evlilik teklifi

hiç bir zaman yapmayacağım, aşırı saçma ve gereksiz eylem. teklifi niye erkekler yapıyor kadınlar evlenmiyor mu?

3 gün önce aldığım tekliftir. bir kadın tarafından. evet kadın.
o cesur kadınlar iyi ki varlar.

hiç almadığım * bir tekliftir. tezcanlı olduğumdan ben etmiştim. o da kabul ediverdi.

tek tipleşmeye başlayan aktivite.

son yıllarda bir kalıp oluştu. arkadaşların meşale tutması, meşalelerin arasından geçiş, bütçeye göre mumlarla ya da çiçeklerle yapılmış yoldan yürüyüş, mum ya da ışıklardan oluşan kalbin/dairenin içine giriş, er kişinin diz çöküp yüzüğü çıkarması, hanım kızımızın iki eliyle burnunu kapatması, duruma göre arka planda pankart/alevli yazı, kapanış.

en güldüğüm kısım hanım kızımızın şoklar içinde * burnunu kapatması. bacım tüm yol 3 tane kamera flaşları açık seni çekti, meşaleler yandı, pankart açıldı. neden yüzük çıkınca şaşırdın ki? trabzonspor'un şampiyonluğunu mu kutlayacaktı adam?

esas kız ve esas oğlan mumlardan oluşan kalbin içine girerler
esas oğlan diz çöker ve eli arkasına uzanır
ultraslan kaşkolunu çıkarır
ve o ses yükselir
şşşşş 1 2 3 cimbombom cimbombom

günümüzde iki kişi arasında geçen hoş bir anı olmaktan çıkmış topluma mâl edilen, sırf gösteriş olsun diye yapılan bir faaliyet.
ben kesinlikle böyle bir anın içinde yer almak istemezdim.
kimsenin olmadığı bi göl kenarında, bi iskelede, galata'da(kiminle çıkarsan onunla evlenirsin efsanesinden dolayı) evlensene ya benimle, demesi yeterli. şaşaya,maskotluk yapmaya hiç gerek yok.

bir kere evlenip
bir kere bile almadığım teklif.
bizim zamanımızda yoktu böyle şeyler.
sene 1900 bilmem kaç.

çok fazla değişken var. herkesin bir hayali vardır. kimi evlilik teklifi etme hayalleri kurar, kimi evllik teklifi alma hayalleri kurar, kimisinin hayalini kurmasına dahi gerek yoktur, ayaküstü kuyumcuya uğrayıp pırlantasını alarak teklifinde bulunur. hayalini kuranlar uzun bir süre belki de bu hayali beklemek zorunda kalır. içlerinden birçokları belki yaklaşamaz bile. mutluluk çok sonradan gelecekse hiç gelmesin moduna girer bazıları. zahmet olmadan rahmet olmaz derler fakat zahmetsiz rahmet de oluyor; şimdi böyle bir ihtimal varken neden ben "zahmetli" olanına katlanmak zorunda kalayım? bir şeye çok çaba harcayınca artık o şey gözümden düşmeye başladı. bir şey zorsa iyi değil benim gözümde artık ve de zor kazanılan şeylerin gözümde hiçbir değeri yok. lan ne yapayım ben senin gibi kazanımı? kıçı kırık bir kazanımsın ve beni nasıl uğraştırdın? normal bir insan herhalde daha iyi bir insan olmayı hayal ederken ben "acaba çölde bir hayvan mı olsaydım" diye düşünmeye başladım. onlarınki de en az bizimki ve hatta belki daha zor bir hayat ama şöyle bir şey var: en azından s**ik bir adalet, iyilik düşüncesine sahip değiller. yani mesela bir antilop su bulamadı ve ölecek raddeye geldi ama bir başka arkadaşı su buldu ve yaşamaya devam etti. en azından şundan eminim, o ölen antilop "ulan kahpe dünya neden ben?" diye sorgulamıyor ve oracıkta ruhunu rahmana teslim ediyor. tabii bu arada her şeyden habersiz yavşak antilop arkadaşı hoplayıp, zıplayıp, seke seke, çayır çimen geze geze hayatına devam ediyor.

yani demek istediğim şu: "düşünce gerçekten bela"

ortamda anlamlı bir hazırlık varsa,
neden gökten peygamber inmiş gibi bir duruma bürünüyor kadınlar.
şaşırmayın ya, mutlu olduğunuzu göstermeniz yeter

sarıma kırmızı, 19'uma 05'im olur musun?

birlikte hayat kurma yolunda atılan ilk adım.
en en en en kötüsü nişan söz veya isteme töreninden sonra yapılanı. neden ? çok saçma. zaten karar vermişsiniz, her şeyi yapmaya başlamışsınız. teklif neden ?
yapmak için yapılıyor çoğu zaman. birçoğu şova ve belgesele çevriliyor. she said yes fotoğrafları da garip geliyor. insanlar aşık, mutlu ve o an fotoğraf çekilme eylemi akıllarına geliyor. çok iyi. benim anlayamayacağım türden iyi. her şeyin sessiz sakin ve görüntüsüz olanını seviyorum bence.
teklifi erkek ya da kadın yapabilir. diz çökme, yüzük hediye etme kısmı da bana şov ve zoraki gibi geliyor. bir de kağıttan bir şey okuyanını gördüm. ki bu korkunç. daha kötüsü de teklifi ettikten sonra müzik çalması ve dansa başlamaları. bu romantizm seviyesini ve aradaki geçişi anlayamıyorum.
umarım herkes sevdiğine ileride basit ve sade şekilde; seni seviyorum, benimle evlenir misin diye sorabilir. ve umarım karşıdaki insan da bunu anlar. gözlerim şunu gördü çünkü. arkadaşım sevgilisine yaş gününde sürpriz bir şekilde teklif etti. sonra kız orada evet dedi. fakat sonra bu teklif olmadı biliyorsun değil mi bir daha edeceksin dedi. doğumgününde olunca özensiz gelmiş, hazırlanan pasta ve yiyeceklere kısacası hazıra konmuş ona göre. sonrası daha korkunç, kadın adamın ona evlilik teklif edeceği tektaşı birlikte kuyumcuya gidip kendi seçti. * teklif gibi yüzüğü de beğenmemişti. şans işi yani. aklı başında insanlarla abartısız olanı makbuldür.

