sevgilinin şaşaalı evlilik teklifi etmemesi

tam bir hayal kırıklığıdır. şöyle ki:

babam anneme yılbaşında bir hediye getirdi. öyle kötü sarılmış ki ne olduğu çok belli. 20 liralık küçük bir kettle. atma tuşu bile olmayan, su kaynadığında fişi çekmek zorunda olduğunuz, öğrenci dostu, yurtların vazgeçilmezi o meşhur kettle işte. annem çok bozuldu.

asla açmam bu hediyeyi ben allah da seni bildiği gibi yapsın. zaten senden yana umudum yoktu ama bu kadar da beklemiyordum.

diye veryansın etmeye başladı. yapma etme aç şu hediyeyi dediyse de dinletemedi. en sonunda açtı annem hediyeyi. al biliyorum ne olduğunu işte diye söylenerek incelerken içinden ne çıksa beğenirsiniz?

alyans.

annemin aylar önce iş yerinde kaybettiği ve almak istediği alyans.

bir anda yüzünde güller açtı tabii. biliyordum bana güzel bir hediye alacağını... diye 180 derece döndü bir anda aşk kadın. *

şimdi ben böyle vizyonlu ve ince* sürprizlere şahit olarak büyüdükten sonra bilmiyorum beni ne keser. teklif alacak olsam su altında almam lazım, teklif edecek olsam havada falan ederim herhalde. o yüzden müstakbel partnerime sabırlar diliyorum şimdiden.

ben abartili seyler sevmedigim icin bu olayi garipsemezdim kucuk sade evlilik teklifleri gozume daha guzel daha tatli gozukuyor o yuzden aa nasil olurda basimdan asagi güller dokmezsin konfetiler patlatmazsin diye hesap sormam. ama bazisida ondan hoslaniyo herkesin icinde gosterisli oha dedirtecek cinsten evlilik teklifleri bekliyo hanzolardan. asagidaki videoya asik olmustum bence ideal evlilik teklifi bu
www.instagram.com/reel/CebZ...

evlilik teklifi falan alamayacaksınız sayın sözlük kadınları. ailesi gelip ailenizden sizi isteyecek olacak bitecek. ne yani "şu gün müsait misiniz ailemle seni istemeye geleceğiz" dese partneriniz "ama bana evlenme teklifi bile etmedin" mi diyeceksiniz.

vakit kaybetmeksizin terk etmekle ödüllendirilmesi gereken davranıştır.
evet, ödüllendirilmesi.

"bana değer verseydi, şatafatlı bir evlilik teklifi ederdi." diye düşünmek yanlıştır, belki sadeliği seven biridir, belki maddi durumu müsait değildir. neyi neden yaptığını bilirsin zaten ona göre de davranırsın ama bir tarafın şatafatı sevdiği, diğerinin sadelikten hoşlandığı bir birliktelik sıkıntılıdır. bugün "zaten bana şatafatlı bir evlilik teklifi etmemişti." diye düşünen biri, ileride "düğünde şu kadar bilezik takmadı vs" gibi şeyleri dert edecektir. bu konular, en baştan açık ve net olarak konuşulmalıdır. durduk yere sadeliği seven veya maddi sebeplerle şatafattan kaçan biri, ömrü boyunca şatafat beklentisi olan eşini memnun etmek için uğraşmasın, yazık olur.(bkz: birinin başını yakmak)

biz düğün bile yapmadik.o parayla balkanlari gezdik ve gayet de memnun kaldik.şaşaa gerekli birsey değil.öncelikleriniz arasinda asla olmamali zannimca

eğer böyle bir beklentiniz varsa ve bunu dile getirdiyseniz ben sevgilinizin yerinde olsam sizinle aynı gün ayrılırdım.
gerçekten sevseydiniz böyle şekil peşinde koşmaz, varlığıyla mutlu olurdunuz.
para herşeydir ama insanlık da bir o kadar önemlidir.

ne kadar şaşa o kadar boş ha.

savunma olarak da " o kadar sene beklemişim 1 kere evleniyorum, onda da her istediğim olsun" şımarıklığını yaparlar.

eminim ki bunu diyen insan, borçları karşı tarafa yıkıp 2 3 yıl olmadan boşanmaya kalkar.

arkadaşlar düğün konusundaki mütevazı tavırlarınız olayı mantıksız bulmanızdan değil fakir olmanızdan kaynaklanıyor. bunu önce bi kabullenseniz mi acaba? olaya ciddi anlamda mantık açısıyla baksaydınız zira nikah kıyma eyleminin de saçmalığını görürdünüz.

