1.
hüsnü arkan: neredeyse herkes onu müzisyenliğiyle tanır. avukatlık yapmasa da bir hukukçudur aynı zamanda. özellikle ezginin günlüğü grubunun solistliğiyle bilinir. oysa, sıkı bir şair ve iyi bir öykücüdür. halk şiirini, divan şiirini ve tanzimat edebiyatını gayet iyi okumuştur. nitekim şarkı sözlerinde bu çoklu okuma bilgisinin izlerini görmek mümkündür. ancak, müziğinden bile deri olan şiirleri, sizi bu coğrafyada ama bambaşka bir zamana götürür. bende üç şiir kitabı var. son dönemde tanımaktan mutlu olduğum ve çok sevdiğim şairler arasında yerini almıştır.
yaşam ve sanat öyküsüne gelince:
1958 yılında izmir’de doğdu. bergama lisesi'ni ve 9 eylül üniversitesi hukuk fakültesi'ni bitirdi. 1985'te yurtdışına çıktı. amsterdam'da, arkadaşlarıyla hezarfen adlı müzik grubunu kurup avrupa’nın birçok kentinde kendi şarkılarını seslendirdi. 1990'da ilk albümü bir yalnızlık ezgisi'ni çıkardı. 1993'te türkiye'ye döndü ve ezginin günlüğü'ne katıldı. grubun on bir albümüne şarkılar ve sesiyle katkıda bulundu. 2005 yılında destur adlı projeyle deli bu dünya albümünü çıkardı. 2010'da gruptan ayrıldı solo, yalnız değiliz ve kırık hava albümlerini hazırladı. ilk romanı ölü kelebeklerin dansı 1998 yılında yayımlandı. bu kitabı menekşeler atlar oburlar (2001), uzun bir yolculuğun bittiği yer (2005) hiçe doğru (şiir, 2005), uyku (2008), mino'nun siyah gülü (2011) izledi. 2014 te yayımlanan hırsız ve burjuva adlı romanıyla 44. orhan kemal roman armağan’ını kazandı. aynı yıl son şiir kitabı naş ve 2 yıl sonra öykü kitabı gülhisarlı terziler yayımlandı.
eyüb
benim yüzüm aynanızdan kaçıyor, ben eski eyüb
aralık kapısından erkek çocukluğumun
küstüğüm sofralardan, sığdığım leğenlerden
sorulu bir peygambere
derim ki muhabbet masasına iş getirmeyin
buğday getirmeyin bu değirmene, rüzgâra dik bakış getirin
bir beşiğin doğrultusu var mıdır?
haksız bir allah'a karşı tasarlanmış; ben eski eyüb
temiz bir evliyaya insan kapanabilir
yanılmış adamlara bir de ölü kitaplara
ezilir batınca içine endülüs'lü bir köpek, bir karşılaşma;
yüzyıllar sonra yüzyüze
gaudi onun down sendromlu eniğidir
değirmenci, bir sarmaşık boşluğa sarılabilir mi?
sarılabilir
belki bu yüzden kanadı mendil.
1910
söğütlü bir evliya adam boğmaktan geliyor
borsasında topatanlar, patlıcanlar, hıyarlar
aşabilirdi eşiğini memurin kabzımallığın
fakat heyhat, yüz yıl geçti, aşamıyor
kamburunda bir ölüymüş zaman
kalabalıklara karışmış burnunda cerideler
ne mümkünler doğrultuyor marangozhanesinde
devşirilmiş bir iktisat marifetiyle
o vakitler başkentlerde civan-ı türkî
kadavrasına eğilmiştir yakın doğu'nun
bazen bir yangın basar yüreklerini; taşra
bazen bir imparatorlukmuş gibi gelirdi
harcıraha satın aldı abdülhamit cümlesini
her biri yerli şövalyelerdi
yok mudur sadaret afakından azade kalan?
efendisiz, tığ-ı teber birkaç vale yok mudur?
