1.
"şath" kelimesi arapça'da alaylı söz anlamına gelir. tasavvufta ise sûfînin kendisinden geçtiği bir sırada söylediği şeriata aykırı söz ve hareket anlamına gelir.
hallâc-ı mansûr'un (öl. 922) "ene'l-hakk" (ben tanrı'yım veya tanrı ile beraberim) sözü tasavvuftaki şath'ın en meşhur örneklerindendir. hallâc-ı mansûr, şahabeddin-i maktul, bâyezid-i bistâmî, cüneyd-i bağdadî, muhiddin-i arabî gibi birçok mutasavvıf, başka türlü de yorumlanabilen, fakat ilk bakışta şeriata aykırı düşen ve te'vil götürmeyen bu tür bazı sözler söylemişlerdir.
şath kelimesi türkçe'de bir duygu veya düşünceyi iğneleyeci ve alaylı bir şekilde dile getirmek demektir.
şathiyye veya şathiyyât ise, alayh, eğlenceli sözlerle, iğnelemek, güldürmek veya alaya almak amacıyla söylenmiş şiirlere denir. genellikle başkaları tarafından şerhedilmeye muhtaç olan bu tür şiirler, cahiliye devri arap şiirinden iran'a, oradan da türklere geçmiştir.
ben dervişim diyene,
bir ün edesim gelir
seğirdüben sesine,
varıp yetesim gelir
sırat kıldan incedir,
kılıçtan keskincedir
varıp anın üstüne,
evler yapasım gelir
altında gayya vardır,
içi nar ile pürdür
varuben ol gölgede,
biraz yatasım gelir
oda gölgedir deyu,
ta'n eylemen hocalar
hatırınız hoş olsun,
biraz yanasım gelir
ben günahımca yanam,
rahmet suyunda yunam
iki kanat takınam,
biraz uçasım gelir
derviş yunus bu sözü,
eğri büğrü söyleme
seni sigaya çeken
bir molla kasım gelir
hallâc-ı mansûr'un (öl. 922) "ene'l-hakk" (ben tanrı'yım veya tanrı ile beraberim) sözü tasavvuftaki şath'ın en meşhur örneklerindendir. hallâc-ı mansûr, şahabeddin-i maktul, bâyezid-i bistâmî, cüneyd-i bağdadî, muhiddin-i arabî gibi birçok mutasavvıf, başka türlü de yorumlanabilen, fakat ilk bakışta şeriata aykırı düşen ve te'vil götürmeyen bu tür bazı sözler söylemişlerdir.
şath kelimesi türkçe'de bir duygu veya düşünceyi iğneleyeci ve alaylı bir şekilde dile getirmek demektir.
şathiyye veya şathiyyât ise, alayh, eğlenceli sözlerle, iğnelemek, güldürmek veya alaya almak amacıyla söylenmiş şiirlere denir. genellikle başkaları tarafından şerhedilmeye muhtaç olan bu tür şiirler, cahiliye devri arap şiirinden iran'a, oradan da türklere geçmiştir.
ben dervişim diyene,
bir ün edesim gelir
seğirdüben sesine,
varıp yetesim gelir
sırat kıldan incedir,
kılıçtan keskincedir
varıp anın üstüne,
evler yapasım gelir
altında gayya vardır,
içi nar ile pürdür
varuben ol gölgede,
biraz yatasım gelir
oda gölgedir deyu,
ta'n eylemen hocalar
hatırınız hoş olsun,
biraz yanasım gelir
ben günahımca yanam,
rahmet suyunda yunam
iki kanat takınam,
biraz uçasım gelir
derviş yunus bu sözü,
eğri büğrü söyleme
seni sigaya çeken
bir molla kasım gelir
devamını gör...
2.
şeytanla el ele verip, geceden
kapkara günahlar dermeye geldim
feleğe de inat hani öteden
gelen emaneti vermeye geldim
bütün değerleri alıp elime
insanlık ahını sarıp dilime
"iş oldurmak değil" deyip, halime
şükretmek yerine yermeye geldim
hanidir!? karanlık nuru parçalar
kötüler iyiyi hep yere çalar
adem'den bu yana bahtı karalar
adına sitemler sermeye geldim
bu ne anlamsızlık, bu ne karmaşa
yüreği çatlardı yüklense taşa
zaman işleyeli bir kaşık aşa
mahkumlar âsâbın germeye geldim
başımı kaldırıp göğe... fezaya
ahengi, mihengi gördüm... keza ya
aşağda çekilen bunca ezaya
intizam mı denir! sormaya geldim
çıkmaz, çıkmaz, çıkmaz... çıkmaz sokaklar
nerde yol görünse orda yasaklar
hikmetin ruhumdan neleri saklar
gaye hangi boyut! bilmeye geldim
ibreti olmadı kabaran selin
azapmış rahmete yorulan yelin
sahibi şeytansa tuttuğum elin
şeytanlar ceminde ermeye geldim...
kapkara günahlar dermeye geldim
feleğe de inat hani öteden
gelen emaneti vermeye geldim
bütün değerleri alıp elime
insanlık ahını sarıp dilime
"iş oldurmak değil" deyip, halime
şükretmek yerine yermeye geldim
hanidir!? karanlık nuru parçalar
kötüler iyiyi hep yere çalar
adem'den bu yana bahtı karalar
adına sitemler sermeye geldim
bu ne anlamsızlık, bu ne karmaşa
yüreği çatlardı yüklense taşa
zaman işleyeli bir kaşık aşa
mahkumlar âsâbın germeye geldim
başımı kaldırıp göğe... fezaya
ahengi, mihengi gördüm... keza ya
aşağda çekilen bunca ezaya
intizam mı denir! sormaya geldim
çıkmaz, çıkmaz, çıkmaz... çıkmaz sokaklar
nerde yol görünse orda yasaklar
hikmetin ruhumdan neleri saklar
gaye hangi boyut! bilmeye geldim
ibreti olmadı kabaran selin
azapmış rahmete yorulan yelin
sahibi şeytansa tuttuğum elin
şeytanlar ceminde ermeye geldim...
devamını gör...
3.
kelime anlamı, bir ırmağın sel alıp taşması olan, sufilerin vecd yani coşku, cezbe halinde söyledikleri dinin zahiri anlamlarına ters* olan sözleridir. henry corbin bunları paradoks olarak adlandırır. şathiyelerin kasten söylenmediği, tanrı aşkından vecd halinde söylendiği düşünülür. bu sebeple sufi erbabından olmayanların bu tarz sözler söylemesi hoş görülmez. belki de en ünlü şathiye hallac-ı mansur'un cüneyd bağdadi'nin kapısını çalıp kim o sualine ene'l hakk* demesidir. aşağıda kaygusuz abdal'ın bir şathiyesi var.
yücelerden yüce gördüm
erbabsın sen koca tanrı
alim okur kelam ile
sen okursun hece tanrı
kıldan köprü yaratmışsın
gelsin kulum geçsün deyü
hele biz şöyle duralım
yiğit isen geç a tanrı
garib kulun yaratmışsın
derde mihnete katmışsın
anı aleme atmışsın
sen çıkmışsın uca tanrı
kaygusuz abdal yaradan
gel içegör şu cür'adan
kaldır perdeyi aradan
gezelim bilece tanrı
yücelerden yüce gördüm
erbabsın sen koca tanrı
alim okur kelam ile
sen okursun hece tanrı
kıldan köprü yaratmışsın
gelsin kulum geçsün deyü
hele biz şöyle duralım
yiğit isen geç a tanrı
garib kulun yaratmışsın
derde mihnete katmışsın
anı aleme atmışsın
sen çıkmışsın uca tanrı
kaygusuz abdal yaradan
gel içegör şu cür'adan
kaldır perdeyi aradan
gezelim bilece tanrı
devamını gör...