facia kısmı şu ki, yüzüğü senin için hayatını birleştirmek istediğin insan seçmiş. yüzüğe değil buna anlam yüklemelisin, özel olan bu olmalı. önemli olan neyi kullanıp kullanmadığınız. bu da çok materyalist geliyor bana. ki o seçim senin beğeni ve zevklerini düşünerek oluyor. hayatındaki insan bunu önemsemiyorsa fiyatına veya kendi zevkine göre seçiyorsa bu senin sorunun. tıpkı hediyeler gibi. beğenmezsen gider değiştirirsin. kendin seçip sonra teklif tekrarlatmak bana facia geliyor. teklifi de sen yap o zaman. kendi zevkin önemliyse önceden konuş. bunu bunu beğenirim veya bu işi kendi kafana göre yapma de. senden küçük tüyolar alsın. bana kendin seçmeye gitmek abartı ve kaba geliyor. alyans sadece birlikte seçilir. gerçi onda bile çoğu kadın kendi sevdiği yüzüğün erkek versiyonunu adam sevsin sevmesin eş yüzükler diye aldırıyor. birlikte seçmiş olmuyorlar. sana alacağı tektaş da sembolik bir şey. ömür boyu takmak zorunda değilsin. alyans takmaya başlayan birçok insan tektaşı konforlu bulmadığı için kullanmıyor bile. ama siz seçtirin! hatta damatlık ve diğer her şeyi de kadın seçsin, sonra ben kullanıyorum benim özel anlarım diye laf ediyorlar.
tuhaf...

twitter'da gezerken takıldı aklıma;
1) teklif sırasında kadınlar nasıl süslü olmayı başarıyor? böyle şıkır şıkır giyme, süslenme işini nasıl denk getiriyorlar?
2) erkekler yüzük ölçüsünü nasıl tutturuyor? birisi şöyle demiş, "erkeğin serçe parmağının ölçüsü, kadının yüzük parmağı ölçüsüne uyuyor."

pare yoksa rezilliğin yanına kâr kalır abee. bizde aşklar pilatonik. evet.

bana evlilik teklifi etmesini istediğim kişi belki de evlendiğine bile etmemiştir. önemli olan evlenme teklifi/etmek edilmek değil sizi seveni /sevdiğinizi başkasıyla evlendiğiniz gerçeğine maruz bırakmamak. inanın katlanılmaz olan bu ...

bir kere ettim o son oldu bir daha mı?
tövbe

piko....

yaklaşık 1 saat önce yaşandı. anlamsız ve garip hissettiriyor.
aslında bir zamanlar her yere yakıştırdığın o insanı şu an hiçbir yere yakıştırmıyor olmak , reddetmenin en büyük sebebi oluyor. ne gerek vardı bu hengameye ? değdi mi diye soracağım ama değmediği ortada.
çok şey dönüyor içimde ama toparlayamıyorum kelimeleri. bu gecenin böyle biteceğini hiç tahmin etmemiştim , gayet sıradan ve basit bir gün geçiriyordum. hazırlıksız yakalandım. gerçi böyle bir şeye hazırlanılır mıydı o da muamma.
insanların hayatlarına bu denli müdahale etmek kimsenin hakkı değil. ne cesaret ya ne densizlik bu ! nasıl bir özgüven ! yakıp yıkıp terk ettiğin bir yere elini kolunu sallayarak geri dönemezsin. neyin kafası lan bu ?
gırgır şamataya vuruyorum çünkü üzerine düşünürsem kafayı yiyebilirim.
cidden insanların hayatına girmek bu kadar basit olmamalı ya.

zor bir şey valla etmek cidden cesaret istiyormuş bu sene bunu anladım valla eden arkadaşlara öncesinden bol nefes egzersizi ve başarılar diliyorum.

kadına fikir sormayı saçma bulduğumdan gerçekleştirmeyeceğim eylem. kolundan tutar nikah dairesine götürürüm.

çoğu erkeğin madara olduğu bir evlilik aşaması.

sonu karakolda bitmelik olan eylemdir. rahmetli eşime evlilik edeceğim zaman arkadaşlarla anlaştık arabayla önümü kesip kargaşa çıkaracaklardı ben de hatun korkmuşken teklif edecektim. neyse bunlar önümü kesti yoldayken. polisler geldi ben de tanımadığımı söyledim şikayetçi oldum komple merkeze geçtik ordayken teklifi ettim kız cevap vermedi sinirlendi gitti sonra ikinci teklifimde kabul etti. diğer arkadaşlarım da görüşmüyoruz niyeyse konuşmayı kestiler benimle