parasızlık; yes nikah, no düğün.
mantık; no nikah, no düğün.

işte bütün mesele bu, bunlar hep mantık mantık.

abartılı, kalabalık, şova odaklı ve şatafatlı şeyleri oldum olası sevmedim. en büyük fobim de pankartlı mankartlı, muşta gibi pırlanta yüzüklü evlilik teklifindir. evet pırlanta da sevmiyorum, abartı da.
şu ara evliliğe ve teklife çok yakın olduğum için arada kabuslarıma giriyor kafam kadar bagetler. hatta sevdiceğim her gördüğü şatafatlı yüzüğü bana gösterip bak bunu alacağım diye dalgasını geçiyor. *
aynı bunun gibi aşırı büyük, organizasyonlu, kalabalık, herkesi başımıza toplayan, hatta videoya dahi çekilen o büyük şaşaalı teklifler de aşırı itici bence. yapmayın, eşinize dostunuza yaptırmayın.

tatlı bir restoranda yemek yiyip zarif bir yüzükle teklif etmenin canı mı çıktı? önemli olan tatlı bir hatıra olarak gülümseyerek anımsamak değil mi? fazlasına ne gerek var. tıpkı yirmi bin liralık yüzükler gibi. şahsen ben daha uygun bir yüzük alımından kalan para ile tatile çıkmayı tercih ederim.
ha bunu sevgilimle bağlı olarak söylemiyorum aslında düğündü yüzüktü şu bu oldukça şatafatlı sonuçlar yaratabilecek maddi durumu olan bir aileden geliyor. ama ne gerek var? pahalı düğünlere, yüzüklere, lüks ev eşyalarına vereceğimiz parayla dünyanın görmek istediğimiz yerlerini görürüz. birlikte bir sürü tatile çıkarız ne biliyim o parayı birlikte harcarız.
zaten bence azıcık görgü ve ihsan sahibi olan akıllı bir insan böyle düşünür.
şatafat, şaşaa, abartı hep görgüsüzlük ve cehaletin yansıması gibi gelmiştir bana. zarafetse kendi dokusu içinde itibar yaratan bir tabiattadır.
o yüzden küçük şeylerden, zarafetten, sarihlikten yana olacağım hep.
elbette evlilik teklifi, düğün, yüzük hepsi buna dahil...

edit: başlıktaki bir takım entryleri görüp dayanamayarak ekleme yapıyorum. zira şaşaa istememeyi fakirlikle açıklayan örneklere rastladım.
fikrimce bu örnekler esaslı bir meseleye emsal teşkil etmekte. şöyle ki bizim toplumumuzun genişçe bir keseminde bir hastalık mevcut. zira pek çok insan mütevazılığı ve sadeliği fakirlik alâmeti olarak algılıyor. halbuki bence gerçek tam aksi yönde. bana sorarsanız mütevazılık tek başına zenginlik alâmeti değilse bile, şaşaa ve şatafat tek başına görgüsüzlük ve kelimenin tam anlamıyla sonradan görmelik alâmetidir.

bunun yanında sanıyorum siz mantıklı değilsiniz, fakirsiniz diyen yazar kişisine kendi örneğim üzerinden de bir anti tez üretebilirim. zira benim sevgilimin ailesi, ben talepkâr olduğum takdirde sadece takı bahsinde dahi meseleyi altın kemerlere kadar vardırabikecek ahvalde. hatta yapsalar, kimse de garpisemez, antepliler zira. aranızda hiç antepli ortalama varlıklı bir ailenin düğünene giden olduysa kastımı anlatacaktır.

fakat ne ben ne de ailem asla bu biçim şatafatlar bahsinde talepkâr olmayız elbette. niçin olalım ki? ne gerek var? hani bana altın kemer takılsa nolur, takılmasa nolur? mesela bana sorsalar en fazla illa istiyorlarsa onun yerine baban araba versin bize* ben istemem kemer falan derim.
düğün, nişan vs hepsi için geçerli benim şatafata tavrım. toplumun hastalıklı bir kesimi ah yazık fakir diyecek diye de görgüsüzlüğü yeniden üretecek değilim ya.

