fare bulunmaz.

ehıı aklına liseden özge geldi dimi. ne güzel kızdı. kumral, cıvıl cıvıl harika bişeydi. cepboy özge derlerdi. minyon ve sevimli. koy cebine gezdir. sevgilisi olduğu için 7 çıkma teklifinide reddetmişti ama olsun. kalede kaleci var diye gol atmaktan vazgeçecek değilsin ya. şuan burda olsaydı sana baya bi gülerdi. gofreti nasıl yiyeceğini düşünürken bide ona rezil olmanın utancını yaşardın.

gofret elinde iyice yumuşamaya başladı bu arada. geçen her saniye biraz daha yemesi zorlaşıyor. o muz kokusu ter kokunla bütünleşmeye başladı. sanırım seneye gerçekleşecek ziyaret için iyi bir yalan uydurman gerekecek.konu döndü dolaştı sana geldi. okulundan, iş güç sahibi olmandan ve manitanın olup olmadığından bahsediliyor. üst üste 3 defa "evet inşallah hayırlısı bakalım" demen gerekecek.

işte o an. o kutlu ve mutluluk yoluna açılan zengin kalkışı. bir daha bekleriz diyorlar ama senin bir daha geleceğini zannetmiyorum. en azından kafana silah dayamadıkları sürece.

kapıda ayakkabılarını bağlarken babanın muhabbeti uzatmasına sinirleniyorsun. gözün üst katın merdivenlerinden sarkmış sizin gidişinizi izleyen uzaktan akraban sevilay'a takılıyor. küçükken bir keresinde beraber tavuk kovalarken, yumurtaları kırmıştınız. şuan rahmetli olan ve 80 yaşındaki teyzenin kocası tarafından azar işitmiştiniz. ne kadar güzelleşmiş dimi. ufakken de sarışın, mavi gözlü bişeydi zaten. özge aklına geldi tekrar, keşke sevilay'a 7 kere çıkma teklifi etseydim diyosun içinden.

yaklaşık 15 dakika sonra annen sevilay'ın manitasının olduğunu, çocuğun zengin ve yakında askere gideceğini söyleyecek. ama olsun şuan bir önemi yok.

gofret, sahi gofreti nereye koydun? elindeydi en son.
devamını gör...
küçükken köylere araba gelirdi ve bu gofretleri satarlardı kuzenimle koşa koşa gider bir kutu alırdık onlardan bulamıyorum ne yazık ki çok güzel günlerdi.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sadece köyde bulunan muzlu gofret" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim