sana ne deme cesareti

kendi sınırlarınızı çizme imkanı sunar. illa kabaca sana ne demek zorunda değiliz elbette. sana ne demenin binbir çeşit yolu vardır eminim.

genelde kibarca " açıkçası bunun sana düşmediğini düşünüyorum " diyorum

'bana ne deme umursamazlığı'ndan sonra gelir.

cesaretten çok bir gereklilik. insanların sınırlarını gösteren veya aşmasını engelleyen bir söylem. evet biraz kaba duruyor ama seviyorum. çünkü "lütfen bana karışmayın." ya da "yaptıklarım ya da tercihlerim size hitap etmek zorunda değil." derseniz sizi asla ciddiye almazlar. insanlıktan anlasalar size bu sözü söyletmezlerdi değil mi?.
lafla tam bir vuruş sergilemezseniz o lafı bir kişiye binlerce kez dersiniz. tahammül eşiğim yüksek derseniz de siz bilirsiniz. benim tahammül eşiğim baya düşük. o yüzden direkt "sana ne?" veya "burnunu yerinde tutsan daha çok faydasını görürsün." ya da "maydanozu insandan çok sebze hâliyle tercih ederim." gibi gibi...

sana ne? seni ilgilendirmez!, benim bedenim benim kararım diyerek günlük stresimi atıyorum.

bu ifadeden sonra kalbe, beyne vücuda bir ferahlık gelir.

bir cesaret örneği olmayan durum.

zaten öyle dümdüz sana ne demek de saçmadır gayet. eğer birilerini ilgilendirmeyen özerklikte işler yapmaya başlayacak olgunluktaysanız karşı tarafa onun bilmesi gerekmeyen şeyler yapabileceğinizi aktarabilirsiniz bir şekilde.

nezaket kazanacak.

ben öyle uygun gördüm de güzel bir seçenek