techpriest yazar profili

techpriest kapak fotoğrafı
techpriest profil fotoğrafı
rozet
karma: 3649 tanım: 235 başlık: 19 takipçi: 36
Omnissiah protects

son tanımları


normal sözlük

güzel güzel yazmış adamlar. ne diyor, akıl sağlığı zayıflar içindir. ne diyor, sadece deliler ayakta kalır ve ayakta kalanlar neyin aklıselim olduğuna karar verir.

bazen warhammer 40000 fazla gerçeğe yakınsıyor. yapacak bir şey yok. arada sırada çıkan manasız ekşınları saymazsak burası güzel yer. valla.
devamını gör...

chainsword

warhammer 40.000 evrenindeki en ikonik silahlardan birisidir. basitçe bir elektrikli testerenin kılıçlaştırıldığını düşünün. evet ağır, evet bakımı it gibi zor nitekim karşınızdaki ork'u yardınız ama o zincirin tıkanması gibi bir durum olabiliyor - tatsızlıklar yaşanabiliyor.

bir de ağırdır bu arkadaşlar - ama yine warhammer denildiğinde akla gelen bir diğer ikonik şey olan space marine dediğimiz arkadaşlar için böyle bir dert yoktur. yani üzerinize demirdöküm soba giymiş maraton koşan usain bolt gibi gelen ve elde bu aletten olan arkadaş zaten "yakın çatışma özel askeriyim" diye bağırır. bu noktada "aa ağır mı, savuramaz ki"'den ziyade kaçışmak gibi daha acil sorunlara dikkat çekilir.

40k evrenine gönül veren insanların merak ettiği - ve çok da detaylandırılmayan, detaya da gerek duymayan zira teknotanrımız "çalış" derse çalışır - şey bu aletlerin bakımının nasıl olduğu, ne tip bir güç kaynağı kullandığı gibi sorulardır. evet değişiğiz. yani yapacak bir şey yok. mamul bu.
devamını gör...

pilavdan dönenin kaşığı kırılsın

bildiğim kadarıyla bu deyişin kökeni osmanlı imparatorluğuna dayanır. nitekim o zamanlar hazır üretim mutfak gereçleri yok. ziyafete giderken herkes kendi kaşığını getiriyor - hatta yanlış hatırlamıyorsam bununla alakalı bir enstantane puslu kıtalar atlasında vardı - bu sayede, mesela obursanız, kaşık büyüklüğünü falan da ayarlayabiliyorsunuz.

işte kaşığı kırmak da buradan geliyor, öyle bir adandım ki olmazsa hiç yemek memek yemeyecem a dostlar demek gibi bir şey. ama yamuluyor olabilirim, omnissiah affetsin.
devamını gör...

sözlük yazarlarının sormak istedikleri

hayat evren ve herşeyin yanıdı?
devamını gör...

devrim

devrim bir anlamda seks ile benzer özellikler taşır. herkes gülücüğe odaklanır bu iki durumda da - "olsun da artık nasıl olursa olsun"dur güdücü mantık. lakin her ikisinde de önemli olan şey sonrasıdır. devrim sonrasında ne olacaktır, sınıfsız toplumsa devrimin hedefi, ertesi gün kanalizasyon tıkandığında ne yapacağızdır, çöpleri kim toplayacaktır. seks sonrasında da yanımızdaki insanı ne yapacağımız bir soru işareti haline geldiği gibi.

özellikle seks dedim, başka türlü dikkatiniz çekilmiyor squishy meatbags sizi...
devamını gör...

sabaton

ilk geldiklerinde bismarck'ın klibinin parçalarını çekmişlerdi acaba yine türkiyeden sahneler görecek miyiz yeni kliplerinde merak içindeyim.
devamını gör...

acer

omnissiah affetsin lenovo, asus ve dell ile kıyasla 0 sorun yaşadığım laptopları üreten firmadır. tamam hepsi teknotanrımızın bize birer mucizesi - ben de farkındayım ama ülke ülke gezen acer chromebook, swift 3 falan hala at gibi çalışıyor. hatta swift 3'ü yeniledim - eskisini de bir arkadaşıma verdim.

