savaşın çocukları (kısa film)
başlık "zamansız kelebek" tarafından 26.04.2025 13:15 tarihinde açılmıştır.
1.
birkaç isim tarafından çekilen kısa film;
2020 yılında yayınlanmış ve savaş olgusunun çocuklar üzerindeki yansımasını konu edinmektedir.
savaşı zenginler çıkarır ama yoksullar ölür sözü de konuyla ilgili olmakla birlikte jean paul sartre'a atfedilir.

savaşların yoksulları yok eden birer soykırım olmasının yanı sıra ekseriyetle hiçbir savaşta zengin olan taraf ölmez, zenginin canı değerlidir ve hep fakir ailelerin evlatları vatan uğruna şehit olur, zenginlerin çocukları bu vatan uğruna ölemeyecek kadar değerlidir ve onlar vatan için ölemezler.
savaşta ölmenin bile sınıfsal olduğu bir dünyada yaşıyoruz, savaşta ölen müslüman ise zaten onun ölümü pek bir anlam ifade etmiyor öldüren taraf için.
savaşlar ve kötülük olgusu insanların zihninden ve yeryüzünden silinseydi şimdi nasıl bir ütopyada yaşıyor olurduk, meçhûl.
savaş demek biraz da distopya demek çünkü, şartlar ve dünya ne kadar kötü bir yer ise distopyaya evriliyor durum, ne kadar barışçıl ve medenî, yaşanılabilir ve imkânsıza yakın olacak kadar güzel bir yer olduğunda ise ütopya gibi bir yere dönüyor yaşam.
kısa filmde de buna benzer bir durum var, söz yok, diyalog yok, sadece tebeşirle yere bir şey çizip içine uzanan bir çocuk var, yaşamış olduğu savaşın izlerini hatırlıyor ve hayalleri de yarım.
savaş olgusu yaşamın akışını olanca acımasızlığıyla yerle bir ediyor, kişinin bütün haklarını elinden alıyor ve yaşanacak bir şey bırakmıyor ölüm dışında.
öldürmek sadece o kişiyi öldürmek değildir, onun devam edecek neslini de elinden almaktır, hayallerini ve hayatını elden almaktır.
insanlık dışıdır.
öldürmenin ne kolay olduğunu öldüren bilir, yaşatmanın ne kadar zor olduğunu da doktorlar bilir.
yaşatmayı seçmeliyiz.
2020 yılında yayınlanmış ve savaş olgusunun çocuklar üzerindeki yansımasını konu edinmektedir.
savaşı zenginler çıkarır ama yoksullar ölür sözü de konuyla ilgili olmakla birlikte jean paul sartre'a atfedilir.

savaşların yoksulları yok eden birer soykırım olmasının yanı sıra ekseriyetle hiçbir savaşta zengin olan taraf ölmez, zenginin canı değerlidir ve hep fakir ailelerin evlatları vatan uğruna şehit olur, zenginlerin çocukları bu vatan uğruna ölemeyecek kadar değerlidir ve onlar vatan için ölemezler.
savaşta ölmenin bile sınıfsal olduğu bir dünyada yaşıyoruz, savaşta ölen müslüman ise zaten onun ölümü pek bir anlam ifade etmiyor öldüren taraf için.
savaşlar ve kötülük olgusu insanların zihninden ve yeryüzünden silinseydi şimdi nasıl bir ütopyada yaşıyor olurduk, meçhûl.
savaş demek biraz da distopya demek çünkü, şartlar ve dünya ne kadar kötü bir yer ise distopyaya evriliyor durum, ne kadar barışçıl ve medenî, yaşanılabilir ve imkânsıza yakın olacak kadar güzel bir yer olduğunda ise ütopya gibi bir yere dönüyor yaşam.
kısa filmde de buna benzer bir durum var, söz yok, diyalog yok, sadece tebeşirle yere bir şey çizip içine uzanan bir çocuk var, yaşamış olduğu savaşın izlerini hatırlıyor ve hayalleri de yarım.
savaş olgusu yaşamın akışını olanca acımasızlığıyla yerle bir ediyor, kişinin bütün haklarını elinden alıyor ve yaşanacak bir şey bırakmıyor ölüm dışında.
öldürmek sadece o kişiyi öldürmek değildir, onun devam edecek neslini de elinden almaktır, hayallerini ve hayatını elden almaktır.
insanlık dışıdır.
öldürmenin ne kolay olduğunu öldüren bilir, yaşatmanın ne kadar zor olduğunu da doktorlar bilir.
yaşatmayı seçmeliyiz.
devamını gör...