sekse tuhaf isimler vermek

bade, iş, aganigi naganigi, fikfik vb.

bafi, pompiş ve niceleri.

fanfiri fon fon.

(bkz: al gülüm ver gülüm)

yiyişmek, tokuşmak, vuruşmak, çükübik, fikibok.

biz beşinci sınıfa giderken, ilk defa böyle bir şey olduğunu öğreniyoruz ve buna sevişmek falan diyemeyeceğimiz için "kapı kolu" ismini takıyoruz. bundan bahsedeceğimiz zaman da bu isimle konuşuyoruz ki kimse anlamasın. o zaman için bize bir sorun teşkil etmiyordu bu durum ama şimdi düşünüyorum da on bir yaşındaki bir kaç velet bilmedikleri ve ayıp sandıkları bir şey hakkında böyle gizli saklı konuşmaları çok yazık. çünkü aklımızda neler kuruyorduk kim bilir, hepsi kulaktan dolma bilgilerdi. keşke okullarda bunun eğitimi verilse, tam biz sorgulamaya başlarken. okullarda verilmeyecekse de ailelere bu bilinç kazandırılmalı ve çocuğa bunun bilgisini vermeliler, ayıp bir şey olmadığını öğretmeliler.

sebebi seksin dil öncesi döneme dayalı olduğundan olabilir.
sözgelimi aşık olduğumuzda aşık olduğumuz kişiye abuk subuk kelimelerle seslenebiliriz. bunun sebebi ilk ‘aşk’ımız olan anneyle etkileşimimizde gizlidir. nasıl ki dile giremediğimiz için tuhaf seslenme şekilleri geliştiriyorsak aşık olduğumuz kişiye de yine aynısını uyguluyoruz. bu bir anlamda ‘gerçek’ ile karşılaşmamızın bir sonucu. kelimelerin bittiği yer.

seks için de böyle olabilir belki, bayağı tehlikeli bir iddia ortaya attım, umarım ne saçmalıyor bu hıyar demezsiniz ehehe

sekmese.

ekleme: yani sektirtmeden, düzenli olarak anlamında. sekteye uğramadan, sekse sıkıntı olur sex hayatı.

iğrenç espriler.

halvet denmesini aşırı garipsiyorum insanın iç dünyasında yapılan eylemden soğumasına sebebiyet veriyor.

fındık reklamının meşhur sloganı
aganigi naganigi.

güzel bir fıkra vardı bununla ilgili.
kocalarını aldatan kadınlar kiliseye gidip günah çıkarıyorlarmış. bu durumdan rahatsız olan papaz artık bu abes ifadeler yerine ayaklarının kaydıklarını söylemelerini istemiş. bir zaman sonra kasabaya yeni bir rahip gelmiş fakat kasabanın kadınları ayaklarının kaydıklarını söylemeye devam etmişler. bir gün papaz dayanamamış ve belediye başkanının yanına gitmiş. bu kasabanın kadınları hiç günah işlemiyor ve ayakları kayınca bile günah çıkarmaya geliyorlar, sanırım kaldırımları gözden geçirmelisiniz demiş. durumdan haberdar olan belediye başkanı kahkahalarla gülmeye başlamış. bu duruma bozulan rahip ‘efendim gülüyorsunuz ama en çok da sizin eşinizin ayağı kayıyor’ demiş.
tanım: ayağı kaymak

(bkz: hakuna matata)

o iş. çok saçma değil mi ya?

tokmak de le pompito jsjsj

(bkz: damran komran)
(bkz: ahmet kural)

şahsım için,

organizasyon
faaliyet
toplantı
sigara altlığı
operasyon

kerkinmek.

çöğdürmek yok bu başkaydı. pompa olabileeer.

eğlence ve macera

aa ben de fikfik diyodum