1.
isa’nın havarilerinden biri olan tiago’nun isminden türemiş bir isimdir. aziz tiago ( saint tiago) zamanla santiago’ya dönüşmüş ve çok yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. ağırlıklı olarak hispanik kültürde kendine yer bulan isim şehirlere, kasabalara, köylere, meydanlara ve benzerlerine ad olarak konulmuş; insanlar tarafından isim ya da soy isim olarak da kullanılmıştır.
peki biz bu isimlere başka nerede rastladık? acaba santiago umudun ve mücadelenin adı mı? yoksa uzun bir arayış sonunda insanın kendisini bulmasına verilen isim mi? edebiyat dünyasının eyüb’ü mü? peki neden islam kültüründe yakub’a denk gelir santiago? hangi merdiveni çıkmamız gerekecek hikayenin sonuna ermek için?
edebiyat aleminin en maçosu, av tüfeğine bile kafa tutabilecek kadar sert bir adam ve dev bir yazar olan ernest hemingway, hemingway lanetine yakalanmadan önce yaşlı adam ve deniz kitabını yazar. kitabın kahramanı kübalı bir balıkçıdır: santiago. tam kırk sekiz gündür balık tutamamış olan santiago tekrar balığa çıkar, belki de son bir kez. eski güzel günleri geri getirmek için. kırk sekiz günlük oruç sonrası her şeyi değiştirecek bir hac yolculuğu.
savaşan insandır santiago, sabırlı olandır, yakaladığı kocaman balığa kardeşim diyendir, işler yolunda gitmediğinde balıktan özür dileyendir santiago. santiago sabırla adımlana bir hac yolculuğunun kırık hikayesidir. ve dikkatli okursanız eğer kavganın balıkla ihtiyar adam arasında olmadığını görürsünüz. onlar denize karşı aynı tarafta saf tutmuştur.
bir de brezilyalı yazar paulo coelho’nun simyacı kitabı geldi aklımıza. her zaman en çok satanlar listesinden olan ve belki de bu yüzden önemini zaman içinde kaybeden bir kitap.
kitabın kahramanı akıllı, meraklı ve cesur bir çoban çocuktur: santiago. balıkçı adaşı gibi bir yolculuğa çıkar o da. hem fiziksel bir yolculuktur bu, hem de kendi iç dehlizlerinde kaybolmaya yönelik bir yolculuk. kendini bulmak için çıktığı hac ziyareti bir çembere dönüşünce hakikati görecektir çoban santiago.
peki şimdi santiago kimdir? eyüp’ün sabrı mı, yakub’un rüyası mı? arayışın ta kendisi mi?
peki biz bu isimlere başka nerede rastladık? acaba santiago umudun ve mücadelenin adı mı? yoksa uzun bir arayış sonunda insanın kendisini bulmasına verilen isim mi? edebiyat dünyasının eyüb’ü mü? peki neden islam kültüründe yakub’a denk gelir santiago? hangi merdiveni çıkmamız gerekecek hikayenin sonuna ermek için?
edebiyat aleminin en maçosu, av tüfeğine bile kafa tutabilecek kadar sert bir adam ve dev bir yazar olan ernest hemingway, hemingway lanetine yakalanmadan önce yaşlı adam ve deniz kitabını yazar. kitabın kahramanı kübalı bir balıkçıdır: santiago. tam kırk sekiz gündür balık tutamamış olan santiago tekrar balığa çıkar, belki de son bir kez. eski güzel günleri geri getirmek için. kırk sekiz günlük oruç sonrası her şeyi değiştirecek bir hac yolculuğu.
savaşan insandır santiago, sabırlı olandır, yakaladığı kocaman balığa kardeşim diyendir, işler yolunda gitmediğinde balıktan özür dileyendir santiago. santiago sabırla adımlana bir hac yolculuğunun kırık hikayesidir. ve dikkatli okursanız eğer kavganın balıkla ihtiyar adam arasında olmadığını görürsünüz. onlar denize karşı aynı tarafta saf tutmuştur.
bir de brezilyalı yazar paulo coelho’nun simyacı kitabı geldi aklımıza. her zaman en çok satanlar listesinden olan ve belki de bu yüzden önemini zaman içinde kaybeden bir kitap.
kitabın kahramanı akıllı, meraklı ve cesur bir çoban çocuktur: santiago. balıkçı adaşı gibi bir yolculuğa çıkar o da. hem fiziksel bir yolculuktur bu, hem de kendi iç dehlizlerinde kaybolmaya yönelik bir yolculuk. kendini bulmak için çıktığı hac ziyareti bir çembere dönüşünce hakikati görecektir çoban santiago.
peki şimdi santiago kimdir? eyüp’ün sabrı mı, yakub’un rüyası mı? arayışın ta kendisi mi?
devamını gör...
2.
öğütülmüş bademli bir galiçya keki/turtası. asıl adı torta de santiago (isp. tarta de santiago) iken kimse böyle demez, üşenir, sadece santiago der.
üzerine mutlaka pudra şekeri serpilir ve cruz de santiago (santiago'nun haçı) gölgesi verilir. bu gölgeyi vermeden istanbulda en güzel yapanı coffee sapiens idi ama kanyon şubesi yapmıyor artık (çünkü adamlar gayrettepede bir yerlerden süt reçeli alıp pumpkin latte yapıyordu, özel malzemelerle bu tatlıları falan yapıyordu ama artık tedarik edemiyorlar imiş). belki ana şube yapıyordur, denenebilir. *** buraya santiago fotoğrafı gelecek ***
üzerine mutlaka pudra şekeri serpilir ve cruz de santiago (santiago'nun haçı) gölgesi verilir. bu gölgeyi vermeden istanbulda en güzel yapanı coffee sapiens idi ama kanyon şubesi yapmıyor artık (çünkü adamlar gayrettepede bir yerlerden süt reçeli alıp pumpkin latte yapıyordu, özel malzemelerle bu tatlıları falan yapıyordu ama artık tedarik edemiyorlar imiş). belki ana şube yapıyordur, denenebilir. *** buraya santiago fotoğrafı gelecek ***
devamını gör...
3.
çok güzel şarkıları olan etnik müzikler yapmaya çalışan bir alman alternatif rock grubudur.
edit: santiano sandım pardon.
edit: santiano sandım pardon.
devamını gör...