bu arada acer ile macbook kıyaslayan canım arkadaşım, sana da laflar hazırladım. böyle kıyas mı olur afbuyur? macbook kendi ekosistemi dahilinde canavar gibi çalışan - eskise de belli bir standardı koruyan bir cihaz. ha gidip dandik ftp istemcisine 1400 tl istemesi falan tat kaçırıcı ama elma ile armudu kıyaslamadın mı şimdi? ayıp değil mi yani?
devamını gör...

dosta korku düşmana güven vermek

kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

imparatorumuzun bana bahşettiği şu fani ömrümde gördüğüm kadarıyla büyük kurumlarda (banka grubu, hastane grubu gibi) olan çoğu bilgi teknolojileri operasyonlarının özetidir. tedarikçiye bir uygulama yaptırılır mesela. ama ortaya çıkan şey her saniye sizi hayattan nefret ettirir, tedarikçinin yeterliliği sorgulanır, bununla da kalınmaz kendinizi annesi ve diğer aile bireyleri konusunda hayır duaları ederken bulursunuz. bir de yaraya tuz basar gibi o projenin yöneticisi "yeaa mitiş bi iş başardık argadaşlar" sunumu falan yaparsa - "olm mitiş olan bu ise, olmayanı ne lan bunun" diye sorarsınız.

özetle attığım resmi damga haline getirip basıcam artık böyle bir şey bir daha başıma gelirse. yani japonyadan katana ve wakizashi (çünkü neden, çünkü illa o mesafe kısalacak. katana uzun. kısa kılıç lazım) alıp yara yara geçicem birilerini - gelecekteki doğmamış çocuklar bana dua edecekler.
devamını gör...

gellar field

yiğidin harman olduğu warhammer 40000 evreninde ışıktan-hızlı giderken cehenneme kapı açıp boydan boya yararak geçtiğimizden ötürü ihtiyaç olan koruyucu kalkandır. eksikliğinde muhtelif iblisler "ooo açık büfe gelmiş yumulalım" diyerek yüce imparatorumuzun birer şaheseri ve mucizesi olan ve inayetiyle çalışan gemilerimize musallat olabilirler - olurlar hatta.

yani hoş değil ya. sen kendi çapında oturuyorsun, talimden çıkmışsın, binbir dert duş almışsın iki satır uyuyup "bu sefer bahtımız nasıl sevilecek" diye düşünürken duvarlar kanamaya falan başlıyor, boynuzlu arkadaşlar türüyor. psyker abi/ablanın kafası patlıyor falan - her taraf kan, üniformayı bir daha temizletmek ayrı dert. ona mı yanarsın, üstüne depar atan iblise mi yanarsın neye yanarsın bilemezsin işte.

o yüzden gellar field iyidir. bozulması tatsızdır. bozuk gellar field ile warpa çıkmak da yani grey knights olup "yeaa canımız sıkıldı, azcık iblis avlayak kendimize gelek" demiyorsanız da belaya davetiye çıkarmak demek. yapılmasın rica ediyorum.
devamını gör...

sözlük yazarlarının kahveleri

viskide nasıl sek jack tercih ediyorsam sabah içilen dümdüz filtre kahve oluyor ama bu kahve gece kadar siyah günah kadar acı olacak ki bir anlamı olsun. makina açılmıyor, sistemler çalışmıyor bunun eksikliğinde zira.

sabah nemrutluğundan olsa gerek ben doğa anamızın bize sunduğu kafein mucizesine ulaşmaya çalışırken baristaya lovfetdabılşatbitbitbit diye starbaksça konuşan insanlara ifrit oluyorum. sabahın yedisinde neyin peşindesin. derdin ne yani. hayır farkında değil bunu söyleyen, arkasındaki adam az sonra içinden iblis çıkartıp "sanity is for the weak" deyip seni boydan boya yarac... neyse öehm. güzeldir işte ya kahve iyi bir şey.
devamını gör...

doom

doom dediğimiz şey 1993 yılında john carmack (adını duyunca tapınacaksınız) ve john romero'nun ortaya koyduğu ustalık eseridir. carmack (sen arkadaki, niye tapınmıyosun bakiim) wolfenstein 3d'den edindiği deneyimle daha akışkan, daha seri bir oyun motoru yazar. bu motor sayesinde hem hitscan hem de projectile metotları da kullanılır. carm... (fake attım aferim tapınıyosunuz) zeki adam vesselam. oyundaki tüfek, tabanca gibi şeyler hitscan kullanır, yani siz fareye bastığınızda hedeflediğiniz yerde bir canavar varsa vurursunuz. ama roketatar, bfg gibi silahlar ise bir "mermi" atar ve o mermi vurursa vurur. biri anlıktır, diğerinde ise vakit geçer.