gel gelelim evlenmek mantıksızlıktır diyen arkadaşlara. sevgili arkadaşlar biz de ah kutsal aile kurumu, kutsal evlilik yemini ahey ahey diyerek evlenmiyoruz ki. *
biz zaten birlikte yaşıyoruz ve bizim için evlilik de ailelerin gönlünü edecek bir imzadan ibaret.
bizim umrumuzda bile değil.
hatta ara ara şu düğünler hiç olmasa ya da biz nikahtan sonra güney amerika'ya tüysek ailelerimiz bizi kaç yıla affeder diye geyik yapıyoruz. şaka bir yana nikahtan sonra belki güney amerika'ya kaçarız bu arada. eğer öyle bir manyaklık yaparsak kesin yazarım sözlüğe *

neyse uzun lafın kısası mütevazılık fakirlik değil görgü ve ihsan emaresidir. siz bakmayın ileri geri konuşup şatafat övenlere.

bir sevgili olsun, evlilik teklif etsin de şaşaası kusur kalsın.

eşimle çok severek 8 sene flört döneminden sonra evlendik ve evlilik teklifi etmedi sözlük çünkü baştan beri niyeti evlenmekti buna karar verip teklif edeceği an ilişki içinde değil de beni ilk gördüğü anda olmuştu. aynı şekilde bende teklif beklemedim zaten ilk gördüğüm an biliyordum 'o' olduğunu.

sen kimsin ki* şaşaalı evlilik teklifi almalısın, almamak bir sorunsal oluyor dedirten başlıktır. hemen kızmadan önce bir açıklamamı bekleyiniz efenim.
dünyada gösteriş meraklılığı, ufak şeyleri* büyütmek, büyük evler gösterişli mobilyalar vs. o kadar irite edici duruyor ki artık. maneviyattan yoksun, duyguların değil de nesnenin önemli olduğu her şey çok sahte duruyor. insanlar evliliğe bile "karşımdaki insanı seviyorum ve saygı duyuyorum, zamanımı onunla geçirmek istiyorum" kafasında bakmak yerine "beni deliler gibi sevsin, evlilik teklifi yapsın, pahalı bir yüzük alsın, hep güzel/yakışıklı olsun, dostu düşmanı çatlatsın" gözüyle bakıyor. kimi zaman sözde sevdiğini öldürebiliyor, kimi zaman nefsine yenik düşüp aldatıyor. bu iğrençlikler birbirinden bağımsız gözükse bile hep aynı zincir. aşırılık ve sahtelik yatıyor özünde.
velhasıl kelam, evlilik teklifi vs. fasa fiso, güzel bir kalbiniz olsun ve güzel kalpli insanlarla birliktelikler yaşayın.

beklentilerim arasındadır.
evlilik teklifi için ihtiyaç sadece sen, sevgilin ve bir yüzüktür. vay efendim kalabalık arkadaş grupları, büyük organizasyonlar işin özüne aykırı. gelecek, gözlerime bakacak beni sevdiğini söyleyecek ve teklifini edecek. havaifişek falan patlatan var evlenmeye karar verdin diye gökyüzünü bombalamaktaki amacı anlamış değilim.

zorunda mı? bitiyorum şu evlilik teklifi goygoylarına. seviyorsan, bir ocak başında "kız sen de güzel yaparsın bunu. her gün yemek isterdim" dese bile yeter. ama yok. uçakla gökyüzüne yazsin, sonra dağlara yazsın, denizde bir sürü gemiyi harf olarak kullanıp bir de öyle yazsin. bunları yapsa da muhakkak bir şey eksik olacaktır çünkü kızın düşüncelerini okuyamamışsındır.

asil bir evlilik teklifi olduktan sonra şaşaalı olmasına ne gerek var.
sana değer verip küçük süprizler yapan bir insanın evlilik teklifi "klişe" olsa ne olur?
her zaman sadelikten ve asil olan şeylerden yanayım.
bana kalırsa gerek yok o tarz şeylere.

evlilik düşünmediğimiz için yapmıyoruz pilav üstü et döner yiyoruz.

instagramda şovunu yapamayan kişi beyanı.

instagramda akım olmasa kimsenin umurunda olmayacak aslında ama günümüzde herkes "influencer" oldu. herkesin hayatı mükemmel, lüks evler arabalar. halbuki ülkenin en az yarısı asgari ücretle çalışıyor. maddi açıdan düşünmesek bile her şeyi gösterişe dönüştürmek zorunda mıyız? yok evlilik teklifi, doğum günü, cinsiyet partisi hepsi çok saçmaaaa diye bağırasım geliyor.
bence sade ve beklenmeyen bir anda evlilik teklifi almak çok daha samimi. düşünsenize baş başa gezmeye gittiğinizi sandığınız bir anda evlilik teklifi alıyorsunuz çok heyecanlı olur.

bir şaşaaya mı evlenecrksiniz. şaşaa olmasa evlenmeyecek misin. insan mı şaşaa mı arıyorsun. aşk mı gösteriş mi.