"sadr-ı meyhane umur yeri değildir," yoktur
lakin taşrasında bazen umut bulunur.
menzilsiz
bir kadın sizi yok sayar
bir adam celâllenir
o evlere varmayın
koklamaktan usananlar
çarşaflar daima temiz
o evlere varmayın
kitaplar sorular bitti mi?
masa örtüsü lekesiz
o evlere varmayın
gençken düşünen kadınlar
aynı güne hapsoldunuz; pazar
o evlere varmayın
sabahın yelesi kirli
akşamın sağrısı yüklü
vurun bu atı vurun
o evlere varmayın.
hüsnü arkan
yaşam ve sanat öyküsüne gelince:
1958 yılında izmir’de doğdu. bergama lisesi'ni ve 9 eylül üniversitesi hukuk fakültesi'ni bitirdi. 1985'te yurtdışına çıktı. amsterdam'da, arkadaşlarıyla hezarfen adlı müzik grubunu kurup avrupa’nın birçok kentinde kendi şarkılarını seslendirdi. 1990'da ilk albümü bir yalnızlık ezgisi'ni çıkardı. 1993'te türkiye'ye döndü ve ezginin günlüğü'ne katıldı. grubun on bir albümüne şarkılar ve sesiyle katkıda bulundu. 2005 yılında destur adlı projeyle deli bu dünya albümünü çıkardı. 2010'da gruptan ayrıldı solo, yalnız değiliz ve kırık hava albümlerini hazırladı. ilk romanı ölü kelebeklerin dansı 1998 yılında yayımlandı. bu kitabı menekşeler atlar oburlar (2001), uzun bir yolculuğun bittiği yer (2005) hiçe doğru (şiir, 2005), uyku (2008), mino'nun siyah gülü (2011) izledi. 2014 te yayımlanan hırsız ve burjuva adlı romanıyla 44. orhan kemal roman armağan’ını kazandı. aynı yıl son şiir kitabı naş ve 2 yıl sonra öykü kitabı gülhisarlı terziler yayımlandı.
eyüb
benim yüzüm aynanızdan kaçıyor, ben eski eyüb
aralık kapısından erkek çocukluğumun
küstüğüm sofralardan, sığdığım leğenlerden
sorulu bir peygambere
derim ki muhabbet masasına iş getirmeyin
buğday getirmeyin bu değirmene, rüzgâra dik bakış getirin
bir beşiğin doğrultusu var mıdır?
haksız bir allah'a karşı tasarlanmış; ben eski eyüb
temiz bir evliyaya insan kapanabilir
yanılmış adamlara bir de ölü kitaplara
ezilir batınca içine endülüs'lü bir köpek, bir karşılaşma;
yüzyıllar sonra yüzyüze
gaudi onun down sendromlu eniğidir
değirmenci, bir sarmaşık boşluğa sarılabilir mi?
sarılabilir
belki bu yüzden kanadı mendil.
1910
söğütlü bir evliya adam boğmaktan geliyor
borsasında topatanlar, patlıcanlar, hıyarlar
aşabilirdi eşiğini memurin kabzımallığın
fakat heyhat, yüz yıl geçti, aşamıyor
kamburunda bir ölüymüş zaman
kalabalıklara karışmış burnunda cerideler
ne mümkünler doğrultuyor marangozhanesinde
devşirilmiş bir iktisat marifetiyle
o vakitler başkentlerde civan-ı türkî
kadavrasına eğilmiştir yakın doğu'nun
bazen bir yangın basar yüreklerini; taşra
bazen bir imparatorlukmuş gibi gelirdi
harcıraha satın aldı abdülhamit cümlesini
her biri yerli şövalyelerdi
yok mudur sadaret afakından azade kalan?
efendisiz, tığ-ı teber birkaç vale yok mudur?
"sadr-ı meyhane umur yeri değildir," yoktur
lakin taşrasında bazen umut bulunur.
menzilsiz
bir kadın sizi yok sayar
bir adam celâllenir
o evlere varmayın
koklamaktan usananlar
çarşaflar daima temiz
o evlere varmayın
kitaplar sorular bitti mi?
masa örtüsü lekesiz
o evlere varmayın
gençken düşünen kadınlar
aynı güne hapsoldunuz; pazar
o evlere varmayın
sabahın yelesi kirli
akşamın sağrısı yüklü
vurun bu atı vurun
o evlere varmayın.
hüsnü arkan
devamını gör...
2.
hüsnü arkan'dır.
devamını gör...