romero faktörü ise bölüm tasarımlarında ortaya çıkar. yeni versiyonundakinden farklı olarak bazı bölümler, bazı silahların kullanılmasını o silahların mermilerinin olmasıyla "vurgular" ve boş alan yoktur. doom (özellikle birincisi) size ara ara nefes aldırarak ama asla tansiyonu da düşürmeden muhteşem bir oyun deneyimi sunar.

özellikle ustalık eseridir diyorum zira evet motoru güncellediler, evet ardından başlı başına bir janra açtılar ama doom'dan bu yana first person shooter mekanikleri çok az değişti. carmack'ın (eveeet güzeeel) hakkını vermek lazım. doom sonrasında gidip başka oyunlar da yapmadı - aynı kategoride kaldı.
devamını gör...

star wars

elminster the wise bayağı uzuuuuuuun uzun yazmış - ben o kadar uzun yazamıyorum. keşke yazabilsem ama olmuyor işte.

başta söyleyeyim, ben bu evrende koramiral thrawn, imparator palpatine ve lord vader haricinde motivasyonlarını anladığım bir karakter bulmakta zorlanıyorum. yaşlandıkça insanın muhafazakarlaşması böyle bir şey belki de. ya da warhammer 40k'da neredeyse günlük (ama tatsız) bir olay olan gezegen patlatma mevzusunun bu kadar büyütülmesi bana çok anlamsız geliyor.

lakin yalansız, 40k ile kıyasla film, müzik, anime, kitap, çizgiroman allah ne verdiyse her mecrada bir şeyleri olan bir evren olduğu için daha rahat tüketilebiliyor. ama benim kıl olduğum mevzusu kendi iç tutarsızlıkları. yani bunu da disney başardı bir anlamda zira aşmış gitmiş bir expanded universe külliyatı vardı ve bu sayede anlatıda sıkıştığınızda "eööö force yabdı"dan daha dolu bir sebeplendirme verebiliyordunuz, verebiliyorduk.

ama sağolsunlar bunun içine o kadar güzel ettiler ki, son üçlemeyi izlerken sıkıldım. yani varolan filmlere aykırı karakterlerin olmasını falan geçtim ne izlediğim belli değil yani. bir imparatorluk var gibi ama yok, rebel alliance birdenbire resistance olmuş ama republic de var... kim neye resist ediyor, niye asilik diyemiyoz gibi sorular falan derken ben solo falan... yani içim kaldırmıyor anlatmaya o kadar tiksindim ki. neyse konumuz bu değil zaten.

şimdi bu evrendeki en büyük tantana ne abi? anakin reizin sith'e düşmesi di mi? niye düşüyor anakin reiz? 5-6 tane badak yaşlı adam "olmaz evlenemen" gibi bir şeyle şu adamın hayattaki en büyük hayali olan aile kurmasının önüne aslanlar gibi set çekiyorlar. dahası "yeaa sen işte youngling olmak için fazla kartsın", "yok zihnin bulutlu" falan derken adamı çileden çıkarıyorlar. yani arkadaşlar tek hamlede adamı gizli bir aşk yaşatmaya zorluyorsun - ki yaşayanlar bilir (ve hangimiz yaşamadık) - bu başlı başına bir stres kaynağı iken bir de böyle pasif agresif triplere giriyorsun ki bu genç/adam ardını yırtıyo beğendireyim diye. hatta bak sidious puştu "ben sith'im hacı" dediğinde yine düzgün düzgün gidip konseye haber veriyor. mace windu nabıyor abi? hayır nabıyor? o zamana kadar çiçek böcek, barış, ripablik, saygı, kurallar diye vıdıvıdılayan adam çat diye infazcıya dönüşmüyor mu? anakin de "lan bi saniye hani yargı... hani" deyince de kötü oluyor.

