birkaç gün önce bitirdiğim shadowrun oyunudur. adından belli olacağı üzere hong kong'da geçen bu oyunu oynayacaklara kısmi spoilerlı olarak anlatmaya ve naçizane tavsiyelerde bulunmak isterim.

karakterimizi yarattıktan sonra kendimizi bir limanda buluyoruz. karşımızda yetimhane kardeşimiz duncan wu ve amiri var. duncan aradan geçen yıllarda polis olmuş, belli bir rütbeye gelmiş. biz ise onu (oyunda değişen seçeneklere göre değişen bir bağlamda) ta gençken bırakmışız ve her ne yaptıysak sonucunda hapse atılmış öyle seneler, seneler boyu iletişmemişiz. duncan tabii ki bize kinli, kızgın ve kırgın. ancak 'baba'mız bize (nasıl olduğunu bilmiyoruz) gelmemiz için mesaj ve bir miktar para göndermiş. bizde gelmişiz.

daha sonra öğreniyoruz ki raymond (babamız) kowloon'daki walled city'e gitmek için bir shadowrunner ekibi kiralamış. lakin işte 'siz kimsiniz, raymond nerede' falan filan diye konuyu anlamaya çalışırken ortamı polis basıyor; duncan'ın amiri ve 4 kişilik ekipten 2si çat diye öldürülüyor. duncan 'abi ben de polisim neler oloor' falan dese de ateş açılarak artık 'eski' bir polis olduğu ifade ediliyor kendisine.

kalan çocuklarla (biri hacker, diğeri de fare şamanı) siper ala ala - milletle çatışa çatışa kaçıyoruz. kaçıyoruz da çoktan gözaltı kararı çıkmış, manyak gibi aranıyoruz hong kong'da. gobbet diyor ki heoi'ye gidelim - orada nazik teyze chang var bize yardım eder. heoi'de biraz böyle izin verilen anarşi yerlerinden birisi olduğu için öyle polis molis de giremez.

gidiyoruz, n'abıcaz. ortaya çıkıyor ki cheng bir triad (çin mafyası diye çevirebilirim şimdilik - üstüne master tezi yazmış biri olarak içim acıyor ama yeri burası değil) şefi. ufak bir iş karşılığında bizi himayesine alıyor ve yardımcı da oluyor. oyun zaten bu noktadan sonra 'açılıyor'.

ekibimizde bir hacker, bir şaman, wu'nun temsil ettiği bir silahlı çatışma uzmanının yanısıra racter adında bir drone kullanıcımız da var. racter benim gördüğüm en ilginç karakterlerden birisi bu arada. drone'u (koschei, rusların 'ölümsüz koschei' mitinden adını alıyor) ile beraber oyunda en keyif aldığım parti üyelerinden birisi oldu. bir de görevlerin birisinde alabileceğiniz ghoul bir samuray var ama ben çok hazzetmediğimden doğradım, çok da eksikliğini hissetmedim.


bu ekiple muhtelif maceralara girdikten sonra öğreniyoruz ki raymond black (yani üvey babamız) diye biri yok. edward tsang var. edward sheng ise, kowloon walled city'i yıkıp tekrardan yapan sheng corporation'un sahibi josephine tsang'ın oğlu. bu ablamız ise te en başta bizi imha etmeye çalışan, oğlunu kaçırıp hafızasını silerek tekrardan programlamaya çalışan çok cici, inanılmaz tatlı bir ablamız.

mevzunun özü ise şöyle patlıyor. efenim, bu adamlar ikinci walled city'i yaparken edward diyor ki, 'bir makina yapayım, pozitif qi gücü aksın buraya. insanlar şanslı olsun, aç kalmasınlar' fikir güzel, ama shadowrun dünyasında astral dünya diye bir gerçek var. 'ufak' bir astral parazit takılıyor makinaya ve makinanın çalışmasını engelliyor. yani makina çalışıyor, ama qi'nin hareket etmesi lazım ama makina bu hareketi araya bu yama queen sıkıştığı için yapamıyor. bu arada josephine teyzemiz biriken iyi şansı tüketiyor, queen of the thousand teeth ise bir yerden sonra gerçek dünyaya materyalize falan oluyor.

