1.
günümüz siyasileri.
devamını gör...
2.
fransızca; çok konuşan, sahtekar anlamına gelen "charlatan" kelimesinden dilimize katılmıştır.
devamını gör...
3.
bu arada çok hırpalandım. görünüşümde öyle bir saflık vardı ki yaşayışıma herkesin karışabileceği izlenimini bırakıyordum. bu nedenle yakamı bırakmadılar. ben de, görünüşümdeki başka bir sahtecilik nedeniyle onların her davranışına açıktım. buyrun beni yiyebilirsiniz, diyordum. burhan’ın evinde sabahlara kadar konuşuyorduk. herkes sırası gelince bana saldırıyordu.
o sırada bir dergi çıkarıyorduk. derginin bütün ağır işlerini ben yüklenmiştim. biri, son yazdığı makaleden en önemli bölümü çıkardığım için benimle alay ediyordu. sayfaya yazının sığmadığını görünce olmadık bir kısmını çıkarmışım. senin aramızda ne işin var, diyordu, bu cahilliğinle? bir başkası kadınlarla ilişkimi ele alıyordu: cinsel hayatımı bir düzene sokmam için yarı ciddi öğütler veriyordu bana. ben, hepsini büyük bir saflıkla dinliyordum.
istiklal marşının çalındığı yerde ayağa fırlayan, gece yarısı radyo biterken istiklal marşı başlayınca oturduğu koltuktan fırlayan küçük selim’in ciddiyetiyle sözlerini değerlendirmeye çalışıyordum onların. mühendis olmamı da beğenmiyorlardı. para kazanmayı düşünerek seçmiştim bu mesleği. ne aptaldım ki babamın zorla beni üniversiteye yolladığını o anda unutuyor ve onları haklı buluyordum. dergi işiyle gece gündüz uğraşmamla da alay edenler vardı. onlar sadece yazıyorlardı: ben matbaalarda, sabahlara kadar mürettiplerle boğuşuyor, dizgi yanlışlarını düzeltiyordum. bu arada boş kalan sayfalar için yazılar hazırlıyordum bir kenarda. mühendislikle ne zaman uğraşıyorsun, yaptığın binalar çökecek, diye eğleniyorlardı benimle. bu işi de beceremiyorsun, mühendisliğine dön hiç olmazsa, diye amansızca saldırıyorlardı.
burhan beni koruyordu; çünkü, onun yapması gereken teknik işleri de ben yürütüyordum gazetede. yazması gereken yazılarını da çoğu zaman ben yazıyordum. yazdığım yazıların çoğunu beğenmiyordu burhan da. fakat bu işler için adam olmadığından yazdıklarıma katlanıyordu. benimle adam kıtlığı yüzünden görüşüyorlardı. ben de onlar hesabına üzülüyordum. yorulmuştum da. adam olmadığı için, insanlığa vekâlet ediyordum. esas adamlar gelseydi de ben de biraz rahat nefes alsaydım.
sonunda tabii birbirimize girdik. ben de saflığımı koruyamadım: hepsine saldırdım. gördün mü bak, dediler birbirlerine. böyle olacağını daha önce söylemiştik. ben çekip gittim aralarından. onlar yollarında kaldılar. onlar hesabına üzülüyorum: benim gibi kolay yutulur bir lokma daha bulmaları biraz güç olacak.
ben de onları hırpalamıştım anlaşılan. geçen gün yatıyordum. bunlardan biri geldi. ben de sevindim. hasta yatağımda bana eziyete gelmiş oysa. ben aylarca önce bir gün ona şarlatan demişim. şimdi hatırlayamadığım güzel bir konuşmayla, kendisinin neden şarlatan olmadığını ve asıl şarlatanın ben olduğumu ispatladı ve hemen ayrıldı yanımdan.
bu saldırı biraz hoşuma gitti doğrusu. ben, bu arkadaşın bana hiç önem vermediğini sanırdım. söyler söylemez unuttuğum bir sözün onu aylarca ilgilendirmesinden gururlandım. onun gibi derli toplu bir insanı bu kadar etkilemem benim hesabıma sevindirici bir başarı. benim şarlatanlığıma gelince... onu zaten biliyorduk.
devamını gör...
4.
(bkz: elon musk)
devamını gör...
5.
tarihte ve günümüzde en büyük şarlatanlar, dincilerdir. onlardan daha büyük sahtekar yok yeryüzünde. "allah birdir" denilse, inanma hiç kimseye.
devamını gör...