ya bu türden kendi içinde tutarlılığını sağlayamayınca ben ifrit oluyorum. tek günahı da bu değil. sonra ne oluyor abi, "aa bak adam iiiiiiiivıl oldu, iblis oldu" dememiz için gidip youngling kestirtiyorlar. bu adamın o sırada defacto bir eşi var ve hamile. bu adam niye gidip çocuk kessin lan? delirtmeyin insanı. teknik olarak "eöö one master, one apprentice dis is dı sith way" di mi? di mi abi? bu yani. e o zaman neden palpatine hem count dooku hem de darth maul gibi iki tane apprentice'a sahip? vader sonrasında da (şaaayet disney kendi dönemindeki marvel çizgiromanlarını da 'invalide' etmezse) yine apprenticelar görüyoruz? bu nası iş lan?

ha tamam, bu bir masal - bilim kurgu değil. ama masalların bile iç tutarlılığı var be? yani 40k'da bile horusun düşüşüne "lan delirtmeyin adamı..." diye başlayan bir tiradla girmişliğim var ama star wars (hele hele son filmler falan) iyice insanı zıvanadan çıkartabiliyor.

müzikleri güzel ama. koramiral thrawn serisi de güzel. neyse böyle bitsin bu entry - bi tane yazmıştım zaten browser yedi. nalet alet.
devamını gör...

tu-4

sovyetler birliği zamanında üretilen en ilginç bombardıman uçaklarından biriymiş bu. nitekim ilk defa "görücüye" çıktığı 3 ağustos 1947 tarihinde yapılan havacılık fuarına katılan batılı uzmanlar bir kitlenir kalır zira adı tupolev'in tu'su olan bu arkadaş bayağı bayağı superfortress adıyla da bilinen b-29'dur.

peki nasıl olmuştur bu olay? abd o döneme kadar sovyetlere b-29 lisansı falan vermemiştir. ama işte japonya ile "küçük" bir çatışma yaşadığı dönemlerde 3 b-29 sovyetler birliği'ndeki havaalanlarına çeşitli sebeplerle (yakıtları azalmıştır, hasar görmüşlerdir vsvs) inmek zorunda kalırlar. pilotları sovyet-japon saldırmazlık paktı yüzünden tutuklarlar kalan uçaklar ise geri mühendislikte kullanılır.

10000 sayfalık teknik tasarım dökümanı arkadaşlar. adamlar uçaklardan birisini muhtelif departmanlara verilecek şekilde bölümlere ayırırlar. görevleri en ufak parçasına kadar çizmek, metalürjik analizini yapmak ve b-29'u kağıda aktarmaktır. aktarırlar da. ama ortaya bazı tatsız gerçekler çıkar bu 10000 sayfanın sonucunda.

stalin reizin isteği istektir de, sovyetler birliğinin o dönemki havacılık fabrikaları kıyasla geridedir. ve stalin demiştir ki "ennn ufffak bir değiştirme yapmicanız" dolayısıyla her çıkan sorunda kafalar kaşınır, değişim için izin mektupları falan gider. ve komik şeylerdir bunlar. mesela koltuk tasarımı. abd pilotları paraşütlerini sırtlarında taşıdıklarında koltukların sırt kısmı bombelidir. ama sovyetlerin paraşütleri yastık gibi popo nahiyesinde taşınır, dolayısıyla koltukları bu şekilde yapmak gereklidir di mi? ama bunu böyle yaparsan stalin seni si...biryaya gönderir gibi bir durum da vardır. böyle eften püften şeylerin ötesinde metalürjik sıkıntılar da bulunur. mesela b-29 milimetrik bir biçimde sabit bir kalınlıkta olan sac gibi metalle kaplıdır. ama sovyetlerin o kadar hassas metal presleyecek teknolojisi henüz yoktur. yukarı yuvarlasalar mühendisler der ki "aa o zaman menzili etkilenir" aşağı yuvarlasalar "aa o zaman dayanıklılığı garantileyemeyiz". dahası stalin reizin emri böyle bıyıklı bıyıklı bakarken... çözüm? çözüm uçağın farklı yerlerinin farklı kalınlıkta metallerle kaplanması olur.

ama bu geri-mühendislik sovyetlere fabrikalarını geliştirmeleri yönünde fayda sağlar. tabii burada nazi almanyasından aileleriyle beraber "taşınan" alman mühendislerin muhtelif departmanlarda yüksek kademeye sahip olacak şekilde atanmaları etken midir soru işaretidir. yani bu taşıma, müttefik devletlerin de yaptığı bir şeydir. fazla değil birkaç sene sonra wernher von braun disney'de gayet roket anlatacaktır.