biz de o noktada devreye giriyoruz. ister anlaşarak ister ağzını yüzünü kırarak bu arkadaşı kendi ortamına sepetliyoruz. benim bitirdiğim sonda edward 'o kadar insanın kanına girdim, ben kapatıcam kendimi kurban edicem' falan diyerek şeyetse de herkesi hayatta tutabildiğiniz bir son da varmış. ben sonlara doğru açıkçası kötülük motivasyonuna fazla kinlenemediğimden ve (anlatıcam) bi yerden sonra 'bakalım beni kim dövebilecek' motivasyonuyla hareket ettiğimden çok ilgilenmedim açıkçası.


spoiler kısmını atladıktan sonra geçelim davsiye noktasına:

- shadowrun oyunlarında büyücüler acayip güçlü. şamanlardan çok verim alamadım ama düz mageler bir yerden sonra oyunu kırıyor. ben hikayenin bir yerinde 2 ordu ile çatışıp çok da öyle zorlanmadan aldım.
- buna binaen, karşı tarafta mage varsa ilk onu (onları) indirin. zira hayatta kalırsa çok can yakabiliyorlar.
- şamanların şöyle bir kusuru var, spirit zuhur ettiriyor (güzel, daha fazla komuta edecek adam, daha fazla kurşun büyü emecek beden) ama bu spiritler kontrolden çıkabiliyor. ben çatışmanın planlayabildiğim olanını seviyorum arkadaşlar. zardan ötürü yeterince belirsizlik varken 'hm, acaba fire elemental kontrolden çıkçak mı' diye düşünmek işime gerçekten gelmiyor.
- medikit ve docwagon (öldüğünüzde dirilten zımbırtı) gerçekten işe yarıyor başlarda. stoklayın.
- cha ve int skilleri oyunda bayağı bir diyalog seçiminde kullanılıyor. 3-4 yapmaya çalışın. oyunun şöyle bir olayı var, çatışmada doğradığınız adam başına xp (karma diye geçiyor burada ve direkt harcıyorsunuz) vermiyor. çatışmayı başarıyla geçmek yeterli. benim gibi cengizhanvari hale gelmediyseniz bazı çatışmaları aynı (hatta daha fazla, zira oyun arada iltimas geçiyor çatışmadın diye) karma puanı ile geçmek ve karakteri daha insani canlandırmak mümkün oluyor.
- karakter upgradeleri güzel, basit. 2 tane tree var oradan skill seçtiriyor. ben parti levelıyla uğraşmayı artık çok sevmediğim için bayağı beğendim. kendi karakterime odaklanıp oradan şeyetmek yeterli geldi bana.
- healing büyüsü bu oyunda 'son alınan' hasarı iyileştiriyor, yani karakter bir anda 39 hp hasar aldı onu healliyor ama 39 + 1 aldıysa 1 en son olduğu için onu tamir ediyor. bu biraz malca ama alışınca alışılıyor. healing kitler ise fix hp tamir ediyor o yüzden alın alın diye yırtınıyorum.
- decker ablamız elbombası fırlatıcıyla geliyor. benim ekipte racter, isobel, duncan ve ben vardım bu arada. decker uzaktan elbombası fırlatıcı ile temizlerken, racter dronunu aktive edip bir anda 5 kişiye dönüşen parti benim fireball, asit ve ateş salvolarından sonra duncan başkanın silahları ile milleti tanıştırıyordu. güzel zamanlardı.

özetle böyle. beğendim. indirimde de almanızı tavsiye ederim. eklenti pakediyle beraber geliyor ama ana campaign beni doyurdu yeterince. (bir de willpower 9, spellcasting 9 (insanların alabildiği maksimumlar bunlar) karakteri eklenti 'eeaa biz seni büyüyle bayılttık' falan deyince bi dönüp bakmadım değil...)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"shadowrun hong kong" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim