sadece müteahhitler mi suçlu sorusu

depremin ardından gözler ilk olarak müteahhitlere çevrildi, fakat bilinen bir gerçek var o da şu ki, müteahhitler bu evleri tek başlarına yapmıyorlar. özelikle yerel yönetimlerin inşaatları her aşamada denetleyip onay verdiği biliniyor, daha büyük projelerde ise çevre ve şehircilik bakanlığı devreye giriyor. kamuoyu bu soruşturmaların müteahhitlerle sınırlı mı kalacak yoksa kapsamı genişleyecek mi merak ediyor. müteahhitler 99 depremi gibi günah keçisi mi olacak? bu soruşturmalar gaz alma operasyonu ise, aynı kısır döngüye girmiş oluruz.

bu adamlar sonuçta bir yerden izin alıyor. herkes için adalet

yapı denetimden hariç olarak, bina ve dairelerin denetimlerini sigorta şirketleri yapmalı; bu kadar kesin ve net.

felaket anlarında günah keçisi aramak bizim gibi toplumların olmazsa olmazıdır. tüm meslek grupları toplumun içinden çıkar. bu müteahhitler de bizim eserimiz. bu canavarları biz yarattık. buna imkân sağladık. teşvik ettik. suçlu hepimiziz.

inşaat yönetmeliğine göre belediye imar ve çevre bakanlığının onayları olmadan bir inşaatta bir aşamadan diğer aşamaya geçemezsin. temel açmak için ruhsat, beton dökmek için onay demir bağlamak için denetim olmadan iş yapamazsın. yapı ruhsatı ve iskan verilmiş her binanın tek sorumlusu denetim yapan onay veren mercilerdir.

3 tane müteahhiti içeri atarak kimse bu suçtan yırtamaz. adil mahkemeler müteahhitleri suçlu bulamaz. çünkü müteahhit onaysız çivi bile çakamaz.

akape suçlu.

en yetkilisinden en yetkisizine kadar hepsi... işini düzgün yapmayan herkes... hepsi adil şekilde yargılansın. suçu sadece birilerinin üzerine bırakmadan.

asıl suçlular buradaydı. veri ve belgelerle. ne yapıldı peki?
(bkz: yapı denetim ve yapı malzeme şube müdürlüğü)

suçlu sıralamasında daha az suçlu olan grup bence. dur dur hemen gaza gelme. müteahhitler suçsuzdur demiyorum. ama belediye kaçak göçek yapılara izin veriyor(düzgünleri tenzih ederim), yapı denetim firmaları(düzgünleri tenzih ederim) oturduğu yerden lap lap evrakları imzalayıp denetlemiyor. millet olarak çakal milletiz. nerden çıkar bulsak sıvışırız.

zamanında çok yakın bir tanıdığım bir inşaata başladı zoraki. yan yana iki bina temeller atıldı, iskeleti çıktı. o sıra yoldan geçen bir araç, iki binanın da su borusunun üzerinden geçmiş. yan binanın borusu anında patlamış, bunun ki yaylanıp esneyip kendine gelmiş. diğer binanın müteahhidine sormuş niye kaliteli almadın bak kırıldı hemen. adam "parayı nerden kazanacaz her şeyi düzgün yaparsak" demiş. arkadaş diyor ki en iyisiyle en kötüsü arasında bina başına 10binlira oynar değer mi bunun için hak yemeye...

tamam müteahhitler tutuklansın hesap sorulsun.
deprem bölgesinde yıkılan binaların mühendisleri, mimarları da var değil mi?
"vicdansız müteahhit" demirden, betondan çalarken inşaatın mühendisi neredeydi.
dahası, bugün yerle bir olan binalara belediyelerin verdikleri izinlerde ki, ruhsatlardaki "bilimsel ve teknik" onaylar kime ait?
o imzaları kimler atıyor? hesap yarım kalmasın, hepsinden hesap sorulsun. #2420658

en alttakinden tut en üsttekine kadar bu yapıları onaylayan, yapan kim varsa hepsi suçludur.

değil efendim.
tenasül uzvu ile testisleri birbirine denk, tuzu kuru yapı denetim firmaları da bu suça ortak.
bu yapılar için para yiyip yediren diğer herkes de bu suça ortaktır.

hepimiz suçluyuz. onlar günah keçisi. bastakileri seçerken biz , sağlamligindan ziyade görüntüsüne önem verip alan biz, ucuz olsun diye sağlam mı diye düşünmeden kiralayan biz, neden niye demeden hesap sormadan şikayet etmeden göz yuman sessiz kalan hepimiz suçluyuz.

sistemin tümü suçlu olabilir. müteahhitler de bu sistemin bir parçası olduğu için onların da suçlu olanları vardır muhakkak. doğru bir sistemde müteahhiti depremden sonra değil önce tutuklarsın.

zemin raporları, imar planları, yapı denetimleri gibi işin her kademesinin baştan sona ele alınması gerekiyor. imar şöleni, tapu şöleni, imar barışı gibi konularınsa acil biçimde meclise getirilmesi gerekiyor. suçu müteahhite atıp kaçmak bu noktada yanıltıcı olabilir. belki de adam gerçekten her şeyi yönetmeliğe uygun yaptı. o zaman asıl sorun yönetmeliğin kendisidir.

amelesinden en üst düzey yetkilisine kadar herkesin sorumluluğudur ancak %100 denetim mümkün değildir. her kolonu, kirişi, etriyenin bağlanmasını denetlemek mümkün değildir. ancak ahlak ve vicdanla iş yapılırsa gerisi kaderdir. bu raddeye kadar emeği geçen herkes sorumludur.