okuduğunuz için teşekkür ederim.
devamını gör...

günaydın sözlük

selam ben döndüm. gördüğüm kadarıyla daha az ekşın dönüyor, sakinlemiş gibi ortamlar. (lakin benim gelişimle kaos yine alevlenirse, modlardan ricam buranın selameti için benim hesabı dondurmaları. şakasız böyle bir auram var).

nitekim bahar gelmiş memleketimin şehirlerine. şu anda tişörtle oturuyorum bu satırları yazarken ve kışsever birisi olarak ağlıyorum mutluluktan. zira herşeyin bir yeterli hali var. suyunu çıkarmaya, nisan sonu mayıs başı insanları kabanla işe güce gidip götürmeye gerek yok.

ha bir de 1 mayısınız kutlu olsun. hepimiz (şayet kendi işinizin patronu değilseniz tabi) emekçiyiz, maaşlıyız, ama mavi ama beyaz ama xenon far beyazı yaka olun hepimizin emeği emek.
devamını gör...

normal sözlük

ben de "komşudan komşuya terlikle geçip sohbet eden insanları izliyor gibiyim" noktasında öylece nickli yazara katılıyorum. hayır insanlar oyluyor diye seviniyordum kendimce - bot hesaplar varmış ve oylayabiliyorlarmış. e o zaman ne anlamı kaldı ki?

hadi size iyi eğlenceler - ben yokum bir süre.
devamını gör...

alırken insanı zengin gibi hissettiren şeyler

herhangi bir apple ürününü apple store'dan almak.
devamını gör...

eisbrecher

seveni severim.
devamını gör...

grolsch

import olanları bilemem ama hollanda'da üretilenleri tuborg/efes pilsen'leri aratıyordu. yanlış hatırlamıyorsam şişe başına 1 euro bile değildi - fiyat performans ürünü diye etiketlemem lazım ama benim damak tadıma çok güzel gelmedi.

zaten hollanda'da gidip grolsch içiyorsanız da ne bileyim, ne diyeyim... publarda onlarca bira seçeneği varken - ve fiyat olarak da birbirlerine yakınken (ucuz) - gidip marketten grolsch almak için ay sonunda parası kalmamış öğrenci olmak lazım. o zaman da şarap var yani...
devamını gör...

kedilerin garip hareketleri

kediler normal bence, garip olan sizsiniz. yau bu çocuklara bir ara mısırda tanrı diye tapmışlar. bizim insani aklımız onların gerekli gördüğü şeyi neden yaptıklarını anlamaya yeterli olabilir mi.

dünya kedi olsun, güzel bir dünya olurdu o dünya.
devamını gör...

yine seks hikayesi mi yazıyorsun feridun abi

canım çok sıkılmış demek ki ciddili başlık yerine bu tarz başlıklara ciddili entry kasarken buluyorum kendimi. iki şey var burada söyleyebileceğim.

birincisi, şayet feridun abi bu hikayeleri yazarak mutlu oluyorsa, kimseye de zararı yoksa bırakalım yazsın. bırakalım eğlensin. konusu seks diye otomatik olarak ayıplamak, zarar verici olarak düşünmek neden? ben bu püriten anlayışa da hayranım üstelik. yahu cıkcıkcık diyorsun da sen acaba nasıl dünyaya geldin cıkcık insanı? ikincisi... okuma abi? bak çok kolay bir eylem bu. seni rahatsız ettiğini düşünüyorsan kapat o browser tabını, siteyi bişeyi başka bir yere geç? inanılmaz kolay bir eylem bu.

ikincisi de, feridun abi hasbelkader abd'de veya avrupa'da doğsaydı ve yazsaydı bu hikayeleri, şayet iyi de yazıyorsa, paraya para demez malikane falan alırdı. inanılmaz geniş ve para kazandıran bir sektörmüş bu. eskinin beyaz ve pembe dizi kitap serileri mesela; ya da o kadar detaylı girmediği için "seks hikayesi" olmasa da v.c. andrews ve danielle steeleler... insanlar malikane aldı lan?

bir de günün sonunda, bu da insani bir olay, dürtü, eylem. yazmayıp yok sayınca "yok" mu olacak?
devamını gör...
devamı...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim