nam-ı diğer doğu'nun herodot'u. batı han hanedanlığı döneminde yaşamıştır. sadece tarihçi yönüyle öne çıkmaz. aynı zamanda iyi bir edebiyatçıdır. adam zaten tarihçi bir ailenin içinde doğmuş. babası batı han hanedanlığının tarih sorumlusu olduğu için küçük yaşlardan itibaren tarih yazımı ve tasnifi ile yoğrulmuş. hatta babasının bazı tarihi kayıtları kendisine yorumlattığı söyleniyor. babaların evlatların gelişimi üzerindeki etkilerini göstermesi açısından mühim bir örnek. siz daha çocukları bakkala göndermeye korkun, adam tarihi kayıt yorumlatmış. * bu adam özgüvenli olmasın da kim olsun allah aşkına? çocuklara sorumluluk vermede pik nokta bu olsa gerek. *

baba oğluna özgüven depolaması yapınca adam genç yaşında çıkmış tüm ülkeyi dolaşmış. bu sayede çok fazla gözlem yapma imkanına kavuşmuş. ülkenin farklı kesimlerine dair örf ve adetleri derlemiş. bölgelerde yaşanan olayların tüm bilgi ve belgelerini toplamaya çalışmış. tarihi figürlerin biyografilerini derlemiş falan. adam heybeyi öyle bir doldurmuş ki babasının ölümü ile birlikte tarih memurluğu görevine kendisini getirmişler. o da babasından aldığı özgüven ve yetkiye dayanarak kayıtları hallaç pamuğu gibi atmış. tarih yazımlarının çok basit ve dar kapsamlı olduğunu görünce kafası atmış; ''arkadaş bunca yıldır kayıt tutuyorsunuz. dişe dokunur tek değerlendirme, tek yorum yok. babam bile bu noktada eksik kalmış. boynuzu kulağa geçireyim de görün siz gününüzü!'' diyerek, kitap yazma kararı almış.

aslında adamda deli cesareti varmış diyebiliriz. nedeni ise şu; basit resmi tarih anlatımına alternatif olacak noktalara değindiği ve aynı zamanda olayları analiz ettiği için şimşekleri üzerine çekmiş. uyarılar karşısında geri adım atmayınca da hadım edilme cezasına çarptırılmış. şimdi bazılarınız vay anam gitti erkeklik diyorsunuzdur. adam tarih yazımında delikanlılığın kitabını yazmış. başına gelecekleri öngörmesine rağmen bildiği doğrudan şaşmamış. şimdi önünüze bakıp bende var olan şey beni erkek yapıyor diye düşünüyorsanız, bu adam sizden 1000 kat erkek haberiniz ola. *

sonra bakmışlar ki olacak gibi değil denetimli olarak yine görevinin başına getirmişler adamı. adamı yarım bıraktıklarını düşünmüşler ama asıl yarımlık ve eksikliğin kendi tarihlerinde ve geçmişlerinde olduğunu idrak edememiş deyyuslar. sima abimiz bu olaylardan sonra ciddi olarak hırs yapmış. yaşamının tek amacı ''tarih kayıtları'' adlı eserini tamamlamak olmuş. 13 yıllık emek sonucunda 103 bölüm ve 500 bin kelimeden oluşan bu muazzam kaynağı dünya tarihine kazandırmış.

''tarih kayıtları''; ''temel kronoloji'', ''şemalar'', ''yazılar'', ''soylu aileler'' ve ''biyografiler'' olmak üzere beş kategoriye ayrılır. kronoloji bölümü imparatorlara ayrılmıştır. imparatorların yaşamları ve onlar tahttayken yaşanan olaylar aksettirilmiştir. şemalarda ise çin tarihindeki bütün olaylar şemalar haline getirilmiş ve basit anlamda neden sonuç ilişkisi kurulabilmesinin yolu açılmıştır. yazılar ise pek çok alana değinen bir bölüm olmuştur. astronomiden tutun ekonomiye, tarımdan tutun kültürel olaylara dair ciddi değerlendirmeler içerir. soylu aileler kısmında ise adından da anlaşılacağı gibi aile tarihleri üzerinde durulmuştur. lakin bu yapılırken topluma katkı sunan aristokratların incelemesi daha geniş bir yer tutmuştur. biyografiler ise en önemli bölümlerden birisidir zira toplumun her katmanından insan hakkında bilgi verir. çin tarihinde etki yaratmış bu insanların, asil ailelerin yanında esamesi okunmazken sima abimiz; ''başlarım sizin soyunuza sopunuza! bu adamların yaptıkları ne olacak? bunların ülkeye kazandırdıklarından neden bahsetmiyorsunuz?'' deyip vermiştir odunu.

bu eser tarihçiler tarafından gerçeğe uygun kayıtlar olarak kabul edilir. sima abi tarih yazıcılığını imparatorlara ve asillere yaltaklanmak için yapmamıştır. onları öveyim de sarayda yerim sağlam olsun diye düşünmemiştir. pipisini feda etmiştir ama dalkavuk olmamıştır. özellikle han hanedanlığı yöneticilerine dair eleştiriler ve taşlamalar kitabın önemli noktalarını oluşturur. artı feodal yönetici artıklarına karşı başlatılan isyanlar, halka yapılan zulüm ve benzeri örneklerin hepsi sima abi tarafından kayıt altına alınmıştır. özetle halk kahramanları ve zulüm görenlerin tarihine ışık tutmuştur diyebilirsiniz.

ayrıca tarih anlatımının edebi bir dili içermesi özellikle isyankarların ve kahramanların tarihini daha mistik bir noktaya taşımıştır. * bu yüzden de halen çin'deki en önemli kaynakların başını çekiyor.

ez cümle güzel adammış sima abi. mustafa kemal'in dile getirdiği gibi; ''tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.'' cümlesini yüzlerce yıl öncesinden kendisine rehber edinip, gerçeği aksettirmek uğruna savaşmıştır. kendisine yapılan herodot benzetmesini ise yersiz buluyorum. herodot'un masalsı anlatımını severiz ama sima abi bir başka boyut. herodot'u 800 ile çarpar 326'ya böler.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"sıma gian" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim